Devlet 30 bin civarında olan boyu dokuz metreden küçük (Türk bayraklı) amatör özel tekne den 2013 yılı rakamlarına göre yaklaşık 13 milyon Tl (13 trilyon) vergi (bağlama kütüğü harcı) topladı. En alt rakamı olan yıllık 313.25 tl bağlama kütüğü harcı ödeyen bizlerin maalesef denizde bağlanacak üç kuruşluk bir kütüğü bile yok.
Her liman başkanlığında bağlı kaç adet tekne olduğu, bunların boyları, sahiplerinin tüm bilgileri mevcut olmasına rağmen nedense amatör denizciler bir anlamda hep göz ardı edilmektedir.
İhtiyacımız beş yıldız hizmet veren yerler kesinlikle değil. Kayığımızı karaya alacak bir rampa ve karada park alanı, çevreyi koruyan malzemelerden yapılmış kıyıda bağlanabileceğimiz yerler. Bağlanılacak yerlerin illaki mendirek içinde olmasına da gerek yok korunaklı coğrafi yapılar içine yerleştirilebilecek yüzer pantonlar dahi olabilir. Bu yörenin imkan ve şartlarına göre belirlenecektir.
2012 istatistiklerine göre Türkiye de deniz ticaret filosu haricinde özel ve balıkçı teknelerinin sayısı 63367. Bu teknelerin 26040 tanesi beş metreden küçük, 30686 tanesi beş ila dokuz metre arası geri kalan 6641 adedi de dokuz metreden büyük tekneler. Bu toplam içindeki yaklaşık 18 bin adet balıkçı teknesini düştüğümüzde 45 bin adet amatör tekne olduğunu tespit etmekteyiz. Yaklaşık 30 bin civarında dokuz metreden küçük amatör özel tekne mevcudu bulunmakta.
Birçok ülke ile kıyasladığımızda mevcut sayının neredeyse devede kulak bile olamayacağını görmekteyiz ki Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı hazırladığı sektörel raporda 2023 hedeflerinde bu sayının bir milyon özel tekneye çıkması konusunda çalışmalar yapılması gerektiğinden bahsetmektedir.
Bu gelişme ülke nüfusunun yüzde beşlik bölümünü oluşturan gelir seviyesine sahip gurup esas alınarak mı olacak yoksa tüm yurttaşların bu gelişimden faydalanması yolunda bir program gerçekleşecek bundan emin değilim ve bu konuda ciddi endişelerim olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
Amatör denizciğin gelişmesi milyon dolarlık büyük ve pahalı teknelere sahip olmakla gerçekleşmeyecektir. Denizi seven ama hala denize karadan bakan büyük bir çoğunluğun sınırlı bütçeleriyle edindikleri küçük tekneleriyle denizde olmalarını sağlamak bu gelişim için şarttır. Kürek yelken kullanılabilen küçük tekneler başta ABD ve AB ülkeleri olmak üzere Dünyanın birçok ülkesinde özendirilip teşvik edilmektedir. Bugün ikinci el bir otomobil parasına rahatça ikinci el bir tekne alınabilir veya yapılabilir. Ancak edinilecek teknenin nereye bağlanarak barındırılacağı sıkıntısı yüz binlerce istekliyi bu isteklerinden vazgeçirmekte en azından hayallerine ulaşmayı ertelemelerine neden olmaktadır.
Bağlanma ve barınma için mevcut durumda iki seçeneğimiz den biri olan marinalar asgari yıllık iki üç bin euro dan başlayan bağlama fiyatlarıyla küçük teknelere adeta gelmeyin biz büyük ve pahalı tekneleri kabul ederiz demektedir. Turizm Bakanlığına bağlı olarak işletilen yat limanları ”marinalar” verdikleri beş yıldızlı hizmetler karşılığı fiyat politikaları üretmekte ve karlarını maksimize etmekte haklıdırlar. Nede olsa Deniz fakiri Sevmez diye yanlış bir tabir ülkemizde kullanılmakta.
Yat limanlarının ”marinaların” talep ettiği ücretleri karşılayamayan Amatör Denizcilerden bir bölümü, aslında balıkçılık mesleğini icra edenler için yapılmış Balıkçı barınaklarında bağlanma seçeneğini kullanmaktan başka bir yol bulunmamaktadır. Balıkçı barınaklarının bir kısmında balıkçılar için dahi yer bulunmazken birde özel teknelerin oralarda barınması birçok zorluğu da yanında getirmektedir. Balıkçı barınaklarının neden özel teknelere bağlanma imkanı sağladıkları, balıkçılık kooperatiflerinin durumu ve Ülkemizde balıkçılığın sıkıntıları tartışılması gereken ayrı bir konudur. Balıkçılıkta yeterli gelişmeler olursa balıkçı barınakların da da barınabilmek hayal olacaktır.
Bir seçenek olarak ortaya atılarak, İstanbul da uygulamaya geçen tekne parkların fiyatları ”marinaları” arattığından bu konuya şimdilik girmek istemiyorum.
Şimdi ben emekli, memur, işçi kısacası ülkemin %90 ı olarak beş metre boyunda kayığıma barınak,
KAYIĞIMLA BARINMAK istiyorum.
Talebim budur.
Bunların dahi gerçekleşebilmesi için biz birilerin dediği deniz tarafından sevilmeyen fakir Amatör Denizcilerin sivil toplum kuruluşları olarak örgütlenmemiz şarttır. Bu örgütlenme en kolay dernekleşmek şeklinde olabilecektir. Derneklerin amaçlarına akşamdan sabaha ulaşmaları imkansız olduğundan uzun soluklu, sabır ve meşakkat gerektiren bir çalışma olmasına rağmen tek çıkar yoldur.
İsmail Oruç
0533 362 55 26
ismailoruc5@hotmail.com