NİLGUN ATAR'LA TURİZM AYNASİ'NİN KONUGU KAHYA OTEL

20 Eylül 2014 Cumartesi

NİLGÜN ATAR’LA TURİZM AYNASI
YAZI DİZİSİ

Uzun süredir belirli aralıklarla devam ettiğimiz TURİZM AYNASI röportaj dizisi; turizm alanında fark yaratan, sektöre doğru örnek olan kişileri tanıtmayı hedefliyor. Turizm Aynası’nın Eylül ayı konuğu Alanya’dan… Turizmin hiç konuşulmadığı dönemlerde Ankara Palas’la başlayan; Kahya Otel ile devam eden turizm serüveninin başarılar ve ilginç anılarla dolu sohbetini paylaşacağız sizlerle..

Sohbetimize kimi zaman babaannesini dikkatle dinleyen torunu Rabia Kahya Alga ve annesi de katıldılar. Üç nesil birarada muhteşem bir sohbetti.. Alanya’nın tarihi, turizmi, kültürü hakkında çok ilginç bilgiler edindik. Sohbet sonrasında kısa bir kale ve sahil boyu turu yaptık.. Alanya’nın nerden nerelere geldiğini gördük.. Hızla yayılan betonlaşma her yerde olduğu gibi Alanya’nın da en büyük tehlikesi…

Bu çok özel röportaja başlamadan önce Alanya ile ilk tanışma hikayemi anlatmak istiyorum sizlere:

” Yıl 1976 … Yaş 19… Liseden mezun olmuş, gazeteci ve yazarlık hayalleri suya düşmüş ve bir bankada çalışıyorum. Babam üniversiteye gidecek misin dediğinde tercihimi yapıyor ve ” hayır çalışıp para kazanacağım ” diyorum. Çünkü bir an önce hayata atılmak istiyorum. O yaşta Dünya parmağımızın ucunda dönüyor sanıyoruz. Öyle bir gençlik… Yürürken yollar sarsılıyor özgüvenden…

Yaş 19 ama daha bir başına seyahate çıkmışlığım yok… Bu açığı kapamam lazım. Eh artık çalışıp kazanıyorum diyerek ilk tatil planlarımı yapmaya başlıyorum. Ayrıca arkadaşlara hava atma durumları da var tabii bu hayallarin arasında.. Bugüne bugün ilk tatilimi tek başıma Alanya’da yaptım durumları söz konusu..

İlk seyahatimi bir seyahat acentası ile yapmaya karar veriyorum. İşin içinde acenta olunca bu seyahate izin veriyor babam; o dönemde seyahat acentası büyük güvence.. İzin işi tamam.. Şimdi nereye ve nasıl gitmeli…. Hürriyet Gazetesinde turizm ilanları şimdiki gibi 3-5 sayfa değil.. Bir sayfada 4-5 seyahat acentası ilan veriyor.. Belirli alanlarda… Colorama Turizm dikkatimi çekiyor ve gideceğim yeri seçiyorum.. Alanya…!. Neden Antalya değil.. Alanya resmi daha çok hayallerimdeki tatile uyuyordu…

( 1970 yılların kartpostalı)
Hemen telefon ediyorum, bankaya paralar yatıyor.. Şimdi sıra tatil alışverişinde…Dikdörtgen beyaz deri bir bavul alıyorum, elbiseler, güneş kremleri vs vs… Ne büyük bir keyif ve heyecan .. Artık hazırım tatile.. Yalnız başına evimden uzakta ilk tatil.. Sanki daha çok büyüyeceğim bu tatili yaparsam…

(Oysa yıllar yıllar sonra seyahat acentalarının sorunlarına çözüm arayan, kaçak acentacılığa savaş açan, Türsab Hukuk ile işbirliği yapan hatta denetimleri telefon trafiğinde takip eden, bilgi akışı sağlayan bir turizm yazarı kimliğiyle tanınacağımı, 4800 üyeli TURGÖN platformuna dahil olacağımı nerden bilebilirdim… Ama 19 yaşında bile tatile çıkarken bir seyahat acentası seçiyor olmam güzel bir örnek.. Zira günümüzde belgesiz seyahat acentacılığı çok başlı bir canavar gibi büyümeye devam ediyor. Sırf bu tercihi yapmayıp kayıtdışı ekonomiyi besleyenler yüzünden…! )

Kadıköy’de buluşma ve yola çıkış… Otobüste diğer tatilcilerle tanışma ve kaynaşma faslı…. Bir doktor ve eşi, yalnız olduğumu görünce ” sürüden ayrılanı kurtlar kapar ” diyerek beni himayesine alıyor ve tatil boyunca bu sevimli çiftin yanından hiç ayrılmıyorum. Daha sonra genç bir çift daha ekleniyor grubumuza..(Tur dönüşü buluşmalarla dostluğumuz bir süre daha devam ediyor..)

Alanya’ya girişte o uçsuz bucaksız sahil, o muz ağaçları, o kale, o bakir tablo inanılmaz etkiliyor beni… Boğaziçi’nde doğup büyümüş bir genç olarak masal diyarı gibi geliyor burası bana.. Büyük Alanya Oteli’ne yerleşiyoruz…Ve ayağımızın tozuyla Akdeniz ve Alanya’yı keşif..Erkeklerin siyah şalvarları, beyaz çorapları ve arkasına terlik gibi bastıkları ayakkabıları dikkatimi çekiyor önce.. Üzerine uzun kollu gömlekler… Yerel kıyafetler daima hoşuma gitmiştir ve korunması gerektiğini düşünüyorum.

Alanya’da bir hafta gezdik tozduk, yüzdük, meşhur Bamyacı’da dondurma yedik, görmemişler gibi kilolarca muz hevenklerini yüklenip İstanbul’a götürdük, günlerce yeşil muzların olmasını bekledik yemek için.. Şimdiki gibi havalı kocaman tur tekneleri yok o zamanlar.. Sıradan motor turları yaptık, inanılmaz güzel anılar biriktirdik.. ”

İlk seyahat kahramanım Alanya’yı çok severim. 1981 de Antalya’ya yerleştikten sonra İstanbul’dan gelen her misafiri Alanya’da gezdirirken gelişimine yakından tanık olduk.O bakir Alanya tablosunu görmüş bir kişi olarak izlenimlerimi ilerleyen süreçte aktaracağım. Kahya Otel’in tarihini başarılarla yazan değerli büyüğümüz, büyük bir hayranlıkla dinlediğim Rabia Kahya ile hem Alanya turizmini konuştuk hem de otelcilikte başarının sırlarına yönelik çok önemli ipuçları aldık. 22 Eylül Pazartesi Günü Turizm Aynası yazı dizisinde tüm detayları ile yayında…


1970 li yılların Alanya kartpostalları


Kaynak: turizmhaberleri.com

Bizi Sosyal Medyada Takip Edin !