İlk ANKARA dan Son ANKARA ya …

Yıllar önce, yanılmıyorsam Oraloğlu’nda “Ağaçlar Ayakta Ölür” adlı bir oyun seyretmiştim. Bu oyunun adı o günden sonra bende bir takım çağrışımlara yol açmıç olmalı… Bir gün fark ettim ki, yapıları gereği, ağaçların ayakta ölmeleri gibi, gemiler de denizde ölüyorlardı. Ya derinlere batarak, sığ kayalara oturarak, ya da eninde sonunda satıldığı bir bozmacıda sökülüp dağıtılırak… Doğanın değişmeyen yasası burada da hükmünü yerine getiriyordu. Nasıl, yeryüzünde hiçbir şey kaybolup gitmiyor, sadece şekil değiştiriyorsa; gemiler de eğer karanlık uçurumlara gark olmadılarsa, aslında yok olmuyor, teknesi, zincirleri, makinaları, bakır boruları, ahşap kısımları, dümen çarkı ya bir başka gemide kullanılarak, ya da bir gemiseverin salonunun baş köşesinde bir deniz eskisi olarak değerlendirilerek yerini alıyordu.

Baktım da, sivil denizcilik tarihimizden birbirinden farklı dört adet ANKARA gemisi gelmiş geçmiş… Beşinci ANKARA mız ise halen Denizcilik işletmelerinin filosunun en gözde feribotlarından biri olarak hizmet vermeye devam ediyor. Bu dört ANKARA nın da akibeti birbirinden hayli değişik şekilde olmuş. Ama kural hiç değişmemiş, çünkü dört geminin dördününde yaşamı, şöyle yada böyle, hiç farketmez, hep denizde noktalanmış.

Kaynak: Istanbul’un Unutulmayan Gemileri Eser Tutel

Bizi Sosyal Medyada Takip Edin !