Bu sene PWA Dünya Kupası Türkiye’deki ve Fransa’daki yarışların iptal olmasıyla birlikte 2 etaba düştü. Hepimiz için üzücü bir haber ve en küçük hata payı bırakmayan bir durumdu. Neyseki sezona Güney Kore’de yapılan ilk etap yarısı kazanarak kendimi Danimarka öncesi çok iyi ve güçlü bir pozisyonda buldum. İlk defa bir PWA dünya kupası yarışına lider olarak gidiyordum. Lider olmanın nasıl bir duygu olduğunu sorarsanız, açıkçası çok stresli diyebilirim, çünkü birincilikten sonra sadece daha kötü dereceler alabilirsiniz…. Neyseki yinede kendime mümkün oldukça az stres altına koymaya çalışarak kendimi liderliğin pozitif getirilerine vermeye çalıştım – özgüven ve başarabileceğini biliyor olma duyguları.
İlk kes Danimarka’ya gittim ve en çok oradaki aşırı soğuk beni korkutuyordu! Kendimi oradaki hava şartlara hazırlamak ve alışmak üzere yarıştan 5 gün önce gittim. Hava düşündüğümden daha sıcaktı ve her gün antrenman yapabilecek rüzgarlar esti. Yarış günü geldiğinde zihinsel, malzeme açısından ve fiziksel olarak hazırdım, ama tabi ki rüzgar ilk iki gün yeterli esmedi. 3 günün sonunda yarışmaya başladık. İlk eleme turlarını birincilikler ile geçtim. Final zamanı geldiğinde özgüvenim çok yüksekti. Start’dan çok iyi çıkamadım ama yine de şamandıraya 3yarışmacı ile hemen hemen aynı anda 3üncü gibi vardım. İyibir dönüş ile yükselmem çok kolay olacaktı. Maalesef şamandıraya diğer kızlar ile çok yakın girdiğimiz için istediğim gibi dönemedim ve şamandıra dibinde en büyük rakiplerimden DelphineCouşin’erüzgar üstümden dönebilecek küçük bir yer açık bıraktım. Oradan tam yanımdan dönünce ben tamamıyla rüzgarsız kaldım ve bu yarışı 7 inci olarak bitirdim. Az rüzgarlı havalar herzaman çok kritik; en küçük hatalar büyük bedellere mal olabiliyor.
Hava bu gün çok soğuktu, yağmurda ve çok az rüzgar ile yarışmak benim için çok yeni bir deneyimdi. En çok antrenman yaptığım yer Ortakent, Bodrum’da yağmurlar başlayınca rüzgarlar kesiliyor veya şimşekler çakıyor ve genelde bu durumda suyu hemen terk ederiz..
Neyseki bu daha birinci yarış idi ama yinede 7incilik ile başlamak kendime karşı olan beklentilerden çok uzak bir dereceydi. Neyse ki bir kaç gün daha var ve inşallah bol yarış olacak düşüncesiyle kendimi sakinleştirdim. Ötesi gün tekrar final yarışına kalifiye olmakta sıkıntı yaşamadım ve kendimi hazır hissediyordum. Artık performans göstermek için daha da büyük baskı vardı bir önceki gündeki kötü sonuçtan sonra herşeyi riske atmış bulundum. Start’dan sonra diğer en büyük rakibim Sarah Quita’dan sonra ikinci olarak dönüşe girdim ama bu sefer arkadan baskıyı koyan ben oldum ve bu birinci dönüşte Sarah’nınrüzgar üstünden onu geçip liderliğe yükselmeyi başardım. Rüzgar birden çok sert esmeye başladı ve parkur bu yarışta çok uzun olduğu için hepimizin fiziksel limitleri zorladı, ve finiş çizgisini tekrar birinci olarak geçmek çok büyük bir mutluluk, heyecan ve rahatlama duygusunu yaşattı. Yarışın ikinci finali kazanarak kendimi tam anlamda oyunun içine geri atmış buldum ve yarışın genel klasmanında 3üncülüğe yükseldim.
Yarışın son gününde Puan hesaplamalar yapıldı ve bu yarıştaki ikincilik için Delphine ile aramızda tam 0.7 puan fark vardı. Yani bir sonraki yarışta kim kimi geçerse ikinciliğe yükselecekti. Benim için Kore’deki birinciliğimden sonra bu yarışta ikinci olmak genel sıralamayı dünya şampiyonu olarak bitirmem için yeterli olacaktı. Son derece heyecan verici bir durum! Sezon sonu son yarışın son yarışını bekliyoruz ve dünya şampiyonluk parmaklarımın ucunda, hiç bu kadar yaklaşmamıştım. Son dakikaya kadar beklemedeydik. Hava yine bize tam bir işkence çektirdi. Sürekli alt limitlerde gidip gelen bir rüzgarda neredeyse bütün gün neopren elbiselerimizin içinde her an suya çıkabilecek bir şekilde bekledik. Saat 4 gibi tekrar yarışamadan yarış bitince bir yandan bütün sene altında olduğumuz stres birden hafifledi. Bir yandan uzun senelerdir hayalini kurduğum PWA Genel Klasmanı’nı birinci bitirme hedefine hiç olmadığım kadar yaklaşmış ve çok üzücü bir şekilde elden vermiş olduğumu hissetmek çok moral bozucuydu.
Herneyse! Az rüzgarda az sayıda yarış olması hata payını neredeyse sıfıra düşürüyor. Bayanlarda seviye ve aynı zamanda katılımcı sayısı de gittikçe artıyor. Ve sporun bayan tarafında bukadar güzel gelişmeler oluyorken, derece açısından böyle güzel bir yerde olabildiğim için aslında yinede çok mutluyum. Rakiplerim çok iyi. Bende iyim. Bu seneyi 2016 PWA Vice WorldChampion olarak bitiriyorum. Hedeflerimde bir değişiklik yok. Seneye Mayıs itibariyle tekrar dünyanın en iyi profesyonel windsurfçüsü olmak için savaşmaya devam edeceğim.
Ama şuanda size bu yazıyı aslında çok değişik bir yerden ulaştırıyorum. Maui’nin ünlü Hookipa dalgasında sörf yapıp burada Türkiye’yi ilk kez dalgada yapılan windsurf dalında temsil edip kişisel başka bir hayalimi daha gerçekleştirmeye geldim, ama buradaki deneyimlerimi size bir sonraki yazımda anlatırım 🙂
Lena Aylin Erdil
https://www.facebook.com/lenaerdilwindsurf/