Bir tropikal siklonun yüksek hızdaki rüzgarları storm denizden ayrılıp kara üzerinde ilerlerken en büyük tahribatı yapar. Navigasyona yardımcı fener şamandıra beacon vs.yerlerinden kopar veya tahrip olur. Limandaki teknelerden yanlızca tamamen emiyette alınmış olanlar hariç demir tararlar, çeşitli engeller üzerine sürüklenirler. Karada ağaçlar diplerinden sökülür. Elektrik nakil hatları kopar. Binalar çok ağır hasar görür. En büyük hasar stormun tehlikeli yarımdairesinin merkeze yakın kısımlarında meydana gelir. Bir stormun karada ilerlerken dehşeti denizdekine nazaran daha kısa zamanda azalmaya başlar.
Dalgalar belli büyüklüğe eriştikten sonra storm ilerleyiş hızına eşit bir hızla hareket ederse çok olağan üstü durumlar kendini gösterir.
Bu süreye bağlı olarak dalga yükseklikleri görülmedik boyutlara ulaşır. Bu olay kuzey yarımkürede storm track’ın sağında (güney yarımkürede solunda) daha sık meydana gelir. Ayrıca iki veya daha değişik yönlerden gelen dalgaların çarpışarak birleşmeside olağan üstü dalgaları meydana getirir. Bunlar eşit yüksekliklerde bir dalga topluluğu oluşturup hareket ederek bir ‘’cofused sea zone’’ (büyük çırpıntılı karışık denizler zonu) ortaya çıkartabilirler. Bu olay stormun herhangi 1/4 dairesinde meydana gelebilir. Bundan dolayı en yüksek denizlerin storm track’ın sağında (kuzey yarımkürede) olacağı yaklaşımı her zaman gerçeği ifade etmez.
Bu dalgalar esen rüzgarlarım etkisi dışına çıkarak kendi başlarına hareket etmeye başlarsa ölü deniz (swell)’e dönüşürler. Bunlar düz, düzgün dalga şeklinde, basamakları kolayca birbirine ayırd edilebilen oluşumlardır. Ölü denizler genellikle stormun sağ tarafında meydana gelir. Bunlar binlerce mil uzaklara kadar ilerliyebilirler ve bir kaç yüz millik kıyı şeridinde normal gelgit (tide) yüksekliğini 3-4 ft. yükseltebilirler.
Çoğu zaman bir su duvarı olarak tarif edilen, hızla sahile ilerleyen ‘’Hurricane dalgası’’ rapor edilir. Bunların doğru çıktığı çok enderdir. Fakat dünyanın en büyük doğal afetleri bu dalgalar sonucu meydana gelir. Bunlar birdenbire yükselen anormal deniz kabarmaları ortaya çıkartırlar. 1876 yılında Calcutta-Chittagong arasında böyle bir olayda 100.000 kişi hayatını kaybetmiştir.
Sahil boyunca su, rüzgardan daha fazla tahribat yapar. Bu konu 4 ana bölümde incelenebilir;
1. Storm rüzgarlarınınmeydana getirdiği korkunç denizler kıyı boyunca sıralanmış teknelere ve yapılara çullanarak büyük hasar verirler.
2. Karaya doğru şiddetle esen rüzgarlar normal su seviyelerinde 3-10 ft. yükselmaya neden olurlar. Bu ‘’storm tide’’ merkez sahilden 500 mil bazen daha fazla uzaklıktan görülmeye başlar. Fırtına yaklaştıkça derece derece artar. En yüksek ‘’storm tide’’ lar yavaş hareket eden geniş alana yayılmış tropikal siklonlar tarafından meydan getirilir. Bu aynı yönde esen (uzun süre) storm rüzgarları neticesinde olur. Storm tide Meksika körfezi gibi kısmen kapalı denizlerde çok daha fazla hissedilir. Yarımay şeklindeki sahil şeridi suyun kaçıp gitmesine imkan vermez.
3. Storm gözü etrafında sıralanan basınç duvarları arasında esen korkunç rüzgarlar bir su dağı (Ridge of water) meydana getirirler. Buna ‘’storm wave’’ denir. Bunlar karaya çullandıklarında büyük hasar meydana getirirler. Etkileri okyanus tabanında depremler derecesinde meydana gelen sismik dalgalara (Seismic wave) benzer. Bu iki dalga tipi aynı guruba sokularak çoğu zaman ‘’tidel waves’’ olarak anılırlar.
Storm dalgaları 20 ft. veya daha yüksek olur. Bu yüksekliğin 3-4 ft’lik kısmı atmosfer basıncının aşırı azalmasının,geri kalan kısım rüzgarın doğrudan bir sonucudur.
Rüzgar ölçen cihazların çok etkin hurricane’ler le rüzgar hızı 175-200 knot’a eriştiğinde bu hızı ölçmeye kapasiteleri yetmez.
Rüzgar sağnak yaptığı zaman bu sağnak genellikle 1 dakikada ölçülen rüzgardan (sustained wind) 30-50 daha şiddetle eser. Bu olay bir siklonun tahrip gücünün çok daha artmasına neden olur. Hurricane etkinliğine erişmiş tropikal stormlarda rüzgar hızı bütün hayatı boyunca 90 knottan fazladır. Birkaçında rüzgar hızı 130 knot’ın üstüne çıkar.
Tropikal siklonlar dünyanın en ağır yağmurlarını meydana getirirler. Yağmur ortalaması 15-20 cm iken 4 günlük peirotta 254 cm lik yağmur meydana getirdikleri gözlenmiştir. Dünya rekoru olarak bir tropikal siklonda 1952 yılında Reunion Island’da 24 saatte 187 cm yağış tespit edilmiştir.
Stormun kara üzereinde ilerleyiş şekli ve bölgenin topoğrafik özellikleri yağış düşüşünü doğruladan etkiler. Büyük seller meydana getiren yağışlar (torrential rains) stormların dağlara doğru ilerleyip yaslanmasıyla meydana gelir. Bu özellikle Filipinler ve Japonya’da çok sık görülür. Zayıf tropikal depresyonlar bile buralara ağır yağmurlar yağdırırlar. Filipinler!de1911 yılında 24 saat süre içinde 117 cm yağış rekoru tespit edilmiştir.
1969 yılı Ağustos’unda Hurricane CVamille USA Güney Virgina Bölgesi Blue Ridge Mountains’ı geçerken 8 saatte 76 cm lik bir yağış meydana getirmiştir. Bu ealet tarihinin en büyük sel baskınlarına neden olmuştur.
Bir tropikal siklonun meydana getirdiği çok ağır yağmurlarla beslenen seller (floods) olağan üstü tahripkar büyüklüğe erişir. Bu seller bölgenin fiziksel yapısına ve yağışın belli bir havzada toplanması özelliklerine bağlı olarak büyük hasarlar meydana getirirler. Yağmur başlar başlamaz nehirlerin su seviyeleri yükselir.
Bu yağmurlar ovalık düz bir bölge üzerine isabet ederse buraları aylarca sular altında kalır. Binalar diğer yapılar yeraltı enerji hatları hasara uğrar. Genellikle büyük can kaybı olmaz. Fakat dağlık ve engebeli arazide çok çabuk oluşan tahrip kar seller büyük can kayıplarına yol açarlar.
Zaman zaman stormun meydana getirdiği dalga yüksekliklerinin 10 ft’ten (12 metre) yüksek olduğu rapor edilmiştir. Pek çok raporlar da 30-40 ft.dalga yükseklikleri rapor edilmiştir.
Mamafih bir tropikal siklonda bu denli büyük denizlerin meydana gelmesi için rüzgarın uzun süre esmesi ve geniş bir deniz sahasının olması gerekir.
Rüzgarın süratinde ve yönünde olan değişiklikler tropikal siklonda ekstra tropikal siklonlara nazaran çok daha kısa sürede olur. Böylece aynı etkinlikteki iki oluşumdan tropikal siklonlardaki rüzgar süreleri ve dalga yükseklikleri daha azdır. Ayrıca meydana gelen dalgalar (aynı rüzgar şartlarında) yerel rüzgarların oluşturduğu dalgalardan daha yüksek değildir.
Yukarıda anılan Hurricane Camille’de (ağustos 1969) 43 ft (13metre) lik dalgalar ve 1 tane 72 ft. (22 metre)lik olağan üstü boyutta dalga tespit edilmiştir. Doğu atlantik sahilinde 2-3 metre swell’lerin bilhassa stiff gemileri ne denli rahatsız ettiği ve dalga yüksekliği 4 m’yi geçtiği zamanlar kıyı istasyonlarının Heavy swell warning high sea warning yayınladıkları düşünülürse 13-22 metre dalga yüksekliklerinin korkunçluğu daha iyi canlandırılabilir.
4. Stormun meydana getirdiği ağır yağmurlar 4. hasar etkisidir. Bunların sebep olduğu seller diğer sellerle meydana gelen hasarlarıda arttırırlar. Tropikal sirkülasyonun kapladığı alan içinde bir çok tornado meydana gelir. Bunlar tropikal siklonlarla bağlantılı olarak Kuzey Atlantik, Batı hint adaları, ABD Atlantik sahili körfezleri ve kıyıları boyunca görülürler. Bunların genellekle ön yarımdaire ve stormun dış sınırı boyunca oluştukları gözlenir. Bunlar genel de kısa ömürlüdür ve ABD batısının orta kısımlarında görülen tornadolar kadar etkin değildir.
Burada tropikal siklonlar konusuna son verirken bir tropikal storm sonrası, etki altında kalmış sahil boyunca seyredilirken aşağıdaki noktalar dikkatle hatırlanmalıdır.
1. Navigasyon yardımcıları hasar görmüş veya storm tarafından tamamen yok edilmiş olabilir.
2. Bunların bir kısmı ayakta kalabilmiştir fakat ışık, ses RDF bölümleri muhtemelen çalışmaz durumdadır.
3. Sahil alametleri tahrip olmuş ve tamamen yok olmuş olabilir.