SİS (Fog)

Sis, alt taban sınırı görüşü etkileyecek kadar alçalmış bir buluttur. Hava içindeki su buharının yağuşması veya donarak kristalleşmesi sonucu ortaya çıkan çok küçük su damlacıkları veya buz kristallerinden meydana gelmiştir.

RADYASYON SİSİ (Radiatin Fog)

Radyasyon sisi geceleri ovalar üzerinde görülür. Kara gündüzleri radyasyon (ısı enerjisinin elektromanyetik dalgalar halinde yayılması) yoluyla aldığı güneş enerjisini, geceleri karşı radyasyon ile uzaya geri yollar. Yeryüzeyi böylece soğuduğunda, yüzeydeki hava tabakası da hemen soğur. Bundan dolayı atmosferde ters bir sıcaklık dağılımı ortaya çıkar. Alt seviyelerde hava soğuktur. Yükseklik arttıkça sıcaklık da artar.

Soğuma havanın çiğ noktası (dew point)’na kadar inerse sis meydana gelir. Ayrıca çevre yükseltilerden gelen serin ve soğuk hava, oluşumu hızlandırır. Radyasyon sisi çok sığdır. Ve yeryüzüne yaklaşıldıkça kesifleşir. Bu sis gün doğumundan sonra çoğu zaman yükselir. Genelliklede sıcaklık yükseldiğinde, öğleye doğru ortadan kalkar. Deniz etkisiyle gece gündüz sıcaklık farkları azaldığından bu tip sis oluşumu kıyılardan 10 mil içerlerden itibaren görülmeye başlar.

ADVEKSİYON SİSİ (Advection Fog)

Bilindiği gibi adveksiyon dokunma – temas ile gerçekleşen ısı alışverişi demektir. Sıcak ve nemli hava, daha soğuk bir yüze üzerinde akarken, çiğ noktasına kadar soğursa bu tip sis meydana gelir. Adveksiyon sisleri deniz üzerinde görülen kesif ve uzun süreli sislerdir. Bunlar özellikle soğuk okyanus akıntıları üzerinde oluşurlar. Şayet rüzgar havayı karıştırabilcek kadar kuvvetliyse, yoğuşma daha yukarılarda meydana gelir, böylece sis yerine alçak strtüs bulutları oluşur.

İngiliz Kanalı batı kısmında ilkbahar ve yaz başlarında görülen sisler, Azorlar’dan SW rüzgarlarla birlikte gelen sıcak ve nemli hava kütleleri, daha soğuk deniz yüzeyinde çiğ noktasının altlarına kadar soğurlar. Böylece günlerce süren kesif deniz sisleri meydana gelir.

KIRAĞI DUMANI (Frost Smoke – Aretic Sea Smoke)

Çok soğuk hava daha sıcak sular üzerinde ilerlerken su yüzeyinden duman halinde su buharının yükseldiği görülür. Çok özel şartlarda bu duman birkaç yüz FT’e kadar yükselebilir. Ve yüzeyde kesif bir sis oluşturabilir. Bu duman yüzünden, ufuk ve yüzeydeki cisimler görülemese bile gökyüzü temiz olarak gözlenebilir.

PUS (Haze)

Pus havadaki küçük toz ve tuz parçacıklarından meydana gelir. Bunların havada yeter miktarda bulunmaları yatay görüşü sınırlar. Mavimsi veya sarımtırak bir perde halinde kara üzereinde çöktüklerinde kara maddelerin görünmesini zorlaştırırlar. Uluslararası meteorolojı dilinde bu ‘’haze’’ kelimesinin anlamı toz ve duman tarafından görüşün engellenmesidir.

ÇİSENTİ (Mist – Drizzle)

Pus ve sis arası bir geçiş formudur. Bunlar bulutlardan gelen küçük yağmur damlalarıdır. Çisentiyi hafif yağmur ile karıştırmamak gereklidir. Yağmur damlaları çok daha iridir ve kısa sürede düşerler.

YAĞMUR ve KAR (Rain and Snow)

Yağmur damlasının çapı, bulutları meydana getiren su damlacıklarından çok daha büyüktür. Orta yüksekliklerde yağmur önceleri kar olarak başlar. Büyük kar kristalleri, yüksek bulutların içinde biçimlenir. Bulut içindeki aşırı doymuş su damlacıklarından bir kaç tanesi donduğunda, buz kristalleri oluşur. Bunlar su damlacıklarını etkileyerek büyük bir hızla kar kristallerine çevirir. Bunlar belirli ağırlıklara eriştiğinde, aşağıya doğru başlarlar.

Kar kristalleri aşağı seviyelerde erirlerse yağmur meydana gelir. Yüzeye kadar sıcaklık 0 derece C’nin altında kalırsa kar kristalleri yere kar olarak ulaşırlar.

Tropikal ve subtropikal bölgelerde bulutlardan gelen yağmur damlaları hiçbir zaman donma noktasına ulaşmazlar. Bu tip yağmurların oluşmasını açıklayan bir kuram öne sürülmüştür. Bir örnek vermek gerekirse: ‘’Damlacıklar başlangıçta değişik büyüklüktedir. Büyük olanlar, küçüklere nazaran daha yavaş yükselirler. Bu hız farkından dolayı damlacıklar birbirlerine çarpıp birleşerek yağmur damlalarını meydana getirirler.’’ Bu kurama göre, yağmur oluşması için damlacıkları yukarı doğru hareketlendirecek bir hava akımına ihtiyaç vardır. Yağışlar kendilerine meydana getiren bulut oluşumlarına göre 3 ana gurupta toplanırlar.

1. KONVEKTİF YAĞIŞLAR (Convectional Rains)

Temas (conduction) yoluyla ısınma dolayısıyla meydana gelen bu yağmurlar genellikle ısınan yeryüzeyi etkisiyle ortaya çıkar. Tropik ölgelerdeki kümülonibüsler çok daha yüksek olurlar. Böylece daha büyük yağmur damlaları oluşur. Bu nedenlerle tropik bölgelerde ağır yağmurlar meydana gelir.

CEHPHESEL YAĞMURLAR (Frontal Rains)

Cepheler, normal olarak kötü hava kuşaklarıdır. Bir meteorolojik haritada cephe gösterilip gerçek rasat verilmemişse durumun meteorolojik tahmininin yapılması pek zor olmayacaktır.

a) Sıcak cephe ve oksizyon cephenin ön kısmında geniş bir yağmur kuşağı (rain belt) bulunur. Bu kuşak alçak basınç merkezinden uzaklaşıldıkça azalır veya tamamen yok olur.

b) Oklide olmuş yavaş hareketli alçak basınçlarda, merkezden başlayan yağmur kuşağı, bütün oküzyon cephe boyunca uzanır.

c) Yavaş hareketli soğuk cepheler boyunca ve özellikle cephenin arkasında geniş bir yağmur kuşağı yer alır. Fakat bu tip cephelerde yağmur ve rüzgar sağnaklarına rastlanmaz.

d) Çabuk hareketli soğuk cephelerde devamlılık gösteren bir yağmur kuşağı bulunmaz. Bunların yerine yağmur veya rüzğar sağnakları (showers or soualls) bulunur.

3. OROGRAFİK YAĞIŞLAR (Orographic Rains)

bu yağışlar yatay olarak hareket eden hava kütlelerinin yeryüzeyi engebeleri etkisiyle yükselmesi neticesinde meydana gelen adyabatik soğumayla oluşan yağmurlardır.

DOLU (Hail)

Her geniş kümülonibüs bulutu 3 kısımdan meydana gelir. Üst kısmında buz kristalleri, orta kısmında aşırı soğumuş su damlacıkları (Super cooled droplets), en alt kısmında da 0 derece C’dan daha sıcak su damlacıkları bulunur.

Aşırı soğumuş damlacıklar yukarı doğru hava akımı etkisiyle sürüklenerek bulut içinde belli bir yüksekliğe eriştiklerinde buz kristalleri haline gelerek katılaşırlar. Bünyesinde de bir miktar hava saklarlar. Bu buz kristalleri tekrar bulutun aşırı soğumuş orta bölümüne dönerse boyutları büyür ve içlerinde bulundurdukları hava da artar. Bu bölümün alt kısımlarına inerse yumuşak kar tanesi haline gelirler. Bu sıcaklık 0 derece C’ın altında olursa dış yüzeyleri donarak sertleşir.

Böylece meydana gelen dolu taneleri yukarı doğru hava akıntısından kurtulduklarında yeryüzüne yumuşak dolu (soft hail) olarak düşerler. Yaz aylarında yukarı doğru hava akıntısı (convection current) çok kuvvetli olduğunda, damlaların bulut içindeki yukarı aşağı hareketi birçok defa tekrarlanır. Böylece kar taneciğinin üzeri biraz daha buz kaplanır. Dolu tanesi giderek büyür. Böylece oluşan dolu tanesi yere sert dolu tanesi (hard hail) olarak ulaşır.

TOZ (dust)

Rüzgarın yerden kaldırıp beraberinde götürdüğü küçük toprak zerrecikleridir. Havadaki toz miktarına göre uzaktaki maddeler az veya çok sarımsı renklerde görünürler.

YAĞIŞ (Precipitation)

Yağış atmosferde bulunan su buharınınn biür sonucu olarak ortaya çıkan bir olaydır. Pratikte yağışın anlamı, atmosferden yere olan önemli miktarda sıvı veya katı halde su buharı aktarılmasıdır. Sis, pus ve bulut yoğuşma etkisiyle oluşsada yağış tanımı içinde yer almazlar. Yağışlar yagmur, kar ve dolu halinde gerçekleşir.

Bizi Sosyal Medyada Takip Edin !