Müren balıkları, genelde hakkında az şey bilinen ancak yılana benzeyen görüntüsü ve sürekli açık ağızları sebebiyle tedirginlik yaratan deniz canlılarıdır. Dalışlarımızda karşımıza çıkan mürenler, Roma döneminden günümüze kadar yaşam gerçekleri yanı sıra efsaneleriyle de var olmuşlardır.Malesef deniz yılanları ve kağıt balıkları gibi, mürenler de insanlar tarafından genelde beğenilmeyen, dış görünümlerinden dolayı her zaman ön yargı ile yaklaşılmış balıklardır. Aslına bakarsanız mürenler gerçekten incelenmeye değer, değişik anatomik yapıya sahip olmalarıyla beraber, sert görünümlerinin ve bilinenin aksine özellikle kışkırtılmadıkça saldırmazlar.
Genel Özellikler
200 tür ve 15 cinse ev sahipliği yapan Muraenidae familyasının büyük çoğunluğu deniz ve okyanuslarda yaşasa da, yarı tuzlu ve tatlı suda yaşayan üyeleri de bulunur. Belki de bazı büyük petshoplarda akvaryum içinde yaşayan tatlı su mürenlerini görmüşsünüzdür. Müren balıkları sakin suları değil, akıntılı ve hızlı yer değiştiren sularda yaşamayı severler.
En küçük türü 11.5 cm (Snyder’s Moray – Anarchias leucurus) en büyüğü ise 4 mt (Slender Giant Moray – Strophidon sathete) boya ulaşabilir. Bilinen en ağır tür ise 30 kg ağırlığındadır (Giant Moray – Gymnothorax javanicus). Ülkemizde yaşayan tür ise Akdeniz Müreni‘dir (Mediterranean Moray – Muraena helena). Roma Yılan Balığı olarak da geçmektedir. 10 ila 30 yıl arasında yaşarlar. İnsanlar, baraküdalar, köpekbalıkları ve diğer mürenler başlıca düşmanlarıdır.
Akdeniz Müreni (Muraena helena)
Görünüm ve Karakteristik
Dalışlarınızda gördüğünüz koyu renkli doku üzerine sarı benekli mürenlerdir. İngiliz Adaları’ndan Senegal kıyılarına Doğu Atlas Okyanusu’nda, Kanarya Adaları, Asor Adaları ve Akdeniz’de yaşar. Isırığı insanlar için tehlikelidir. 1.5 metre boya ve 15 kg ağırlığa ulaşabilir. Derisi mukuslu bir yapıya sahiptir ve diğer balıklardaki gibi pul yoktur. Sırt yüzgeci kafasının hemen arkasından başlar ve kuyruk yüzgecine kadar devam eder (anal yüzgeç ile kaynaşmıştır). Göğüs yüzgeci yoktur. Dişler uzun ve sivri uçludur (diğer tüm mürenler gibi). Ağız uzun ve güçlüdür, solungaçların arkasına kadar uzanır.
Anatomi
Akdeniz Müreni’nin, diğer tüm mürenler gibi çift çenesi bulunur. Görünen birinci çenenin arkasında, gırtlağa yakın bölgede ikinci çene, yani faringeal çene bulunur. Müren önce ilk çenesiyle, ardından açılarak ağza yaklaşan ikinci set (faringeal çenedeki) dişlerle ısırır. Avını yakalar ve yemek borusuna doğru sürükler. Biliminsanlarına göre faringeal çene, vakum yöntemiyle beslenen diğer balıklara göre dar alanlar ve kendinden daha büyük canlılarla beslenebilmek için idealdir. Eskiden ön yüzgeçlere sahip olan Akdeniz Mürenleri’nin, günümüzde bulunmayan bu yapılarının artık ikinci çenenin hareketini desteklediği düşünülümektedir.
Yılanlar ve Akdeniz Mürenleri yaşam ağacında birbirlerine yakın olmasalar da vücutları benzerlik gösterir. Yapıları farklı olsa işlevleri aynıdır. Her ikisinin de vücutları dar alanlara girebilmek için oldukça esnektir. Akdeniz Müreni için sualtı kovukları, yılanlar için de kaya altları örnek verilebilir. Her ikisi de (biri suda diğeri karada da olsa) vücutlarını kaydırarak ilerlerler. İkincil çene de Akdeniz Müreni ve yılan arasındaki benzer özelliklerden biridir. Yılanın sağ ve sol çenesi birbirinden ayrı olduğu için kendisinden daha büyük avları rahatlıkla yiyebilirler. Yılan ve Akdeniz Müreni’nin çift çeneleri yapı olarak farklı olsa da aynı avantajları sağlar. Bu benzer özellikler, her iki hayvanın ortamlarına adaptasyonu için geçirilen farklı evrimlerin sonucudur.
Gözleri iyi göremeyen Akdeniz Müreni, geceleri güçlü koku duyularıyla avlanır. İki küçük tüp şeklinde burunları vardır, insanlardaki gibi ağzın hemen üzerinde birbirlerine simetrik olarak dururlar.
Ekoloji
Akdeniz Mürenleri, yaşamak için kayalık alanları tercih eder ve 5 metreden 80 metreye kadar geniş bir derinlik yelpazesinde görülebilirler. Genellikle yalnız yaşasalar da bir kaç bireyin aynı kovukta yaşadığı da görülebilir. Bölgeci bir türdür. Gündüz kayalık ve labirentlerden oluşabilen yuvalarında dinlenip, gece avlanırlar. Balık, kerevit ve kafadanbacaklılarla beslenirler. Ölü hayvanlarla da beslenirler. Akdeniz Müreni’nin diyetinde ahtopot, ahtopotun diyetinde de Akdeniz Müreni bulunur. Bu nedenle bu karşılaşmalar ilginç doğa olaylarına sebebiyet verir. Genellikle Akdeniz Müreni yuvalarında bir de karides bulunur. Karides, kendisine koruma sağlarken müren de karides tarafından bakterilerden arındırılır (simbiyotik ilişki). Bu ilişki, bir çok su altı fotoğrafçısını cezbeder.
Üreme
Akdeniz Müreni, hermafrodit, yani çift cinsiyetlidir. Erkek/dişi oranına göre tıpkı orfozlar gibi cinsiyet değiştirip, dengeyi korurlar. Kur, su sıcaklığı zirve yaptığında başlar ve bu serenomide ağızların maksimum seviyede açıldığı (gaping) gözlemlenir. Sonrasında birbirlerinin uzun vücutlarına sarılarak çiftleşirler. Çiftleşme, çift şeklinde olabileceği gibi, bir dişi, iki erkek şeklinde de olabilir.
Yavrular ince, yaprağa benzeyen larva şeklini alırlar ve 8 ay boyunca açık suda yüzerler. 8 ay sonunda birer elver (yılanbalığımsıların metamorfoz -dönüşüm- sonrası aldığı şekil) olarak hayata başlarlar.
İnsanlarla İlişkileri
Solungaçları yeterince evrimleşemediği için (solungaçlar vücuda oranla çok küçük kalmıştır) genellikle ağızlarıyla solunum yaparlar. Ağzın açılıp kapanması su sirkülasyonu sağlayıp mürenin daha rahat nefes almasına olanak tanır. Tıpkı bir insanın nezle olduğunda burnunun tıkanıp, ağzından nefes alması gibi. Bu nedenle genellikle yanlış anlaşılırlar.
Dalgıçlara saldırdıkları fazla görülmemiş olsa da rahatsızlık edilmeleri durumunda agresif olaiblirler. Bu nedenle mürenlere saygılı olmalı, bir kaç metreden fazla yaklaşmamalıyız. Literatürdeki saldırıların tamamı ya kışkırtmadan ya da beslemeden kaynaklıdır. Bazı turistik bölgelerde sosile müren beslemek yaygındır. Ancak yukarıda da bahsettiğim gibi müren iyi göremez ancak iyi koku alır. Sosisi veren kişinin parmağına koku siner ve mürenler dalgıcın parmağını verilen sosis ile kolayca karıştırabilirler. Bu ısırık, sadece ısırığın kendisinden dolayı değil, özellikle kısmen zehirli mukuslu derisinden de kaynaklanır.
Akdeniz Müreni’nin derisi diğer hayvan derileri gibi nadiren de olsa kullanılır. Dünyanın bazı bölgelerinde ızgarada, kaynatılarak ya da fırınlanarak tüketilir.
Romalılar, Akdeniz Müreni’ni büyük havuzlarda besleyip, kimi zaman ceza için, kimi zaman da evcil hayvan olarak kullanırlardı.
Murat Demirağ
info@dalalim.com
Referanslar:
http://en.wikipedia.org/wiki/Moray_eel
http://en.wikipedia.org/wiki/Mediterranean_moray
http://www.dive-the-world.com/creatures-moray-eels.php