28 Haziran 2014 Cumartesi
– TURIZMHABERLERI.COM/HABER MERKEZİ
Dünyada ve Türkiye’de yaşlı bakımı ve geleceğine yönelik uzun süredir yürüttüğü çalışmaları; araştırma projesi ile somutlaştıran Medikal Turizm Derneği Başkanı ve Flavius Klinikleri Kurucusu Uzm.Dr Sinan İbiş’in 26.6.2014 tarihinde Ankara Üniversitesi’nde açıkladığı sonuç raporu özetinin ilk bölümünü yayınlamıştık.
link :www.turizmhaberleri.com/haberayrinti.asp?ID=27859
YAŞLILAR İÇİN EL ELE VERMEK ZOR DEĞİL…
” Ankara da Yaşlanmanın Etkileri ile Yaşlı Bakımında Sürdürülebilir Politikalar ve Stratejiler Projesi ” başlıklı çalışma için hem yaşlılarla konuşuldu, hem de sektörün tüm paydaşları olan kurum ve kuruluşlarla.. Ortaya çıkan tablo ülkemiz yaşlılarının gerçeklerine çok net bir şekilde ayna tutuyor. Artık Ankara’dan başlatılan YAŞLILAR İÇİN EL ELE Projesinde yol belli, harita belli; bütün mesele biraraya gelebilmekte… Bu projedeki işbirliği aslında bunun zor olmayacağını da gösterdi.
Gelelim sonuçları açıklamaya..
Araştırmanın ” Yaşam Destek Merkezinden Uzaktan Destek Alan Yaşlılar ” ile ilgili sonuçları şöyle:
Uzaktan destek alan yaşlıların yüzde 69 ‘u bayan, yüzde 31 ‘i erkek olduğu tespit edilmiş. Bu kişilerin yüzde 61,64 ‘ü eşini kaybetmiş, yüzde 88 ‘inin ise çocuğu varmış, yüzde 54 ‘ü tek başına yaşarken, yüzde 19,5 ‘i eşiyle birlikte yaşamaktadır ve kalınan ev yüzde 68 oranında kendilerine aittir. Yaşam merkezinden destek alan bu kişilerin yüzde 97,48 ‘inin sosyal güvencesi vardır, bu yaşlıların yüzde 80 ‘inin ise aylık geliri 1.000 TL altındadır.
Yüzde 63,52 ‘lik kısmın eğitim durumu ilkokul düzeyindedir, kadınların yüzde 43,40 ‘ı ev hanımdır; yaşlıların yüzde 32 ‘si ise emeklidir, bu yaşlıların yüzde 65 ‘i gözlük, yüzde 14 ‘ü baston kullanmaktadır.
Yaşlıların tamamı herhangi bir hastalığı olduğunu belirtmişlerdir, bu yaşlıların yüzde 58 ‘i tansiyon hastalığı, yüzde 34 ‘ü şeker hastalığı, yüzde 28 ‘i kolesterol problemi, yüzde 5 ‘i ise kanser problemi olduğunu belirtmiştir. Yaşam merkezinden faydalanan kişiler arasında engelli olduğunu belirtenlerin oranı yaklaşık yüzde 27 dir. Bu kişilerde tam bağımsız olarak yaşama oranı yüzde 80 bulunurken, alışveriş yapma ve giyinme vs. gibi hususlarda bağımlı olma hali yüzde 10 olarak tespit edilmiştir.
Yaşam destek merkezinden faydalanan yaşlıların yüzde 57 ‘si herhangi bir fiziksel aktiviteyi yaparken, yüzde 22 ‘si ara sıra fiziksel aktivite yaptığını, aktivite gerçekleştirenlerden yüzde 53 oranın da yaşlıların ise yürüyüş yaptıklarını; bu yaşlıların yapmak istedikleri aktivitelere bakıldığında yüzde 69 ‘unun televizyon seyretmek, yüzde 21 ‘inin ise ev ve bahçe işleri ile uğraşmak olduğu ifade edilmiştir. Bu yaşlıların yüzde 94 ‘ü tecrübelerini genç nesillere aktarmak istemektedir, yüzde 63 ‘lük kısmı ise genç nesilleri yaşlılara kendi yaşamlarındaki gibi ilgili bulmaktadır.
BİLGİ KAYNAKLARI TELEVİZYON VE RADYO….
Yaşam merkezinden faydalanan kişilerin bilgi kaynakları olarak yüzde 93 televizyon, yüzde 75 radyo olarak ifade ederken yüzde 5 ‘lik kısım yaşlılar için özel olarak üretilmiş dergilere ihtiyaç olduğunu belirtmişlerdir. Bu kişilerin günlük işleri dışındaki zamanlarını nerelere harcadıkları konusunda ise; yüzde 89 ‘u televizyon seyrederek, yüzde 43 ‘ü uyuyarak, yüzde 9 ‘u kitap ve dergi okuyarak, yüzde 9 ‘u ise hobileriyle uğraşarak geçirdiklerini; yaşam destek merkezinden memnuniyetlerinin yüzde 95 oranında gördüklerini; yaşamlarında en çok hissettikleri hususlar olarak yüzde 37 oranında gezebilmek, yüzde 35 oranında sağlıklarına kavuşmak istediklerini belirtmişlerdir.
YAŞLILARIN EN BÜYÜK SORUNU YALNIZLIK…
Yaşam destek merkezi gibi uzaktan bakım hizmet desteklerinin uygulamasının aslında son derece kolay ve düşük maliyetlerle gerçekleştiğini vurgulayan Dr. Sinan İbiş; araştırma sonucuna yönelik şu değerlendirmede bulundu:
” Yaşlıların en büyük sorunu yalnızlık ve ona bağlı sorunların önlenmesinde son derece önemli.. Aslında bu tür hizmetlerin tüm yaşlıların kullanımı için uygulamaya koyulması gerekiyor. Yaşlıların iletişiminde televizyonun tüm gruplarda ön plana çıkıyor ancak televizyonların reyting kaygıları nedeniyle yaşlılıkla ilgili konuları gündemlerine taşımıyorlar Oysa ülkemizdeki yaklaşık 6 milyon yaşlının dörtte üçünden fazlasının televizyonu yaşamlarının önemli bir parçası gördüğü tespiti dikkate alınacak olursa bu kadar çok sabit izleyici kitlesinin televizyon yönetimlerince fark edilmediğini söyleyebiliriz. Tele hizmet adı verilen uzaktan bakım desteklerine uzaktan sağlık desteklerinin de ilave edilmesi lazım. Hatta ülkemiz konut sektörünün özellikle yaşlılar için üretilmiş özel akıllı konutlar ve yaşam alanlarını hayata geçirmeleri gerekiyor ” dedi.
Yaşlı Bakım Sektöründe Çalışanlar ve Tedarikçiler ile İlgili Sonuçlar…
Yaşlı bakım sektöründe yönetici görevliler ve tedarikçilerden yüzde 74 ‘ü erkek olarak görüldü. Bu sektörde çalışan kişilerden doktor, sosyal hizmet uzmanı, eczacı, satış elemanı, personel vs. gibi görüşülen kişilerden yüzde 26 ‘sı ise bayan. Bu kişilerin eğitim düzeyleri ise yüzde 63 lisans, yüzde 19 ‘u orta öğretim, yüzde 6 ‘sı meslek yüksek okulu, yüzde 7 ‘si ise ön lisans düzeyinde eğitimli.. Bu kişilerden yüzde 39 ‘u 2-6 yıldır, yüzde 35 ‘i 11-15 yıldır bu alanda çalıştıklarını; bu çalışanların yüzde 78 ‘i tam zamanlı ve sözleşmeli, yüzde 20 ‘si kamu çalışanı olarak çalıştıklarını ifade etmişlerdir.
Bu kişilerin yaşlı bakımı konusunda sundukları hizmet dağılımlarında ise yüzde 31 ‘i uzun süreli yaşlı bakım hizmeti, yüzde 26 ‘sı rehabilitasyon hizmetleri, yüzde 16 ‘sı muayene ve tedavi hizmetleri, yüzde 60 ‘ı ise yaşlı bakımında ürün ve tedarik hizmetleri sunuluyor. Verilen hizmetlerin nasıl ödendiği konusunda ise yüzde 47 ‘si yaşlının kendisi tarafından, yüzde 66 ‘sı devlet tarafından, yüzde 3,6 ‘sı özel sigortalar tarafından, yüzde 6 ‘sı kısmen yaşlı-kısmen SGK tarafından, yüzde 9,6 ‘sı yeşil kart tarafından, yüzde 4,8 ‘i ise diğer kamu finansmanı ve Bağkur tarafından ödenmektedir.
SEKTÖRÜN STRATEJİK PLANLARI NE DURUMDA..?
Yaşlı bakım sektörünün aktörleri olan kurumların yüzde 29 ‘u gelecek için stratejik bir planlarının olmadığını ve yüzde 27 ‘sinin cevap vermemeyi tercih ettiği belirtiliyor. Araştırmada yaşlı bakım hizmetleri sunan kurum paydaşlarının; yüzde 66 hastaneler, yüzde 19 üniversiteler, yüzde 36 sosyal güvenlik kurumu, yüzde 28 huzurevleri, daha az oranlarda da diğer tüm paydaşların olduğu görülmüş.
Kurumlarda çalışan personel sayısı kurum başına ortalama 22,4 kişi, yüzde 25,45 ‘i hasta bakıcı, yüzde 13,33 ‘ü hizmetli, yüzde 27,2 si değer personel, yüzde 5 ‘i hemşire,yüzde 5,41 ‘i idari personel, yüzde 3 ‘ü fizyoterapist, yüzde 2,67 ‘si sosyal hizmet uzmanı görülmüştür.
NİTELİKLİ PERSONEL SONUÇLARI
Sektörde nitelikli personel hareketliliğinin yüzde 43,5 oranında.. Nitelikli personel hareketliliğinin 575,9 ‘luk kısmı Ankara’da…
Nitelikli işgücü bulma zorluğu yüzde 36,14 oranında…
Nitelikli iş gücünün yüzde 53 oranında yurt içi olarak Ankara dışından temin ediliyor.
Çalışanlar kişisel gelişimleri için yüzde 85,6 oranında eğitim almadıklarını; yüzde 14,4 oranında alınan eğitimlere bakıldığında ise yüzde 33,3 oranında yaşlı sağlığı ve bakımı eğitimi, yüzde 16,7 hizmet içi eğitimi aldıklarını belirtmişlerdir.
KURUMSAL İŞBİRLİKLERE YÖNELİK ÇARPICI SONUÇLAR:
Bölgede işbirliğinde bulunulan aktörlerin başında üniversite hastaneleri geliyor. Son beş yılda kurumlarla işbirliği geliştirmeyen kurumların oranı ise yüzde 76..
İşbirliklerinde öne çıkan faktörler sorulduğunda; gerçek ihtiyaçları sağlanan kişiler yerine ortakların niteliklerinin tercih edildiği ifade ediliyor. Kurumların iş-hizmet geliştirme veya arge bölümlerinin olmadığını belirtenlerin oranı yüzde 79,52, bunun için bütçesi olmadığını belirtenler yüzde 80,72, hizmet veya ürün gelişimi konusunda hizmet alımı yapmadıklarını belirtenler yüzde 79,52, son 5 yılda geliştirdikleri yenilikçi bir ürünü olmayanlar ve başka bir kurumdan faydalı olabilecek yeni ürün-bilgi-teknoloji transferi yapmadıklarını belirtenler ise yüzde 78,31 oranında tespit edilmiş, yüzde 17 civarında kurum da cevap vermemeyi uygun görmüştür.
Yaşlı bakım sektörlerinin yöneticileri; yaşlıların bakımları sırasında tüm ihtiyaçlarının karşılanması, yaşlıların birbirleriyle iletişim kurabilmesi, yaşlıların yaşam odalarını kendi tercihleri doğrultusunda düzenleme imkanlarının yüzde 50 ile yüzde 65 arasında mümkün olabildiğini belirtiyor. Araştırmada yöneticilerin sorulara verdikleri yanıtların oranlaması ise şöyle:
Yaşlıların mahremiyetinin korunması yüzde 66 oranında, Yemeklerde hijyen kurallarının uygulanması yüzde 72 oranında, Banyolarda hijyen kurallarının uygulanması yüzde 66 oranında, banyo ve çamaşırhane sayılarının yeterliliği yüzde 72
Ziyaretçi görüşme salonlarının yeterliliği yüzde 62,
Kurumda yaşlılar için yardımcı araçların yeterliliği yüzde 53, Kurumda yaşlılar için son teknolojilerin kullanılması yüzde 50,
bahçe ve yeşil alanlar ile aktivite alanlarının ihtiyacı karşılaması yüzde 69,
Kurumda güvenliğin sağlanması yüzde 63,
Kurumda gerçekleştirilen sosyal ve fiziksel aktivitelerin yeterliliği yüzde 59,
Kurumun şehir merkezine yakınlığına yüzde 44 oranlarında katılım sağlamışlardır.
BAKIM HİZMETİ VEREN YÖNETİCİLER
Bakım hizmeti veren yöneticiler geliştirilmesi gereken hizmetler konusunda; sağlık ve rehabilitasyon hizmetlerinin verilmesine yüzde 38, düzenli sağlık kontrollerinin yapılmasına yüzde 22, bakım ve hizmet personellerinin eğitimli olmasına yüzde 13, kurum idari personellerinin eğitimli olmasına yüzde 6 oranında ihtiyaç olduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca yöneticiler kurumda çalışan personelin stresle başa çıkma, iletişim becerileri, risk yönetimi, problem çözme becerileri, yaşlının sağlık sorunlarını ve rehabilitasyon ihtiyaçlarını çözme konusuna yardım, yaşlının psikolojik sorunlarını çözme ve aktivite ihtiyaçlarını karşılama konularında yüzde 31 ile yüzde 57 oranları arasında eğitilmeleri gerektiğini belirtmişlerdir.
Yaşlılara hizmet sunumu ve tedarik yapılan noktalardaki elde edilen verileri değerlendiren Dr.Sinan İbiş görüş ve önerilerini şöyle açıkladı:
” Yaşlı bakımı alanında özellikle erkeklerin çoğunlukta ve eğitimli, nitelikli bir iş gücüne ihtiyaç var. Bu iş gücünün sürekli eğitimlerle nitelikli hale getirilmesi gerekiyor. Hükümetin yaşlı bakımı konusunda ihtiyaçları karşılamak üzere gerek sosyal güvenlik şemsiyesi, gerekse teşvik edici unsurlar olarak yeterince kaynak sağlayamıyor. Yaşlı hizmetleri verilen yerlerdeki hizmet sunucuların yetersiz mekan ve donanımlarının farkındayız. Bu iş yerlerinin sahiplerinin ise içeriklerini geliştirmek için kendi yapıları içerisindeki insan gücünü kullanmayı tercih ediyor ve bilgi transferi yapılmıyor.
YAŞLILARIN MUTLULUĞU NASIL ÖLÇÜLÜYOR
Kurumlar başka kurumlarla işbirliği yapmayarak iş içeriklerini ve verimliliklerini geliştiremiyor; yaşlıların toplumla bütünleştirilmesi ve sosyalleştirilmesi konularında da hizmet sunucuların farkındalıkları ise son derece yetersiz… Yaşlılar yaşam odalarının hastane veya otel odası gibi olmayıp, kendilerini evlerinde hissedecekleri şekilde dizayn edilmesi gerektiğinin farkında değiller. Yaşlıların mutlu yaşayıp yaşamadıkları konusunda değerlendirme ölçekleri ise sadece gözleme dayalı ve yetersizdir. Yaşlıların fiziksel ve sosyal yönlerini geliştirecek uğraşı terapileri ve atölyelerinin bakım kurumlarında inşa edilmemiştir. ” dedi
İNSAN ODAKLI BAKIMI ÖNE ÇIKARAN YAŞLI YAŞAM KONSEPTİ
Yaşlıların birikimleri ve tecrübeleri ile üretim süreçlerine, genç – yaşlı iletişimini güçlendirmek üzere geliştirilecek projelere dahil edilmelerine dikkat çeken Dr. İbiş; ” bu eksikliklerin giderilmesi ile daha üst seviyede bir bakım hizmetinden bahsedilebileceğiz. Huzurevleri yerine daha donanımlı ve insan odaklı bakımla beraber yaşam imkanları sunan yaşlı yaşam konseptlerinin hayata geçirilmesi gerekiyor ” dedi.
YAŞLI BAKIM YILI İLE ULUSAL FARKINDALIK YARATILABİLİR..
Ayrıca bakım konusunda ne yapılırsa yapılsın insan odaklı tüm çalışmalarda olduğu gibi bunların hiçbir zaman yeterli olmayacağını belirten Dr. İbiş; ” yaşlı bakımı konusunda arge ve innovasyon odaklı projelerin teşvik edilmesi, ulusal politikalarımızın güncellenmesi ve güçlendirilmesi gerekiyor. Belki de ” yaşlı bakım yılı ” gibi bir ulusal farkındalık sloganı yaratarak bakım, tedarik, eğitim, turizm, finans, yatırım, medya alanlarının harekete geçirilmesi gerektiğini ” ifade etti..
Kaynak: turizmhaberleri.com