Sadun – Oda Boro ve Amatör Denizciler Anıtı

Projenin fikir babası ve maddi destekçisi Mustafa Aksoy anıtın açılışı için halen devam etmekte olduğu dünya seyahatine Karayiplerde ara verip, teknesi Betame’yi bırakarak Kalamış’ta yerini aldı.

Projenin önemli destekçileri arasında Sadun-Oda Boro çiftinin hayallerinin gerçekleşmesinde önemli bir paya sahip olan Necati Zincirkıran, kadim denizcilerden Turgay Noyan ve deniz kenti Kadıköy’de belki de deniz ve denizcilik adına ilk ciddi çalışmaya olanak sağlayan Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk’te yer almakta.

Böyle bir günde alanı dolduran insan sayısı amatör denizcilik adına bulunulan noktayı betimlemesi adına çarpıcıydı. Alanı dolduranların sayısı ne yazık ki ancak bir kaç yüzle ifade edilebilecek kadardı. Yani hemen karşısındaki Kalamış Marina’da mevcut tekne sayısı kadar bile değildi belki…

Amatör denizciliğin gerek genel bakış, gerek mevcut mevzuatlar tarafından “lüks tüketim” olarak algılandığı bir ülkenin nüfusu her ne kadar yetmişbeş milyon olsa da anıt üzerinde yer alan dünya turu yapan denizcilerin sayısı sadece 14.

Bu sayı nasıl artar? Ya da öncelikle neden artmalı?

113 yıl sonra Türkiye’de…

Vendee Globe[1] yarışı sırasında uzunca bir süre bir albatros eşlik eder Isabelle Autissier’e[2]. Ona taktığı ad Bernard’tır. Albatros Bernard Moitissier’den[3] alır ismini; dünyanın belki de en ilham verici deniz gezgininden. Moitissier okyanusların Shakespeare’idir. Sayısız denizciye ilham kaynağı olmuştur öyküsü ve yazdıkları… Moitissier’in teknesinin adı Joshua’dır. Joshua kimdir derseniz…

Bir ihtiyar adamdır Joshua, Joshua Slocum[4]. Büyük yelkenlilerin çağı geride kalırken ıskartaya çıkan bir deniz ihtiyarı. 1895 Nisan’ında çözer palamarı, bırakır kendini tek başına okyanusların koynuna. 1898’de geri döndüğünde amatör denizciliğin başyapıtını yayınlar: “Tek Başına “Yelkenle Dünya Turu”.[5]

Ve bu eser ancak 113 yıl sonra buluşabilir Türk okuyucusuyla. Ve bir büyük deniz tutkunu yazar önsözünü; Sadun Boro. “Hoş geldin Slocum” diyerek başladığı önsöz şu satırlarla biter: “Aramıza gelişi yüzyılı geçmiş de olsa hoş geldin koca Kaptan Joshua Slocum, hoş geldin evimize, teknemize.”

Sadun Boro’nun Pupa Yelkeni[6] olmasa o sayı 14 bile olamazdı belki. Slocum gibi bir ilham kaynağı oldu Sadun Boro’da kendini okyanuslara bırakan Türk denizcilerine.

Sonsöz

Hep birlikte göreceğiz boş yerlerin ne kadar zamanda dolacağını. Fakat asıl görmemiz, anlamamız gereken amatör denizciliğin sadece bir hobi olmadığı. Bir yaşam biçimi, deniz kültürü kavramının en somutlaşmış hali olduğunu kavramalıyız artık.

Bugünü yaşayan her denizci kendi adına alışılageldik deniz tutkusu söyleminin ötesinde bir misyonun parçası olmalı. Kaybettiğimiz deniz kültürü adına, siyasi otoritenin bozuk algısını düzeltebilmek adına ve daha da önemlisi bir deniz kentinde, denizin tekrar ulaşılabilirliği adına sorumluluk almalı.

Dünyanın dört bir tarafında seyretmiş, seyreden ve seyredecek tüm denizcilere

SAYGIYLA!

Hakan Tiryaki
emeklikahvesi.com 2011
hakan@indeep.com.tr

Bizi Sosyal Medyada Takip Edin !