Sevket abiyi anlamak…

Şevket abiyi anlamak…

Değerli eşi Elizabeth ‘e, ailesine, Motif Dalış Merkezi çalışanlarına ve tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum… Ve müsaade ederseniz Şevket abimi anlatmak istiyorum. Çünkü birileri bunu yapmalı… Onurlu dalgıçların hikayeleri kulaktan kulağa genç dalgıçlara aktarılmalı.

Pırıl pırıl bir kalbi vardı ! Tam 10 yıl oldu Şevket abi ile çalışmaya başlayalı. Tam 10 yıldır onun pırıl pırıl kalbi, sevecen tutumu, babacanlığı ve yardımseverliğini yaşayarak gözlemledik… Ankara ‘dan Bodrum ‘a yüzlerce dalgıç taşıdık… Yüzlerce dalgıcın neredeyse tamamı Bodrum dalış davetlerimize “Şevket abiye gidiyoruz değil mi ?” diye sorarak cevap verdiler. Bunun nedeni ise çok açıktı : “Şevket abi, teknesine binen dalgıçların tamamıyla bizzat ilgilenirdi, onlarla sohbetler eder ve neşe katardı ortamımıza… Derdi olanlara, dalışta zorlananlara, hasta olanlara o kadar çok yardımcı olurdu ki, ona grup götürdüğümüz zaman, biz eğitmenler sualtındayken, teknedeki misafirlerimizle ilgili en ufak bir endişe taşımazdık içimizde.

Çok disiplinli, prensip sahibi bir dalış okulu işletmecisiydi ! Bunu teknesinde çalışanlar her an hissederlerdi. Bir konuda kesinleşmiş bir fikri varsa ona işin aksini kabul ettirmek neredeyse imkansızdı. Otoriterdi fakat yanına sokulup “Şevket abi ama lütfen…” diye başlayan yumuşak bir ses tonuna da asla kayıtsız kalmaz ve söylediklerinizi düşünür, gerekiyorsa da dönüp dolaşıp gönlünüzü alırdı. Kalp kırmak ona göre değildi…

Çalışkandı ! Kompresör odasından teknesine, teknesinden kompresör odasına tüp taşırken personeli ve dalgıçlarımız ile yarışırdı adeta… Platformda her sudan çıktığımda kendisini tüp çekerken görürdüm. Bazen yorgunluğu yüzüne yansır ama tekne tamamen boşaldığında da elini teknenin büfe masasına yaslayıp kendini “ayakta dinlendirirdi”… Dik durmayı severdi !

Unvanları sevmezdi ! Bodrum ‘un belki de en sevilen en sayılan dalış okulu işletmecilerindendi. Herkes onun sözlerine önem ve değer verirdi ancak bir gün olsun bu saygınlığını insanları idare etmek ve yükseklerde olmak için kullandığına tanık olmadık. İşinde iyi olmaya çalışırdı… O kadar…

İnandığının peşinden gider asla geri adım atmazdı ! Şevket abinin 10 yıldır bir kez olsun bir menfaati uğruna bir yetkiliye yanaştığına tanık olmadık. İşini iyi yapar ve buna rağmen de tenkit ya da ceza alırsa kendisine haksızlık edenleri “Allaha havale ederdi”… Yardım taleplerini geri çevirdiğine defalarca bizzat şahit oldum.

Çok konuşmayı sevmezdi ! Telefon görüşmelerimizde telefonu “Söyle Asutay” diye açar, “İyi peki tamam hadi” diyerek bitirirdi… Ve işin garip tarafı benimle bu şekilde konuştuğu halde “Onu çok ama çok severdim ve asla kalbim kırılmazdı” çünkü bilirdim ki o “Çok çalışır ve çok yorulurdu”… Onun sözleri söyleyiş biçimine değil sözlerinin içeriğine dikkat etmek gerekirdi ve ben öyle yapan şanslı sevenlerindendim…

43 yaşındayım ve 17 yıldır kendi dalış okulumu işletiyorum. Nice büyüklerimiz dalış dünyasından vakitli vakitsiz göçtüler… Her birinin ardından çok çok büyük üzüntüler yaşadık. Ancak bu sabah bu haberi aldığımda ilk kez bir çocuk gibi gözyaşı döktüm ve hala döküyorum. Sebebini sordum kendime ve anladım ki o sadece işbirliğim olan bir dalış okulunun sahibi değil ama aslında “abim” imiş…

Şevket abi !

Yokluğunu hep hissedeceğim ! Dalıştan çıktığımda platformda seni göremeyince içimde bir boşluk, bir hüzün olacak… Sensiz Bodrum ‘un tadı çıkmayacak… Ama sana söz veriyorum ben var oldukça eski ve yeni dalgıçlarım hep seni anarak dalacaklar… Sualtı cennetinden göçtün bir başka cennete gidiyorsun… Haklarımız helal olsun.

Tüm Aqua Club eğitmenleri ve dalgıçları adına

Asutay AKBAYIR

Bizi Sosyal Medyada Takip Edin !