Sevgili dostlar,
07-08 Ağustos cumartesi, Pazar Ayvalık’ta dalışlarımızı yaptıktan sonra ilk kez, başında olmadan grubumu sevgili Yasin kaptanımızla güvenli bir şekilde İstanbul’a uğurladım.
Bir dalış sonrası İstanbul’a dönüş hengamesi yaşamadan Ayvalık’ta kalma huzuru ve keyfini çıkarmaya çalışarak Setur marinada bağlı tekneme ulaştım. Duşumu aldım ve akşam yemeği için, Ayvalık’ın eşsiz gece ahengi içerisinde oturduğum lokantada, rakımı yudumlarken düşündüğüm tek şey salı sabahı çıkacağım yolculuktu.
Pazartesi sabahı erkenden kalkıp yol hazırlıklarımı tamamladım. Daha sonra hepinizin yakından tanıdığı, dostum Emin kaptanın teknesine uğradım.
Tanımayanlar yada hatırlamayanlar için bir özet geçmek gerekirse;
Türkiye’de 1980 yılında federasyon kurulduğundan bu yana, meydana gelen sualtı kazalarında en ağır cezayı alan (teknesinde bulunan ve başka ilden gelen bir eğitmenin sorumluluğunda olmasına karşın) aradan 8yılı aşkın bir zaman geçmesine karşılık hala itibar ve belgelerinin iadesi yapılmayan tek eğitmen. Bu sebeple de buradan bir kez daha dile getirmiş olayım dalış merkezleri birleşmediği sürece ne sektör olma şansımız var nede geleceğe yönelik gelişme şansımız.
Emin kaptanın teknesinde kahvelerimizi içtikten sonra birlikte Gizem’e gelip bir türlü çalıştıramadığım 5hp lik bot motorunu alıp döndük. Zaten bir iki ip çekişten sonra teşhisini koymuştu Emin. Hemen söktü ve yarım saat içinde çalışır hale getirdi. Deniz ve denizcilik konusunda motor, elektrik, elektronik dahil sonuna kadar güvenebileceğim ender insanlardan.
O akşam yolda bana katılacak arkadaşlarımda yavaş yavaş gelmeye başladı. Aynı akşam güneyden gelip İstanbul’a devam eden Cengiz kaptan da Bavaria42 teknesi ile Emin’in teknesine bordaladı. Gizem’in, mevcut makaralar ile cenoa ve ana yelkenini olabildiğince donattık. Sadece Ferhan arkadaşım her zaman olduğu gibi sabah 1 saat gecikme ile geldi. Saat 07:00 de yakıtımızı da tamamlayıp Ayvalık’tan ayrıldık.
Hüzünlü bir keyifle Ayvalık’ı arkamızda bırakırken havanında güzelliği ve ilk kez Gizem de yelken açabilmenin heyecanı ile 8mil civarında bir süratle yol alıyorduk. Yolu biraz daha kısaltmak amacı ile Midilli’nin kıyısından Baba burnuna doğru rotamı tazeledim. Yunan sularına girince bayrağı da değiştirerek ulusal kurallar gereği yolumuz devam etik. Baba burnuna kadar harika olan hava burnu döner dönmez anide yükseldi. Yelkeni toplamamızla birlikte bindiren rüzgar ve dalgalara karşı oldukça zorlu bir seyirle saat 19:00 civarı Çanakkale boğazına girmeden Yeniköy balıkçı barınağına girdik. Birbirinin üstüne bağlanmış altı gırgırın üstüne yedinci olarak biz bağlandık. Balıkçı teknesinde tanıştığımız Yunus arkadaş hem hoş sohbeti hem de çevre bilgisi açısından bize yarımcı oldu. Sahildeki bakkal/ lokanta karışımı aslında çay bahçesi olan bir yerde yemeklerimizi yiyip çayımızı içtikten sonra teknemize döndük Sivrisineklerin hücumuna karşılık deliksiz bir uyku çektik. Deliksiz derken neredeyse her saat başı uyanıp kontrol edip tekrar yatmak alışkanlık halinde.
Sabah 06:00 tekrar yola koyulduk. Çanakkale boğazına, çok yoğun olmayan bir trafikte girdik. Rüzgar fazla olmamasına karşılık güçlü yüzey akıntısı süratimizi neredeyse 2 mile düşürdü. Bize uzun gelen bu seyir Şarköy limanında sona erdi. Aslında planım yaklaşık 7 mil ilerdeki Mürefte limanı idi ama açıkçası hala herhangibir gelişme göstermediğini öğrendiğim bu limana girmekten vazgeçtim. İyiki de böyle bir karar almışım. Bu rota üzerindeki tüm dostlara gönül rahatlığı ile önerebileceğim bu limanda su ürünleri kooparatifi yetkilisi bir arkadaş sizi karşılıyor ve yardımcı oluyor. Hemen isterseniz elektrik ve su bağlantınızı yapıyor. Yakıt ihtiyacınız varsa, bir telefon ile temizliği ve servisine hayran olduğum GÜRSOY PETROL e ait tanker gelip yakıt ikmalinizi yapıyor. Gecelik bağlanma ücreti olarak kooparatif 20TL makbuz kesiyor. Birçok özel marinadan daha düzgün ve temiz bu limanı mutlaka görmelisiniz. İstendiği zaman büyük yatırımlar yapmadan mevcut olanaklarla nasıl harikalar yaratıldığına bi kez daha şahit olduk.
Emekli ve memur tatil yöresi olarak bilinen Şarköy pırıl pırıl. Gece eğlenceleri, lokantaları, çay bahçeleri ve en önemlisi uygun fiyatları ile herkesimden vatandaşın tatil yapabileceği bir yer.
Burada da keyifli bir gece geçirdikten sonra her zaman ki gibi saat 06:00 da son etabı tamamlamak üzere demirimizi alıyoruz. Rotamız doğrudan B. Çekmece. Yaptığımız hesaba göre saat 19:00 sularında varacağımız B.Çekmece den, yükselen havayı siper ederek kıyı seyri ile gece de olsa MARİNTÜRK’e girmek.
Nitekim rotamızı tamamlayıp saat 11:30 civarında marinadaki yerimize bağlanıyoruz. Arkadaşlarım yorgun bekleyemeden hemen ayrılıyorlar. Ben son kontrollerımı yapıp tekneyi de tatlı su ile yıkayıp.ancak bir saat sonra ayrılabiliyorum. Kalan arkadaşım Asım ile hemen ponton başındaki düğmeye basıp 3 dakika içinde gelen taksiye binerek evlerimize ulaşıyoruz. Duşumu alıp yatağıma giriyorum ama hala, usturmaça yada demiri kontrol edecekmişim gibi saat başı uyanıp tekrar evde olduğumu görüp yatıyorum.
Aslında zaman sorunum olmasa daha fazla keyif alabileceğim bu yolculuk bilgi ve görgü olarak çok şey kattı bana. Bu rotayı yapacak arkadaşlarım isterlere konaklayabilecekleri yerlerin koordinatları ile elimden geldiğince yardımcı olabilirim.
Sevgilerimle.
Kpt. H.Armağan DÜĞENCİ
armagandugenci@yahoo.com