01 Kasım 2014 Cumartesi
– SEZEN SEÇGİN- turizmhaberleri.com/ İzmir
MEKSİKA YOLCULUK ANILARI BÖLÜM 3
Sevgili Dostum Ozan Çetinel in Anısına,
Piramitlerden Karayip Denizine…
Arabanın göstergesi niye yanmadı o zaman?
Dur bakayım.
Ee yanıyormuş bu benzin göstergesi.
Sen sürerken de var mıydı?
Bilmiyorum ki dikkat etmedim.
Yani yaklaşık olarak ne kadar yol daha gidebiliriz?
Dikkat et Sezeeeeeeen!
İki tarafımızı saran MAYA BİOSFERİ nin sık ormanından birkaç saçları örgülü kadın yola doğru çıkmış yolda yürüyor. Biraz daha ilerde bir başka adam aniden yola çıkıyor. Saat gecenin bir yarısı olmuş. Playa Del Carmen in güzelliğine doyamamış, burada mı kalsak devam mı etsek derken, kendimizi dev Taco ları yedikten sonra gece yarısı yolda bulmuştuk. Bu yol; dar, ışıksız, sessiz ve kimsesiz görünüyordu ta kii bizim benzin göstergemizin yandığını fark etmemize kadar. Acaba ne kadar zamandır gösterge yanıyordu ve eğer benzin bu yolda biterse, bizi nasıl bir macera bekliyordu. Yerleşim yeri yoktu ancak yola ormandan aniden çıkan insanlar vardı. Bu insanlar fiziki özelliklerinden anladığımız kadarıyla Yucatan ın yerlileriydi. Yani namı diğer Mayalar ın torunları.
Her maceraya açıktık ancak bu ıssız ormanda bir başımıza kalacak kadar mı? Hani cesaret tamamdı, yola çıkmak için gerekliydi ama ya yolda kalmak için yeterince cesaretli miydik?
Bir sonraki benzin istasyonuna ne kadar kalmıştı hiçbir fikrimiz yoktu. Çünkü yol öyle bir yoldu ki en son ne zaman kullanıldığı hakkında şüphelerim vardı. Zaten arabayı gören yerliler bize garip garip bakıyorlardı. Oyalanamazdık.
Yol yokuş aşağı inmeye başlamıştı, hızlanmak için harika bir karar anıydı ancak, gece araba kullanma konusundaki sıkıntım yetmezmiş gibi bir de süper ötesi karanlıkta, bir numaralık miyop sol gözümle yolu görmem ve aniden yola çıkan insanları ezmemem gerekiyordu. Bu haritada bile görünmeyen orman yolundan bir an önce çıkmak için gaza bastım. Benzininin bitmek üzere olduğu gerçeği; motora ara ara sıçrayarak arabayı hop oturtup hop kaldıran son damlaların hamlelerinden anlaşılmaya başlamıştı.
Gaza bastım, bastım ve sanki yokuşun bittiği yerde bir ışık gördük. Nilay endişeli. Ama ikimizde birbirimize belli etmiyoruz. O ışık umut dolu bir ışık. Gözlerimiz parlıyor, araba tekliyor, yokuş bitti… Araba yavaşlıyor, artık gözlerimi kapatmak istiyorum. Bu ufacık ışık büyük anlamlar taşıyor. Etrafta ne bir motel, ne bir hotel ne de bir ev yokken karşımıza çıkan bu ışık acaba o ışık mı?
İnsanın aklına böyle zamanlarda hep izlediği gerilim filmleri falan geliyor. Acaba insanlar ölmeden önce çok korktukları için ölüyor olabilirler mi? Yani aslında ölümün tek sebebi korku olabilir mi temelde?… Hastalıktan da ölecek olabiliriz elbette ama o an geldiğinde korktuğumuz için ölmüş olup acaba hastalıktan dolayı ölmemiş olabiliyor muyuz? Ya da bir araba çarpması anında yaşanan korku yüzünden ölüyoruzdur belki de, kırılan kemiklerden ziyade. Her neyse herkes benim kadar korkmuyordur belki ölümden iki yıl önce çok sevdiğim bir arkadaşımı saçma sapan bir araba kazasında kaybettiğimden beri ölüm hakkında daha çok düşünmeye başladım.
Ozan ı öyle çok özlüyorum ki… Belki de bu topraklarda aklımdan hiç çıkmıyor oluşu; Güzel Sanatlarda okurken, Ozan ların Seramik Bölümü Meksika ya bir öğrenci değişimi programı gibi bir organizasyon düzenlemişti. Ozan kaçırır mı? Gitti ama orada kaldıkları otelde, havuz kenarında top oynarken topa vurmak isteyip çocuk havuzuna düşmüş ve omuriliğini zedeleyip 15 gün Meksika da hastanede kalmıştı. Döndüğünde boynunda boyunluk ile günlerce başına daha büyük bir şey gelmediği için şanslı olduğunu söyleyip durmuş ve Meksika da görebildiği tek şeyin hastane olmasından dolayı yaklaşık 1 yıl boyunca durumu eğlence konusu haline getirmiştik.
İşte Ozan ı bu topraklarda bu kadar çok hatırlamam, bu topraklara ayak basmış olmasındandır belki. Her neyse öyle ya da böyle yine buluşup hasret gidereceğiz.
Gözümü açtığımda; Ozanlı anılarım bitmiş, araba durmuş ve benzin istasyonunda çalışan bir Maya torunu biraz daha ilerlemem için eliyle ‘biraz daha yaklaş işareti yapıyordu. Nilay da ben de çocuğa bakarak kafamızı ‘olumsuz anlamında sallıyorduk çünkü benzini son damlasına kadar kullanmıştık. Artık rahat bir nefes alabilirdik…
Playa Del Carmen in bizi bırakmayışı bu macerayı yaşamamızı sağlamıştı. Benzini aldıktan sonra 2 saat daha yola devam ederek Meksika Sualtı Müzesine dalış yapmak üzere geldiğimiz Cancun a ulaşmıştık. Bir sonraki yazımda M.U.S.A dalışı olacak. Gün içinde o kadar çok yer görmüştük ki hem de bu yerler öyle görmeye pek alışık olduğumuz türden yerler değildi. İçinde Maya kalıntıları bulunan batıklarda yüzmüştük. Bu bölge Meksika nın batıklar cenneti olarak biliniyordu. Zamanında bu topraklarda yaşayan yerlilerin gizli kutsal kuyuları olarak bilinen Cenoteler in sayısı çok fazla ve her birinin ayrı bir hikayesi vardı. Chichen İtza da büyülenmiştik. Yolculuk içinde yolculuğa çıkmıştık adeta orada. Yol üstü köylerinde durup orman insanlarının hayatını izlemiştik. Merak edenler için; İK-KİL Cenote, Yokdzonot Cenote, Cenote Azul, Cenote Samulá, Cenote rio secreto, Cenote Ceh Yax ve daha niceleri. National Geographic in belgeselleri arasında bu batıklara ait dalış videoları bulunmaktadır. Bu batıklardan birinden dalarak diğerinden çıkmak mümkün. Ancak profesyonel ekipmanlar ve yeterli tecrübeye sahip olduktan sonra.
Chitchen İtza ise Unesco Miras Listesinde olma özelliğinden dolayı muhteşem şekilde korunuyor. Ancak beni yine de Tikal kadar etkilemedi. Kukulkaan Piramidi nin en güzel özelliği diğer bazı inanç temellerinde de bulunan 9 katlı evren anlayışıdır. Bu durum karşımıza Budizm de, Hinduizm de çıkar. Maya takvimine göre, evren 9 kattan oluşmaktadır ve bunlar “Altdünyalar ” olarak isimlendirilmiştir. Evrenin bu 9 katı bilincin 9 seviyesini veya 9 zaman seviyesini temsil eder. Başka bir deyişle zaman: bilinç demektir. Bu 9 seviye tıpkı resimdeki gibi 9 katlı bir piramit oluşturur ve her biri bilincin evriminde bir üstteki seviyeyi getirir. İşte Mayaların, bir çoğunun takvim bitti öleceğiz şeklinde algıladığı son bu sondur. Bir bilinç devrinin sona ermesi ve yeni bir bilinç devrinin başlamasıdır.
Chichen İtza içinde bir rasathane, iki tapınak, bir manastır, bir top oyun sahası ve adı Maya dilinde “esrarlı yazıların evi ” anlamına gelen Akab Dzib yapıları bulunmaktadır. Kukulkan, tasvirlerde tüylü bir yılan olarak gösterilmekle birlikte, eski metinlerde onun aslında bir yılan olmadığı, beyaz insan ırkına mensup olduğu açıkça belirtilir. Çeşitli Toltek, Aztek, Maya ve İnka metinlerine göre, bir ilah olmasının yanı sıra, insanlarla bir süre yaşamış, onlara doğru yolu gösterdikten ve uygarlığı öğrettikten sonra göklere geri dönmüş bir kişidir. Piramit adını kendisinden almaktadır. Haritada da görebileceğiniz gibi Merida dan çıkıp Valladolid yolunu izleyerek tüm bu fotoğraflarını göreceğiniz yerlere uğradıktan sonra Cancun a ulaştık. Harika bir yolculuktu.
(Mayalar da Top Oyunu Sahası)
(Bir Cenote nin dışardan ve yukarıdan görünüşü)
Kaynak: turizmhaberleri.com