Senede üç yada dört kez binsek de bu vapurların kiminin büyük ve ferah, kiminin de küçük ve dar olduğunu öğrenmiştim. Bu arada 71 numaranın adının HALAS, 74 yazılı olanın ALTINKUM olduğunu biliyordum. 66’nın BOĞAZİÇİ, 68’in GÜZELHİSAR olduğunuda babam söylerdi. 47, 48, 57 vapurlar küçük vapurlardı.
O zamanlar harp içinde İstanbul’un nüfusu olsun olsunda 700 yada bilemediniz 800 bin kişi! Bu küçük vapurlarda bile, hepimiz iyi kötü oturacak yer bulabilirdik. Ama Şerker yada Kurban Bayramı’ysa, vapurlar bira kalabalıkça olur, kolay kolay yer bulunamıyabilirdi. O zamanda üst güverteye çıkan merdivenin altında dizili duran, açılır kapanır bez sandalyelerden biri yada ikisi çekip alınır, açılıp ona oturulurdu. Bana kalsa, iki yandaki uzunlamasına sıralardan birine oturup ayaklarımızı parmaklığa dayayarak püfür püfür gitmek isterdim. Ama bırakan kim! ya ”üşür hasta olursun” yada “başına güneş geçer” gerekceleriyle alt salondan dışarı bırakılmazdık. ne için mi? Elbette, denize düşmemem için. Şimdi bakıyorumda, çocuklar annelerini filan dinlemeyip vapurun dışında, halatların arasında koşmaca oynuyorlar!
Çoğu zaman pazar günleri giderdik. Hisar’a… Bizim bindiğimiz vapur 10:30 da köprünün Üsküdar iskelesinden kalkan vapur olurdu. Galata Köprüsü altında yan yana sıralanan iskelelerin üçüncüsü olan Üsküdar iskelesi, Ada iskelesinden bir sonrakiydi. Arada bir bu Ada iskelesinde yandan çarklı, üs güvertesi baştan sona açık değişik tip vapurların bağlı durduğunu görürdüm.
“Bunlar Denizbank’ın vapurları… Moda, Kalamış, Caddebostan taraflarına gidiyorlar” derdi babam.
Sonradan öğrendim ki ta İzmit’e kadar giden vapurlar varmış!
Gözüm bileğimdeki dört köşe ARLON marka saatimde, kulağım iskele memurunun uzun uzun ötttüreceği harejet düdüğünde, heyecanla vapurun kalkmasını beklerdim. Çoğu zaman vapura ucu ucuna yetiştiğimiz için içeriye giripte kendimize daha yer bile bulamamışken tiz bir düdük sesi hareket zaatinin geldiğini haber verirdi. Arkasından vapurumuz uzun bir düdük çalır, akabinde de kaptanın çımacıya “KOYVER!” diyen sesi duyulurdu.
Kaynak: Istanbul’un Unutulmayan Gemileri Eser Tutel