26 Ağustos 2014 Salı
– HÜSNÜ GÜMÜŞ- turizmhaberleri.com/Ankara
FIJET ve ATURJET ÜYESİ
SİNOP ALAN YÖNETİMİ BAŞKANI
Bilginin, teknolojinin, felsefe ve düşüncenin temellerinin saklı olduğu geçmişe olan merak ve ilginin artması ile zihinsel ulaşılabilirlik dışında da yeni bir sisteme ihtiyaç olduğunu; buna yapıların içine yaşam doldurulması olarak tanımlanabilecek “Anı Atölyeleri ” yoluyla ulaşılabileceğini düşünüyorum. Uygun mekanların, uygun anlatım ve teknoloji ile doldurulması buralara ve koleksiyonerlere biriktirmek dışında da bir kimlik getirecektir.
Coğrafi İşaretleme İçin Destek…
Ortalama ve geleneksel bir yaşam tarzındaki değerlerimizi geçmişteki izleri ile anlamaya ve geleceğe taşımaya yönelik katılımcı özellikli Anı Atölyeleri, merkezi kararlar ve düzenlemelerden daha çok yerel teşebbüslerin çabaları ile ortaya çıkarılabilecektir. Günlük ve anlık sergilemelere de imkan sağlamaları nedeniyle de Etnografya Müzeleri ve Somut Olmayan Kültürel Miras (SOKÜM) Müzeleri’nden farklı bir oluşumdur. Coğrafi İşaretleme (menşe adı – mahreç işareti) konularına da destek sağlama açısından önem taşımaktadır.
Kişilerin, düşüncelerin ve eserlerin gelecek kuşaklara aktarılması için anılarda yaşatıldığı Anı Atölyeleri aynı zamanda önemini yitirmek, yaygın olmaktan çıkmak anlamında kullanılan modası geçmiş olmak kavramına yeni bir yorum getirirken evrensel ya da globolokal (global düşün lokal davran) akımlar açısından da çekicilik oluşturabilecek bir potansiyel taşımaktadır.
İçinde olduğumuz, eskilerin yerlerini çok hızlı bir şekilde yenilere terk etmeye başladığı ortamın sonucu olarak geleneksel ihtiyaçların da yeniden şekillendiği bir yaşam tarzı gelişiyor. Bu yeni yaşam biçimi çalışma ve işbirliği ortamlarının da yeni yasal düzenlemelerle ele alındığı alıştığımız ortalama yaşam biçiminden yenileri eskilerin yerine ikame edebilecek uzmanlıkların gelişmesine yol açıyor.
Bir Günlük Müzeden Anı Atölyelerine…
Avusturya’da Isabel TERMINI, Johanna REINER ve Johannes HOFFMANN tarafından “Eintagsmuseum – Ephemeral – Museum ” adı ile başlatılan çalışmalar geçmişin değerlerinin geleceğe uzanmalarını sağlamak ihtiyacını karşılamaya yönelik bir hareketi ifade ediyor.
Ülkemizdeki ilk uygulamasını 2012 Sinop Bienali sırasında uygulamasını gördüğümüz “Bir Günlük Müze ” hareketine bir özgünlük katılabileceğini; anıların Müzelerin alışılmış durağan ortamlarından Atölyelerin yaşayan ortamlarına aktarması için “Anı Atölyeleri ” geliştirilebileceğini düşünüyorum.
Bu ortam uygulamaların yanı sıra Konferanslar, sergiler, forumlar, anı paylaşımları ile tamamlanan; Sektörler arası bağlantının izlenebileceği, katılımcı ve izleyici olarak herkese açık, kültürler arası etkileşimin izlenebileceği sivil toplumun bağlantılarını güçlendirerek iletişim ağının da parçası olabilecek yeni bir işbirliği ortamıdır.
Sanat ve Kültürün Uluslararası Alana Taşınması
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan “Değişen ve Gelişen Türkiye Müzeleri ” isimli yayında da aynı anlamdaki gelişmelerin izlerini yakalamak mümkün oluyor. /koseyazisi.asp?ID=2613. Ayrıca Contemporary İstanbul (CI-İstanbul Çağdaş Sanat Buluşmaları) etkinliğini de bu anlamda değerlendirmek mümkündür. /koseyazisi.asp?ID=2628
En Büyük Anı Atölyesi: Anadolu
Daha önce yaşamış olan 42 uygarlığın izlerinin her yöresinde görüldüğü Anadolu’da gizemini koruyan kavramların, düşüncelerin coğrafi işaretleme ve Somut Olmayan Kültürel Miras (SOKÜM) anlamında uluslararası değerlendirmelere konu olabilecek şekilde çoğaltılabileceği çalışmalara hız verilmesi gerektiğini düşünüyorum. /koseyazisi.asp?ID=2543
Kaynak: turimhaberleri.com