BASIN BİLDİRİSİ
YUNUS PARKLARI KAPATILMALIDIR…
Geçen yıl Yunuslara Özgürlük Platformu ile birlikte, İstanbul Suadiye’de gerçekleştirdiğimiz etkinliğimizi bu yıl burada, Muğla Ortaca’da gerçekleştiriyoruz.
Etkinliğimizi Muğla’da gerçekleştirmemizin bir nedeni, Muğla’nın ne yazık ki yunusların ticari amaçlı sömürüsü konusunda ilk akla gelen şehirlerden olması. Muğla’da 2 yunus parkı ve toplam 9 tutsak yunus var. Parklardan biri Marmaris’teki OnmegaDolphinTheraphy merkezi.
Burada hiçbir bilimsel temele dayanmayan sözde tedaviler ile engelli insanların umutları sömürülüyor, binlerce euroluk tedaviler ile dolandırılıyorlar. Bugün ulusal ve uluslar arası platformda pek çok doktor ve bilim insanı, yunuslarla terapinin faydasız, hatta sakıncalı olduğunu söylüyor. Sağlık Bakanlığı ise yunus terapisinin yapılmaması gerektiği ile ilgili bir rapor yayımladı. Fakat parklar hala kapatılmış değil. Bu tesiste daha önce yavrusunu kaybetmiş, şu an hamile olan bir yunus da var, muhtemelen aynı acıyı bir daha yaşayacak ya da dünyaya okyanusu hiçbir zaman göremeyecek bir yavru getirecek. OnmegaDolphin Terapi merkezindeki 5. yunusun ise ne zaman ve nasıl yakalandığı muallaktadır. Muğla’nın bir başka işkence merkezi ise Bodrum Güvercinlik’teki Dolphin Park. Türkiye’nin belki de en bakımsız, en yıpranmış, en zor durumdaki yunusları burada. Tellere vurdukları ağızları yara bere içinde. Muğla’da esaret altındaki dokuz yunus da Türkiye’nin diğer yerlerindekiler gibi denizlere ait. Ülkemizin en güzel kıyılarından birinde, engin denizlerin yanıbaşında, deniz canlılarını tutsak edemeyiz, etmemeliyiz!
Doğal yaşam ortamlarına tamamıyla aykırı koşullar altında tutsak edilen yunuslar ironik bir şekilde, kendilerini denizlerde benzersiz kılan özellikleri yüzünden sağlığını yitirmekte, yaşam süreleri kısalmakta ve sıkça da ortalama yaşam sürelerinden çok daha kısa sürelerde ölmektedirler.
Oysa, Bern Sözleşmesi koşullarınca yunusların dahil olduğu gösteriler ve genelde bu hayvanlardan her türlü ticari amaçlı yararlanılması, tutsak edilmesi ve ticareti kesinlikle yasaktır. Bu yasağın hiçbir istisnası yoktur.
Türkiye Bern Sözleşmesi’ne imza atmış bir ülke olarak, bu hayvanları gösteri amacıyla kullanan tüm ticari firmaların bu faaliyetlerine son vermek ve/veya bu firmaları kapatmak, koruma altında olması gereken bu hayvanları, gerekli tedavilerinden sonra, doğal ortamlarına geri bırakmak zorundadır.
Rehabilitasyon kisvesi ile Gıda,Tarım ve hayvancılık Bakanlığı tarafından çalışma koşulları yaratılan bu işletmelerin ticari faaliyetleri denetlenmeli ve faaliyetlerinin gerçek içeriği tespit edilmelidir. Görülecektir ki, tamamen ticari faaliyette bulunmaları söz konusudur ve bu durum kısaca Bern Sözleşmesi adıyla anılan, Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Doğal Yaşama Ortamlarının Korunması Sözleşmesi’ne aykırıdır.
Bu konuda yetkili ve ilgili olan, T.C sağlık bakanlığını, Orman ve Su işleri bakanlığını, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığını göreve davet ediyoruz.
Tüm Türkiye kamuoyundan dileğimiz de şudur:
Lütfen yunus parklarına gitmeyin!
Bu kirli düzene alet olmayın, bu merkezlere gitmeyin, gidenleri uyarın. Unutmayın, aldığınız her bir bilet bu yasadışı ve doğal yaşam karşıtı işletmelerin güçlenmesine katkıda bulunacak ve “hukuksuzluğun” kabul görmesine olanak sağlayacaktır.
Bizler sivil toplum örgütleri, gönüllüler, duyarlı ve bilinçli vatandaşlar olarak, yunuslar ve tüm tutsak deniz canlıları için, varoluşa saygı için, hukuka, ahlaka, insanlığa aykırı bu durum sona erene kadar, Tutsak olan son yunus denize dönene kadar, mücadelemizi sürdüreceğiz.
Bu gün, bu sahilde toplanmış olan aydın insanlara, bulunduğu yerden destek vererek, bu etkinliği eş zamanlı yapmamızı sağlayan gönüllülere, destek veren kurum kuruluş ve stklara, şu anda 5 ayrı denizde özgürlük için pankart açan tüm dalgıçlara, yelkencilere denizcilere teşekkür ediyoruz.
DENİZ ÖZGÜRLÜKTÜR.. DENİZE AİT HER ŞEY ÖZGÜR OLMALIDIR.. HAVUZLARDAN OKYANUSLARA ….