HAYRETLER sayin seyirciler… Kaş’a sualtı Disneyland… Ayvalık’ta akıl tutulması… TSSF ve zıpkın

Sualti dostlari selamlar sevgiler

Gündem evlere şenlik… İnadına nedir bu akıl tutulmaları?

AYVALIK
Her ne kadar Ayvalık’taki olayın ardından hemen “neden yazmıyorsun” diyen dostlarıma “mesleki itibarı ve prestiji bu kadar düşen bir insana bir daha mı vurmalı mı” demek istediysem, aslında reaksiyon veremememin sebebi kanımca duyduğum büyük hayal kırıklığı oldu. Her ne kadar elimizi sıkan, konumuyla sualtını korumakla yükümlü biri olması gereken, meslektaşımız olduğunu söyleyen bir insanın en öncelikli etik değerlerimize bu kadar açıkça, rahatça bir şekilde ihanet edilmesi organizasyonunun içinde olmasını hala hazmedemediysem, sistematik bir olay olmadığı iddia edilirken ihbar olayını bununla bağdaştıramadıysam, ciddi bir özeleştiri ile tüm meslektaş ve sualtına/doğaya duyarlı kısıtlı toplumumuzdan özür dilemesini beklerken komplo teorilerini basında okumayı yadırgadıysam, suçluluğu resmi prosedür sonrası açıkça ilan edilmeden delil niteliğindeki SG resmi görüntülerinin youtube’a düşmesine hayret ettiysem, basit genellemelerle olayı her zamanki lüzumsuz tartışma ortamına çekmek isteyenleri umursamadıysam, yine de tüm bunları kenara bırakıp bu olayın bir milat olmasını dilemekten başka çare yok.

Çok dostumun ifade ettiği gibi, bu olayın istisnalığı sadece yakalanmış olmasında ve kırılan kol dijital haberleşme döneminde artık yen içinde kalmıyor… Bu olay istisna değil. Benim şahsi açımdan, bunu yapmış olan kadim dostlarım da var ama etik dürtüleri olan hatasını anlıyor ve evrimini gerçekleştiriyor. Ama bu olayı dalışı turizm veya sanayisi işletmecisi olarak icra edenlerin içinde sistematik olarak, organize ve kaçak olarak yapmış olan veya hala yapanların varlığı, kaçak profesyonel tüplü ve fenerli sualtı avcılarının etrafı kasıp kavurduğu bilinmeyen bir gerçek değil. Ben herkesin kendi doğruları yönünde çalışanlara destek olmalarını öneririm, bu konuda ciddi projeler var. Örneğin SAD, KASAD, WWF Türkiye ve GreenPeace enerjinizi kullanabilir… Sahil Güvenlik ekibine ve TSSF’ye bu olayın üzerine gittikleri için teşekkür ediyorum, arkanızda değil yanınızdayız. Umarım Ayvalık’taki söz konusu dalış merkezinden de bir yazılı açıklama bu ortamlarda okunur, genellemelerin çok çabuk yapıldığı ülkemizde itibarımızı güzel düşürdüler…

KAŞ “DISNEYLAND”
Dostlar bu “proceyi” biz (KASAD Kaş Sualtı Derneği) de sizler gibi ilk defa dün bu ortamda duyduk. “Herkesin desteğini aldığı” duyurulan “herkes” tanımı içinde bizler yokuz ve daha projenin ne olduğunu da bilmiyoruz. Ama Sevgili Ahsen Hocamız lütfen müsterih olsun, bizi de bu kadar küçümsemesin ve üzmesin… Tutarlı olmaya çalışan insanlar olarak tüm duyarlı dostlarımızın ve bilim insanlarımızın yardımıyla gereken tepkiyi elimizden geldiğinin sonuna kadar veririz… Destek verenler de olacaktır mutlaka. Siz Kaş’ta “milyonlarca” ziyaretçi alacak bir sualtı “maskara-seaworld” ister misiniz? Bence Kaş istemez. Kaş’ın ve Kaş’lıların karakteri bu değil. Dalış turizmi için yapılan bir uçak/tekne batığı ile bir Disneyland yaklaşımını ayırt edebilecek bilgideyiz diye düşünüyorum, her şeyi aynı kefeye koymanın tartışması bize vakit kaybettiriyor…

Hayretler içindeyim, yerelde kimseye danışılmadan nasıl böyle bir girişim olabilir?… Ama böyle “özel” projeler hep habersizce gelişir… Sonra bir takım desteklerle ve etkili sponsorlarla karşınıza çıkıverir ve “paralar akacak” diye insanları etkileme işine girişirler . Kaş’a bir deniz koruma bölgesi kurmaya çalışan bizler bakalım daha neler göreceğiz… Ama emin olunuz bizlere rağmen böyle bir şeyi gerçekleştirmek kolay olmayacak… Yaratıcıları neden “böyle bir projemiz var hangi belde ister?” diye sormuyorlar da Kaş’a bunu hediye etmeye çalışıyorlar? Kitle turizmi ile ilgilenen ve böyle bir projeyi büyükçe bir havuzda gerçekleştirmeyi uygun görecek beldeler, orada daldıracak profesyoneller de mutlaka olacaktır… TEŞEKKÜRLER, AMA, HAYIR TEŞEKKÜRLER!

ORDU ZIPKIN YARISMASI

Teşekkürler Atila Kara! Bizce yürütmeden kaldırılması gereken bu kitlesel zıpkınla avcılık yarışmalarını hala, ve de bakan, milletvekileri, vali ve tüm devlet erkanı önünde beldeye sunarak kamuoyunu çok yanlış yönlerde etkileyen TSSF’yi her seferinde ve her toplantıda olduğu gibi bu konuda kınıyorum. Yıllardır yapılmayan, asıl sporcuyu gösterirken hiçbir yaratığın canını almayacak “havuzda hedef vurma yarışmalarının BİRİNCİSİNİ hala bekliyoruz. “Federasyon” olarak sporla alakası olmayan ve turizme yönelik bir aktivite olan rekreasyonel dalıcılığı “yönetmek” çelişkisine tüm hakimiyet manevraları ile uğraşırken, “yapmamız gerekiyor” dedikleri sualtı avcılığını hakiki bir spora çevirmekten niye bu kadar uzak duruluyor? Sevgili TSSF, kış olimpiyatlarında alpin kayakla yarış ve tüfekle atış yarışmalarında niye ayılara ve geyiklere doğru ateş edilmiyor ya da avcılık yapılmıyor? Okçuluk federasyonu niye tavşanları oklatmıyor? En asil av değil mi ok ile yapılanı? Atış federasyonu niye güvercin vurma yarışmaları yapmıyor da makinelerle fırlatılan disklere ateş ettiriyor? İşin özü spor ise artık bu vahşet bitsin!

Sevgiler, hepimize hayırlı sezonlar…


Murat Draman
dragoman@eko-natura.com

Bizi Sosyal Medyada Takip Edin !