Marmara Denizi’nde balıkçıların av sezonunun erken bitirmesine ve turizm sezonunun darbe almasına neden olurken deniz canlılarına büyük zarar veren müsilajın izlerini aramaya devam ettik. Karadeniz’den gelen üst akıntının giriş noktası olan İstanbul Boğazı’nın kuzeyinde yaptığımız dalışlarda müsilaj görülmedi. Türk Deniz Araştırmaları Vakfı, boğazda avlanan balıkçı teknelerinin ağ gözlerini kapatan deniz salyasının 30 metre derinlikten sonra gözlemlenebileceğini belirtti. İstanbul Boğazı’nda avlanan kadın balıkçı Necla Yazıcı sezon boyunca derinlerden çekilen ağlarda deniz salyasına rastladıklarını söyledi.
Türkiye’ye ait tek deniz
240 kilometre uzunluğu ve 70 kilometre genişliğiyle ülkemize ait tek deniz Marmara Denizi’nde görülen 15 yılın en yoğun deniz salyası (müsilaj) yoğunluğunu araştırmak için araştırmalarımızı sürdürüyoruz. İstanbul Boğazı yoluyla Marmara Denizi’ne giren gemilerin kimyasal, akaryakıt ya da balast kirliliğini tespit etmek için Yavuz Sultan Selim Köprüsü üzerine kirlilik uyarı sistemi yerleştirilirken, denizin altındaki izleri belirlemek için dalgıçlardan ve sualtı görüntüleme uzmanlarından oluşan bir ekiple araştırma yaptık. Derinlere Saygı Dalış Topluluğu üyeleri Ali Ethem Keskin, Cumhur Ayar, Ferhan Coşkun, Yener Kuşçu, Birkan Erdem ile Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün Avrupa yakasındaki ayağının altında gerçekleştirilen 0-10 metre arasındaki dalışlarda deniz salyasının etkisi gözlemlenmedi.
Karadeniz, kuzeyden beslendiği Tuna, Dinyeper, Dinyester, Don ve Kuban nehirlerinin yanı sıra Anadolu’dan doğan Sakarya, Kızılırmak, Yeşilırmak ve Çoruh’un getirdiği besin değeri yüksek suyu İstanbul Boğazı üzerinden Marmara Denizi’ne aktarıyor. Karadeniz’den Marmara Denizi’ne yılda 660 milyar metreküp suyu getiren yüzey akıntısının başlangıcı YSS Köprüsü altında inilen ilk derinliklerde deniz salyasının izleri görülmedi. Akıntının etkili olduğu bölgeye girmeden yapılan 0-10 metre derinlikteki dalışlarda göğebakan, gün balığı, deniz salyangozu, yengeçler, kaya balıkları gibi canlıların yaygınlığı Karadeniz’in besleyici özelliğini yansıtıyordu. İstanbul Boğazı’nın doğu tarafındaki Fil Burnu kıyılarında yapılan dalışlarda ise benzer sonuçlar görüldü. Saatte 4 deniz mili (7 KM) hıza erişebilen ve 25 metre derinliğe kadar etkisini gösteren kıyılarda dip balığı rinaların bulunduğunu görmek mutluluk verdi. Karagöz balıklarının da yuvalandığı bölgede istavrit balıklarının da izlerine rastlanırken, deniz salyasının birikme yapmadığı gözlemlendi.
Türkiye denizlerinin korunması için çabalayan Türk Deniz Araştırmaları Vakfı, 0-10 metre aralığında gözlemlenmeyen müsilajın daha derinlerde dip yaşamını etkileyebileceğini belirtirken gerekli önlemlerin alınması gerektiğini açıkladı. İstanbul Boğazı’nın temiz olduğunu ve deniz salyasının bulunmadığını söylemenin mümkün olmadığını belirten TÜDAV, kış boyunca balıkçıların ağ gözlerini kaplayan müsilajın etkisini araştırmak için bilimsel çalışma yapılması gerektiğini vurguladı. TÜDAV, “Gözlemlenmemesi deniz salyasının boğazda olmadığı anlamına gelmez. Marmara Denizi’nde çok yoğun görülen deniz salyasının çözümü için yapılan çalışmalara Karadeniz dahil edilmeli” dedi.
Kadın balıkçı sezon boyunca ağlardan müsilaj temizledi
50 yıldır İstanbul Boğazı’nda avlanan tek kadın balıkçı Necla Köseoğlu ise, Karadeniz akıntısının boğazda kıvrım şeklinde girdap (anafor) oluşturacak kadar güçlü olduğunu ama sezon boyunca deniz salyasının ağlarını doldurduğunu belirtti. Köseoğlu, “Ağlarımızın aralıklarını kaplayan deniz salyası bizi ekonomik olarak çok etkiledi. Balığı bulduğumuz her derinlikle karşımıza çıktı. Bir çamur gibi ağları kaplayan deniz salyasının ağ derinliğinde karşımıza çıkması bizi tedirgin etti. İstanbul Boğazının son noktası Rumelikavağı’nda kıyı avcılığı yapan benim gibi küçük balıkçılar, deniz salyasını 1990’larda tanıdı. Ağları çekerken, denizanası ile kirliliğin karışımı olan deniz salyasını elimle sıvazlayarak tekneye çekiyorum. Arınması için tam gazla giderken ağları teknenin peşinde yıkayıp temizliyorum. Ağlarımızın gözlerini kapatıyor ve balık tutamıyoruz. Ağları tekneye alırken, makaranın gücüyle ağırlıktan, ağlar yırtılıyor. 40 metreden 100 metreye attığım ağda bile müsilajı gördüm” dedi.
Gökhan Karakaş {Milliyet}
DENIZKARTALI Haber Portalı
Fotograflar: Ferhan Çoşkun