Tarihi bir çevre felaketinin sürdüğü Afrika açıklarındaki ada ülkesinde, kıyıya vuran hayvanlar otopsiye gönderildi. İlk yunus ölümlerinin görülmesi üzerine ada sakinleri tepkili, bilim insanları ise daha kötü etkilerin yaşanmasını bekliyor.
Japonya bandıralı bir tankerin neden olduğu devasa petrol sızıntısından yaklaşık bir ay sonra Mauritius sahilinde en az 13 ölü yunus bulundu.
Balıkçılık Bakanlığı kıyıda 13 yunusun öldüğünü, bulunan diğer yunusların da birçoğunun da zayıf ve ölmek üzere olduğunu doğruladı. Polis, ölen yunusları otopsiye gönderdiklerini söyledi.
Bu ölümler gemi enkazından beri bildirilen ilk yunus ölümleri olarak kayıtlara geçti.
Şimdiye kadar sahilde birçok balık ve yengeç ölü olarak bulunmuştu.
Ölü yunusların görülmesi bölge sakinleri arasında büyük bir öfkeye de sebep oldu.
BBC’ye yaptığı açıklamada 8 ila 10 arasında ölü yunus gördüğünü söyleyen bölge sakini Nitin Jeeha, “Bu sabah ölü yunuslara şahit olmak üzere uyanmak bir kabustan daha kötü. Pek çok sivil toplum kuruluşu, balıkçılar, uzmanlar gemiyi olduğu yerde batırmamaları konusunda uyarılarda bulundu. Ama yöneticiler bir kez daha kötü bir karar aldı” şeklinde konuştu.
ÇOK DAHA KÖTÜ SONUÇLARI OLACAK
Denizbilimci Vassen Kauppaymuthoo, yunusların akaryakıt koktuğunu söyledi.
Yerel basın Kauppaymuthoo’nun sözlerine, “Bence bu durum zaman geçtikçe daha da kötüye gidecek” şeklinde yer verdi.
Çevre aktivisti Sunil Dowarkasing, ölümlerin akaryakıt sızıntısı sebebiyle ya da geminin batırılmasından dolayı olduğunu söyledi.
Dowarkasing de Kauppaymuthoo ile aynı görüşte: “Bu sadece başlangıç. Daha da kötü etkileri olacak.”
Greenpeace Afrika ise binlerce hayvan türünün denizde ölüm riskiyle karşı karşıya olduğu uyarısını yaptı: “Bununla birlikte Mauritius’un ekonomisi, gıda güvenliği ve sağlığı için korkunç sonuçları olacak.”
BİYOÇEŞİTLİLİK NOKTASI
Mauritius, bölgeye has bitki ve hayvanların yoğunlaştığı bir biyoçeşitlilik noktası.
Petrol sızıntısının yaşandığı bölgede bulunan eski Greenpeace uzmanı Sunil Mokshananda, BBC’ye konuşarak, “Rüzgar ve su akıntısının yönü bize yardım etmiyor, aksine petrolü yaşamsal öneme sahip deniz ekosistemlerine doğru taşıyor” dedi.
