Atatürk, Florya’da kaldığı sırada çevrede yürüyüş yaparken ağaç altında dinlenen bir ihtiyara rastladım. Adam hürmetle ayağa kalktı ve Atatürk’ü selamladı. Atatürk sordu:
– Beni tanır mısın?
– Tanımaz olur muyum? Evinde resmin bile var.
Atatürk memnun olmuştu. Konuşmaya başladılar. İhtiyar:
– Cumhuriyetçiliği, inkılapçılığı,
halkçılığı, hatta devletçiliği anladım, ama şu Laikliğe aklım ermedi, dedi. Neden her şeyi birden bozdun?
Atatürk cevap verdi:
– bunu sana bir hikaye ile anlatayım. Arap komutan Amr bin s, Mısır Feth ettiği zaman halife Ömer’e bir mektup yazmış; burada bir çok kütüphaneler, içinde kitaplar var. Bunları yakayım mı, yoksa bırakayım mı? “kitapları incele, eğer faydasız şeylerse, yak. Yok, eğer faydalı şeylerse, yine yak. Çünkü insanlar, o kitapları okudukça, onlara uyumaktan vazgeçmeyecekler, eskiyi unutmayacaklar ve bize yani yeniye ve yeniliğe daima düşman olacaklardır!”
Hikayeyi anlattıktan sonra Atatürk ihtiyara sordu:
– şimdi sana Laikliğin ne olduğunu anlatayım mı?
İhtiyar, derin bir söz gibi sağduyu ile cevap verdi:
– i̇stemez paşam, hepsini anladım!