Yapılan tatil planlarında genellikle bir pansiyona yerleşip bir yıllık eğitim yâda çalışma temposunun verdiği stresi ve yorgunluğun atma hayali vardır… Şehirden kurtulma hayalidir bu insanın kendine dönmesi doğayla mutlu insanlarla zaman geçirme güdüsüdür. Türkiyemizin her yanında bunu istediğin tarzda yaşama şansıda var, şanslıyız farkında değiliz. Akdeniz de tatil! Dilediğin saatte uyanmak sıcak ışıl ışıl Akdeniz mavisi günü doyasıya teneffüs etmek nasıl bir huzurdur, bu nasıl mutlu eder insanı tadı verdiği his başkadır. Denizin, müziğin, yemeklerin ve yeni dostların sohbetleri hiç bitmesin son gün gelmesin istersiniz, hatta tatili geçirdiğiniz yerde okadar mutlu olursununki oraya yerleşme hayalleri kurarsınız, buradan bir ev almak yâda burada bir iş kurmak gibi sohbetlere girmişsinizdir bile. Her gün deniz her gün eğlence her gün gezi ve haftanın her günü Cumartesi Pazardır tatil boyunca.
Güzel olan her şey biter! Tatilin bu kadar güzel olmasına sebep olan minnettar olduğumuz büyük şehirlere ve işbaşına dönme zamanıdır artık, valizlerin araçlara yüklenmesi ve ışıltılı tatil beldesinden ayrılmanın verdiği burukluk. Bu burukluk şehirde ve işinizde vereceğiniz savaşın iç hazırlığıdır aslında o andan itibaren meydan okumaktan korkmazsınız, hani size gelip bişi deseler “git başımdan zaten canım sıkın dersiniz” ya işte öyle bir haliniz olur tatil beldesinden ayrılırken.
Facebook da paylaşılan resim ve videolara gelir sıra yapılan yorumlar sayesinde tatil kaldığı yerden devam eder üstelik ofis ve ev ortamında herkes her an suya girecekmiş gibi mutludur bir süre daha, bence tatilin işe yaradığının göstergesidir bu.
Bir şeyler eksik!
Peki, insanlar tatilde neler yapıyor bir bakalım Tekne turu, Plaj ve şezlongda yatma, Antik kentleri görme , Restoranda akşam yemeği, bar ve canlı müzik dinleme.. hıı bir de plajda yakılan ateş ve gitar eşliğinde Akdeniz’in milli marşı olmuş o şarkı.. Haluk LEVENT “Akdeniz akşamları”. Bumudur yapabileceğinizin en iyisi.
Bir maske bütün tatili değiştirebilirdi oysa.
Bütün gün şezlongda yatıp 10 dakika girdiğiniz o deniz bambaşka olurdu tekne turunda güvertede yatıp güneşlenirken mola yerlerinde tekneden atlayıp serinlediğiniz o koylar bir maskeniz olsaydı bambaşka olurdu. Suyun altını görmenin o boşluktan aşağı bakma hissi bütün kış yeterdi size, yâda 10 dakika girdiğiniz denizde maske ile 3-4 saat nasıl geçtiğini anlamazdınız oyuncusu sizin olduğunuz bir macera filmine dönüşürdü ve yüzünüzde koca bir gülümsemeyle şezlongunuza dönerdiniz. Toplanan deniz kabukları ofisinizi evinizi süslerdi yâda hediye olurdu birilerine onlara baktıkça o ana geri döner gene mutlu olurdunuz. Göreceğiniz deniz bitkileri renkler ışık oyunları ve balıklar amma şaşırtacaktı sizi bir maskeniz olsaydı, acayip bir şey gördüm diyerek anlatmaya çalışacaktınız arkadaşlarınıza onlar inanmasalarda o acayip şeyin var olduğunu siz bilecektiniz. Biri birleriyle oynayan balıkların soytarılıklarını yâda avlanmalarını izleyecektiniz HD kalitesinde uçma hissi yaşamış olacaktınız plaj çantanızda bir maske olsaydı. Maskeyle denizde geçirdiğiniz günü bedeniniz hücrelerinde partiler vererek kutlar, bu onlar için suya kavuşmanın mutluluğudur. Yaşamı algılamanız değişir bunun etkisini insanlar gözlerinizdeki gülüşünüzdeki ışıltıda görürler. Bir maske bir palet yeter dalgıç olmak için.
Fatih Aksu
axufatih@hotmail.com