Shak Shuka sezona bir şampiyonla hazırlanıyor

İstanbul’dan çok Bodrum’da yarışmayı tercih eden Shak Shuka’nın lideri Utku Çetiner, yarış yeteneklerini geliştirmek için çeşitli sınıflarda Dünya ve Avrupa şampiyonlukları bulunan İtalyan yelkenci Lorenzo Bodini’den koçluk desteği almaya başladı.

Çetiner, “İyi bir ekip olduğumuza inanıyoruz ama kendimizi geliştirmemiz gerekiyor” dedi.

Pek çok yelken üreticisi, yarış performanslarını arttırmak ve seviyelerini yükseltmek isteyen müşterileri için birlikte çalıştıkları başarılı yabancı yelkencileri Türkiye’ye davet ediyor. Bu kişiler özellikle “ince” ve “hassas ayar” gerektiren ayrıntılarda Türk ekiplere destek veriyor, yardımcı oluyor.

Bunlardan biri de Olimpik Sails Türkiye’nin Shak Shuka için Türkiye’ye davet ettiği İtalyan yelkenci Lorenzo Bodini idi.

Tornado sınıfında 1996 Atlanta ve 2000 Sydney olimpiyatlarında 14’ncülüğü, Melges 20, Melges 32, TP52, Swan 45, Farr 40 ve Farr 30 sınıflarında ana yelkenci, taktisyen ve dümenci olarak Dünya, Avrupa ve İtalya şampiyonlukları bulunan Lorenzo ile BAYK Güz Trofesi’nin son ayağında sohbet fırsatı bulduk.

“IRC DAHA HEYECAN VERİCİ”

Alçakgönüllü tavırları ile kısa sürede Shak Shuka ekibinin sempatisini kazanan yelkenciye, önce son zamanlarda sıkılıkla konuşulan “IRC mi, ORC mi daha adil bir sistem?” diye sorduk, sorumuzun devamına da One-Design’ı ekledik.

Avrupa ve dünyada her iki formatta da yarışların düzenlendiğini belirten İtalyan yelkenci, “adil” olmaya değil de her iki sistem arasındaki farklara değindi.

IRC, tüm faktörleri gizli olan bir sistem. Dolayısıyla ekibin başarılı olabilmek için iyi ders çalışmasını gerektiriyor. ORC ise daha bilimsel. Kendi hesaplamanızı kendiniz yapmak zorundasınız. Bana IRC daha heyecan verici geliyor. Bu arada dünyada önemli eventlerin IRC’ye göre yapıldığını, yeni tekne tasarımlarında da IRC’nin gözetildiğini belirtmem gerek.

“45 VE ALTI İÇİN ORC DAHA UYGUN”

Bana göre Maxi sınıfında 45 ft. ve üstü yatlar IRC’ye daha uygun. 45 ft. ve altında olanlar da ORC’ye daha uygun.

One-Design’da ise ekip koordinasyonu ve konsantrasyon ön plana çıkıyor. Rekabet çok daha yüksek. Ancak yüksek katılım sayısını hedefleyenler için tercih IRC ve ORC’den yana kullanılıyor.

– Daha önce Türkiye’ye geldin mi?

Evet… Olimpic Sails’in davetlisi olarak iki kez geldim. Bu üçüncü gelişim. Shak Shuka ile çalışmaya başladıktan sonra Bodrum’daki kış yarışlarında da ekiple birlikte oldum.

– Türkiye’deki yarış filosunun
durumunu ve organizasyonu nasıl buldun?

Organizasyonu beğendim. Kalabalık, Avrupa standartlarını yakalamış, yüksek seviyede amatör bir yarış filonuz var.

– Etkili bir antrenmanda
nasıl bir yöntem uygulanmalı?

Gördüğüm kadarıyla herkes işini iyi yapıyor ama herkes kendi işini yapıyor.

Antrenmanlarda istasyonların yer değiştirmesinde yarar var. Dümencinin başüstüne gitmesi, başüstünün trime gelmesi, trimcinin piyanoya, piyanonun da ana yelkene geçmesi gibi… İnsan kendi hatasını en iyi böyle görebilir. Ayrıca kime ne şekilde destek vereceğini daha iyi anlayabilir. Sıra yarışa geldiğinde herkes kendi yerini alır.

İstasyonlar arasındaki koordinasyon, yarışta başarının anahtarıdır.

– İddialı ekipler hep aynı teknede mi yarışmalı?
Arada farklı boy ve tipte teknelere geçmeleri nasıl olur?

Bu çok önemli bir konu ve doğru bir saptama…

Her teknenin kendine göre bir karakteri, ona göre taktiği ve sistemi var. Büyük bir teknede yarışırken küçüğe geçerseniz ya da tersi bir durumda farklı deneyimlere sahip olursunuz. Birinde gördüğünüzü diğerinde uygulayarak farklı taktikler geliştirebilir ve daha başarılı olabilirsiniz.

Profesyonel yelkenciler genellikle 20-100 ft. arasındaki teknelerde dönüşümlü olarak yarışırlar.

“SEVİYEMİZİ YÜKSELTMEK İSTEDİK”

Ardından bir soruyu da Loremzo’nun koçluk desteği verdiği Shak Shuka’nın ekip lideri Utku Çetiner’e yönelttik.

– Neden profesyonel desteğe ihtiyaç duydunuz?

Üç ana başlık altında destek almak için Lorenzo ile çalışmak istedik. İlki direk ve arma ayarları ve özellikle de hafif hava trimleri konusunda idi… Zira A35’in diğer tekneler gibi gerektiğinde başvurabileceğimiz bir “yarış rehber”i yok.

En iyi sonucu elde edebilmek için neler yapmamız gerektiğini öğrendik ve bilgileri bir araya toplayarak kendi rehberimizi oluşturmaya başladık.

“HEP POTADA KALMAYI BAŞARDIK”

10 yıldır yarışıyorum ve 6 yıldır da dümencilik yapıyorum. Bu süre içinde hep potada kalmayı yani ilk üç arasında yer almayı başarabildik. Sürekli potada kalabiliyorsanız, iyi bir takımsınız demektir.

Ancak yurt dışında yarışmak gibi bir hedefimiz var. Uluslararası yarışlarda yüksek seviyedeki ekiplerle mücadele edebilmek için kendimizi geliştirmemiz gerekiyordu..

Bazı konuları bu güne kadar olduğu gibi deneme yanılma yöntemi ile “yerleştirmeye” çalışabilirdik. Ama bu zaman kaybı demekti. Daha doğru ve sistematik bir çalışma için Lorenzo gibi bir profesyonelden yararlanmak istedik.

Kaynak: TurkSail / Serdar BAPOĞLU

Bizi Sosyal Medyada Takip Edin !