Derken yine Hollanda’ya üç vapur daha ısmarlanıp inşaa ettirildi. Bunlara köy tipi vapurlar dendi. BEYLERBEYİ, YENİKÖY, İSTİNYE adlı üç vapur, İdare’nin ilk dizel motorlu vapurları oldu. Arkasından BEŞİKTAŞ ve EMİRGAN adlı iki de küçük vapur yaptırıldıysa da bunlar yeterice rahat ve ferah vapurlar çıkmadılar.
1950’li yılların başlarında İstanbul halkının akıllarını başlarından alacak kadar güzel ve hızlı üç vapur birden filoya katıldı. İkisi FENERBAHÇE ile DOLMABAHÇE İngiliz yapısı eş vapurlardı. PAŞABAHÇE ise tek olup İtalyan tezgahlarında inşa edilmişti. Bunlar saatte 17-18 mil hız yaparak göz açıp kapayıncaya kadar Adalar’a gidebiliyorlardı. Rahattılar, ferahtılar, konforluydular. Kaptan köşkünün gerisinde, bacanın yanı başında açık güvertesinde Adalar’a, Yalova’ya yolculuk yapmanın zevki başka hiçbir şeyde yoktu. Üst güverteleri kış bahçesi halinde düzenlenmişti. Ayrıca hafif içkilerin servis edildiği bir barı, iki de büyük büfesi vardı. BAHÇE TİPİ sınıfa giren bu vapurlar uzun yıllar boyunca Köprü, Adalar, Yalova arasında ekspres seferleri yaptılar. Ne var ki bunlarla yolculuk yapmak için ekspres bileti almak gerekti. Ekspres ise normal biletin iki katıydı.
Kaynak: Istanbul’un Unutulmayan Gemileri Eser Tutel