HOŞ GELDİNİZ VATOZ, DİL BALIĞI, HOROZBİNA VE DENİZ İĞNESİ. KIRLANGIÇ NEREDE?

Geçtiğimiz yazın en büyük çevre felaketlerinden olan müsilajın yıkıcı etkisini araştırdığımız ikinci dalışı Doğu Marmara kıyısındaki Eskihisar’da gerçekleştirdik. Geçen yıl deniz salyasına dikkat çekmek isteyen dalgıçların sarı felaketin arasında açtığı ‘Marmara Yaşasın’ pankartı hatırlanırken, Karamürsel’de olduğu gibi müsilajın kütleler halinde bulunmadığı görüldü. Nefes Dalış Merkezi ile yaptığımız dalışlarda geçen yaz bölgeyi terk eden vatoz, dil balığı, deniz iğnesi, horozbina ve yengeç gibi dip canlılarını tekrar geldiğini görmek büyük sevinç yarattı. Dip canlılarının varlığı sevindirirken müsilajın ince bir tabaka halinde kayaları ve yaşam alanlarını sardığı gözlendi. Müsilaj kadar tehlikeli olan katı atık kirliliğinin ve kimyasal atıkların İzmit Körfezi’ni halen tehdit ettiğini de gözlemledik.

Müsilaj ince tabaka halinde örtmüş

2021 yazında turizm, ekonomi, balıkçılık gibi pek çok sektörü etkileyerek bir çevre felaketine dönüşen müsilaj, 2022 yazında Milliyet tarafından suyun altında da takip ediliyor. Milliyet sualtı ekibi müsilajın en çok etkilediği Doğu Marmara ve İzmit Körfezi’nde araştırmalarını sürdürürken, sanayi ve evsel atıkların yoğun bulunduğu Kocaeli’nin Gebze ilçesine bağlı Eskihisar kıyılarına daldı. Derinlere Saygı Dalış Topluluğu’nun deniz salyasına dikkat çekerken çözüm için eyleme geçilmesini sağlamak için yaptığı dalışta Eskihisar’da görüş mesafesi yok denecek kadar azdı.

Gönüllü dalgıçların Nefes Dalış Merkezi desteğiyle 14 Haziran 2021 günü açtığı ‘Marmara Nefes Alsın” pankartı müsilaj kümelenmeleri nedeniyle adeta görünmüyordu. Suyun altında müsilaj bulutları içinde kaybolan pankart ve dalgıçlar, suyun üstünde kültleler halinde yüzen deniz salyasıyla umutsuz bir görüntü oluşturmuştu. 1 yıl sonra aynı bölgede gerçekleştirdiğimiz dalışta Marmara Denizi’nin toparlanmaya başlamasına rağmen müsilajın ince tabaka halinde varlığını sürdürdüğünü gördük. Sünger, yosun, deniz yıldızı, midye ve deniz patlıcanı gibi canlıların bir arada yaşadığı kayalık habitatların üzerini örten müsilajın balık yuvalarının üzerinde de kendini göstermesi dikkat çekti.

Dil ve vatoz balıkları

Mustafa Atay liderliğinde, Metin Karadağ ve Yener Kuşçuluoğlu ile yaptığımız keşif dalışında ince tabaka halinde kendini gösteren müsilaja rağmen bazı canlıların geri geldiğini görmek sevindirici oldu. Müsilajın çözünmüş oksijeni yok etmesi ve yaşam alanlarını görünmez kılmasına nedeniyle bölgeyi terk eden dip canlıları ilk 10 metreden sonra dalgıçları selamladı. Sürü halinde dolaşan ekonomik değeri yüksek dil balıkları, kumluk zeminde kendilerini ilk gösterenler oldu. Dil balıklarının hemen ardından vatoz balıkları dalgıçları karşılıyor. 2021 Nisan’ından itibaren bölgede görülemeyen vatoz balıklarından 3 tanesinin geri geldiğini görmek umutları arttırıyor. Çok sayıdaki yengecin bekleyişi arasında derinlere inerken şimdilerde daha az görülen deniz iğnesiyle karşılaşmak sevinçleri arttırdı. Yosunlu ve kumluk alanlarda yaşam bulan deniz iğnesinin çok yakınlarındaki horozbina balıkları dip canlılarının tüm umutsuzluğa rağmen geri geldiğini kanıtlıyor.

“Marmara için umut var demektir”

Karamürsel’deki İnönü batığındaki az miktardaki müsilaj kümelenmesine rağmen pinaların verdiği mutluluğu Eskihisar’da da yaşadıklarını belirten Metin Karadağ, tüm kirleticilere rağmen Marmara Denizi’nin ayakta kaldığını vurguladı. Derinlere Saygı Dalış Topluluğu sözcüsü Karadağ, “Geçen yıl açtığımız pankartı göremeyecek kadar yoğun müsilaj kümeleri vardı. Şimdilerde deniz salyasının parçalanarak balık yuvalarının ve taşlık alanların üzerini örttüğünü belirledik. Ama dil balıklarının süzülüşüne vatozların geçişi eklendi. Deniz iğnesi, horozbina ve kaya balıkları umutlarımızı arttırdı. Demek ki halen Marmara için yapılacak çok şey var” dedi.

“Sırayla dönüyorlar hoş geldiler. Kırlangıç balığı da gelecek”

Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu dalış eğitmeni Mustafa Atay ise, müsilajın yıkıcı etkisine rağmen dip canlılarının dönmesinin büyük sevinç yarattığını ama katı atık kirliliğinin daha büyük tehlike olduğunu söyledi. Atay, “Çok yakınımızda denize akan yağmur suyu kanalları ve sahili kullananların arkalarında bıraktığı katı atıkların tehdidi daha büyük. Çünkü bu plastikler denizde yüzlerce yıl kalıyor. İnsanların daha bilinçli olması gerekiyor. Uyardığımız zaman ‘Çöpçüler toplasın’ cevabını almak umudumuzu kırsa da bu canlıları aramızda görmek büyük sevinç yarattı. Bölgede her türlü balıkçılığın yasaklanması gerekli. Dil, vatoz, deniz iğnesi, horozbina hoş geldi. Gözüm kırlangıç balıklarını aradı. Marmara’ya iyi bakarsak onun da döneceğine eminim” diye konuştu.

Marmara Denizi 2022 Sempozyumu

Türk Deniz Araştırmaları Vakfı ve Türkiye İş Bankası işbirliğinde Ocak ayında düzenlenen Marmara Denizi 2022 Sempozyumu’nda Marmara Denizi’nin korunması kadar kirliliğin önlenmesi ve biyolojik çeşitliliğin arttırılması için çözüm önerileri geliştirilmişti. Sempozyuma 56 kurumdan 71 bildiriyle 189 bilim insanı katılırken başta azot ve fosfor kaynaklı kirliliğin önlenmesi, evsel, sanayi ve tarımsal kaynaklı kirliliğin durdurulması, ileri arıtma sistemine geçilmesi gerektiği vurgulanmıştı. Gemilerden kaynaklanan deniz kirliliğinin önlenmesi için sabit ve yüzer alım sistemlerinin artırılmasının da altı çizilirken sanayi tesislerinin ileri arıtma sistemleri için teşvik edilmesi istenmişti.

Gökhan Karakaş {Milliyet}
DENIZKARTALI Haber Portalı

Bizi Sosyal Medyada Takip Edin !