Denizi yürekten seven herkes gibi ben de teknelerin, gemilerin kişilikleri ve ruhları olduğuna inanırım. Onlar seyir yaptıkları sürece kendilerini kullanan denizcilere yoldaşlık ederler. Onlarla dertleşilir, bir dost ile nasıl konuşulursa öyle konuşulur… Peki sonları nasıl olur gemilerin?Karada ölmeleri en kötüsüdür. Ama bazen ya yaşlılıktan, ya da kaza eseri, belki de Paris II gibi savaşarak denizin derinliklerine gömülürler.
Bu bir son mudur?
Belki eskiden…
Artık dalgıçlar var. Batıklara eskiden yüzdükleri suların altında yaşamak için yeni bir neden veren dalgıçlar.
İsimlerini okuyarak, hikayelerini yeniden araştırıp öğrenerek hem onları hem de denizcilerini yaşatan dalgıçlar var artık.
Paris II yıllar boyu süren yalnızlığından dalgıçlar ve onların araştırarak ortaya çıkardığı tam bir kahramanlık destanı olan hikayesinin hatırlanması ile kurtulmadı mı? Yeniden ,denize gönül vermiş insanların ziyaretiyle adeta canlanmadı mı?
Ne zaman ölür gemiler, ne zaman ölür gerçekten Paris II?
Adı unutulduğu zaman ölür… Ne yazık ki bu olacak… Yakın gelecekte adı unutulacak… Çünkü artık dalgıçlar onu ziyarete gitmeyecekler, gidemeyecekler..
Bu yazıyı okuyan ve Paris II ye son zamanlarda dalış yapmaya niyetlenen dostlarım şimdi anladılar konuyu… Paris II ye dalış yapabilir ve onu yanına inebilirsiniz ama onu ve adını göremeden, gösteremeden geri çıkabilirsiniz.
Kesif bir bulanıklığın içinde kaybolan gemi her geçen sene daha da yalnız kalacak. İsmi unutulacak…
Bu konuda bir şeyler yapabilecek birileri varsa, doğal hayatı ve onu korumayı yeterince beceremiyorsak, kirlenmenin önüne geçemiyorsak bari bu ülkenin onurlu bir sayfası ve ona vesile olan Paris II ve onun isminin okunabilmesi, yaşatılması ve hatırlanması adına bir şey yapabiliriz belki.
Paris II ölüyor… Çevresinde, onu kuşatan ve yok eden, giderek artan kirliliğin içinde kayboluyor… Ölüyor… İsmi okunmadığı için, unutulduğu için ölüyor.
Onu ve ismini kurtarmak için hala vakit olabilir. Her kimin umurundaysa!!
A.Uğur Ergen
info@derindivingcenter.com