Derinde bir an, takılmışsın papaz balıklarının peşine, deniz çayırlarının üzerinden süzülen hafif akıntıya bırakmışsın kendini… akıntıyla, denizle, balıklarla bir olmuşsun. Süzülüyorsun, sargozlar seni süzüyorlar, ileride bir sinarit görüyorsun. Yüz vermiyor sana pek, süzülüyorsun, her taşın, her yosunun, her kaya parçasının altından hayat seni selamlıyor.
50 dakikalık bir dalış boyunca bile olsa, gamsız, tasasız, ağırlıksız olmanın, kuş gibi değilse de balık gibi özgür olmanın tadını çıkarıyorsun. Burada egenin kalbinde bir süreliğine bile olsa zamanı durdurmanın, eninde sonunda seni sollayacak ölüme bir burun fark atmanın, yaşarken bu kubbeye bir hoş seda dan fazlasını bırakabilmek için bir şeyler yapmanın tadına varıyorsun.
Sevdiği işi yapan herkes gibi huzurlusun. Bu huzurun her farklı coğrafyada farklı bir tadı var üstelik. Akdenizde farklı, kuzey ege farklı, güneyi farklı, kızıldeniz hepten bambaşka. Kim bilir arada gitmeyi hayal ettiğin coğrafyalarda, endonezya, hint okyanusu, bali, filipinlerde nasıl bu huzur, nasıl bir lezzeti var?
Süzülüyorsun.. etrafında balıklari, deniz şakayıkları, en kırmızısından deniz yıldızları, kestaneler, süngerler. Seni karşılamaya çıkan balıklar. Hepsiyle bir sonraki kaçamak buluşmaya kadar vedalaşıp, ait olduğun dünyaya doğru yavaş yavaş palet vurarak yükseliyorsun..
Çeşme / No Name dalış noktası, derinlik 14 metre, DX5000G ile f2.5 @ 1/200 @ISO200 Auto magic Filter.
Dalın sağlıcakla,
Aziz Saltık
justaddwater2001@gmail.com