
”Bizim çocukluğumuzda Büyükada’da Anadolu Kulübü vardı, Anadolu kulübünden içeri adımımızı atamazdık, üzülürdük, niye giremiyoruz diye. Şimdi öyle bir yer yaptık ki hem Anadolu kulübü kadar güzel ve kaliteli hem de tüm adalı çocuklarımız hiçbir ücret ödemeden girip imkanlarından yararlanabiliyorlar.”
Değerli SUALTI GAZETESİ okuyucuları, bu bültenimizde ” biz her şeyi adalı çocuklar için yaptık”‘ diyen, ve gerçekten muhteşem işler başaran Büyükada Deniz Kulübü başkanı sayın Adnan DEMİR ile birlikteyiz ;
Merhaba sizi tanıyabilir miyiz ?
Adım Adnan Demir 1958 Büyükada doğumluyum, ilkokulu ve ortaokulu Büyükada’da lise eğitimimi Kabataş Erkek Lisesinde tamamladım. Üniversite eğitimimi Yıldız teknik üniversitesi elektrik mühendisliği bölümde yaptım. İş hayatına 1983 kendi iş yerimi kurarak başladım, o gün bu gün devam ediyorum.

Bu derneği kurma fikri nasıl ortaya çıktı ?
1984 yılında Adalar ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi meclis üyesi oldum. O dönemde Kınalıada su sporları kulübü ve Burgazada Su Sporları kulübü vardı. Kınalıada Su Sporları Kulübü başkanı Başar Acar da meclisteydi. Bizde Büyükada da bir su sporları kulübü kuralım istedik.1985 yılında Adadaki 11 genç arkadaş bir araya geldik, tüzüğümüzü oluşturduk, şu an bulunduğumuz araziyi belediyeden kiraladık ve bu işe giriştik.
İdealimiz su sporlarını Büyükada’da yaymak, ada gençliğinin nitelikli eğitim almasını sağlamak ve başarılı gençler olarak yetiştirmekti. Kendiyle yarışan, arkadaşlarıyla yarışa, disipline olmuş, memleketine milletine faydalı gençler olarak yetişmelerini sağlamaktı amacımız. Ada nüfusu yazın kalabalık kışın azdır, yazın gelen ailelerin ekonomik durumları adalı ailelerden daha iyidir. Adalı gençler yazın gelen arkadaşlarının imkanlarına sahip olmadıklarını görüp onlara imrenirler, bunu ortadan kaldırmak, onları aynı ortamda buluşturmak, birlikte sosyal faaliyetlerde bulunmalarını sağlamak gibi amaçlarla bu derneği kurduk.
Projelerini ve maketini yaptırdık, o günkü adalar belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sayın Bedrettin Dalan’ın da desteğini alarak inşaatımıza başladık. İnşaatın birazcık ilerlemeye başlamasıyla bizde üye kaydetmeye başladık. Aldığımız yardım ve destekler ve üyelerimizin bağışlarıyla önce yüzme havuzumuzu yaptırdık, sonra şu an içinde bulunduğumuz yönetim binamızı tamamladık. 1991de kapalı yüzme havuzumun temelini attık, 1995 de tamamladık. O gün bu gündür gelişmeye büyümeye devam ediyoruz.
Eğitimlerinizden ve tesislerinizden bahsedecek olursak ?
Bir çok genç yetiştirdik, buradan çıkan milli sporcularımız oldu. İlk yüzme çalışmalarımıza meşhur Golyo hoca ile başladık. İlk antrenörümüz Golyo Çalmidis hoca oldu. Kapalı yüzme havuzumuzu yaptıktan sonra kışında yüzme derslerimize devam ettik. Büyükada ilköğretim okulu öğrencileri beden eğitimi derslerini bizde yapmaya başladılar, onların arasından seçtiğimiz öğrencilerle yüzme takımımızı oluşturduk. Hala aynı şekilde oluşturuyoruz takımlarımızı.yaz aylarında yaz okulu açıyoruz, yüzme bilmeyen çocuklarımız burada bizim antrenörlerimiz tarafından eğitiliyorlar, tenis ve basketbol kursları açıyoruz tenis ve basketbol sahalarımız var. Yüzme takımız hem uluslararası hem de ülke şampiyonalarına katılıyor.
Tamamlamaya çalıştığımız bir yer daha var, kapalı yüzme havuzumuzun üst tarafındaki motel inşaatımız tamamlandığında, yurt dışı takımlarını burada misafir edebileceğiz, öğrenci değişim programlarımız daha kapsamlı şekillerde yapılabilecek, yüzme müsabakalarını burada yapabilecek, rakip takımları ağırlayabileceğiz.
Adalarda şuanda belediye başkanımız olan sayın Mustafa Farsakoğlu’nun kaymakamlığı döneminde kaymakamlık kupası adıyla başlatılan adalar arası yüzme şampiyonaları yapılmakta, takımlarımız her yıl bu yarışlara katılıyor.
Bizde yetişen çocuklar diğer arkadaşlarından farklı yetişiyor, yarışma azmiyle yetişiyor disiplinli yetişiyor, derslerinde de başarılı oluyorlar. Avrupa birliğinin finanse ettiği projelerle yurt dışına gidiyoruz, çocuklarımızı götürüyoruz, ya da yurt dışından buraya geliyor takımlar, bu tür değişim programlarımız var. Farklı şehirlerdeki müsabakalara götürüyoruz. Adada kışın oturan ailelerin ekonomik durumları çok yeterli değil, biz onların çocuklarına bu eğitimi veriyoruz, bu bakış açılarının değişmesini, ufuklarının genişlemesini sağlıyor. Bazı çocuklarımıza gıda yardımı yapıyoruz. İlköğretim okulunda okuyan yaklaşık 400 öğrencimiz beden eğitimi derslerini burada yapıyorlar, ve bu öğrencilerden başarılı olup yüzme takımına girenler yazın da burada üyelerimizin çocukları ile birlikte sosyal etkinliklerde bulunuyorlar yaz okullarımızda eğitim alıyorlar. Bu nedenle de gururluyuz mutluyuz.Bizim çocukluğumuzda Büyükada’da Anadolu Kulübü vardı, Anadolu kulübünden içeri adımımızı atamazdık, üzülürdük, niye giremiyoruz diye. Şimdi öyle bir yer yaptık ki hem Anadolu kulübü kadar güzel ve kaliteli hem de tüm adalı çocuklarımız hiçbir ücret ödemeden girip imkanlarından yararlanabiliyorlar. Ve yapmış olduğumuz tesislerimizi çok büyük bir titizlikle mükemmel şekilde yaptık. Kapalı yüzme havuzumuz uluslararası standartlara sahiptir. Çocuklarımızın sağlığı açısından havuzumuzda klor kullanmıyoruz, Avrupa’da son kullanılan yöntem olan ozon jeneratörünü kullanıyoruz. Kimyasal madde olarak tuz kullanıyoruz. Bu yöntemle elde ettiğimiz ozon gazı ve klor gazı ile mikropları öldürüyoruz daha sonra özel filitrelerimizde suyu gaz partiküllerinden de temizliyor, içme suyu niteliğinde suyu havuza pompalıyoruz ve bu işlemi günde 12 kez yapıyoruz. Havuzun çevresindeki bütün alanlar antisitatik ve hijyen alanlar. Kullanılan fayanslar özel kaymaz malzemeden yapılmıştır, fayansların arasında kullanılan derzler antibakteriyel epoksi derzdir. Yani çocuklarımızın sağlığını düşünerek her şeyi en iyi şekilde yapmaya çalıştık. Biz bu havuzda küçük çocuklara yüzme dersi veriyoruz, bu esnada su yutabilecekleri düşüncesinden yola çıkıp böyle bir havuz yapmaya karar verdik.
Derneğin amacı neydi, neyi hedefleyerek kalkmıştınız bu işe? Nasıl başladınız nasıl yaptınız anlatır mısınız bize?
Kendi içimizde yarışmalar yapıyoruz, çocuklarımızın en ufak başarılarını ödüllendiriyoruz. Bu sayede onlar yarışma azmi ve heyecanını yaşıyorlar ve arkadaşlarını geçmeye çalışırken sürekli olarak kendilerini geliştiriyorlar, bu sadece sportif faaliyetlerine değil derslerine de yansıyor. Hiç bir zümre sınıf ayrımı yapmadan yetiştiriyoruz çocuklarımızı bu da onların ülkesiyle milletiyle devletiyle barışık olmalarını sağlıyor. Bu çok önemli bir şey. Bazen hocaları onları sinemaya götürüyor, mcdonald’s ‘a ya da iyi bir restauranta götürüyor, adada büyüyen çocuk için bunlar çok önemli şeyler, çünkü onlar genelde adadan çıkmamış, oraları görmemiş oluyorlar, bu tür etkinlikler onları hem çok mutlu ediyor hem de motivasyonlarını güçlendiriyor. Çocuklarımız hocaları ile Çapa tıp fakültesine kontrollere gidiyor orada testlerden geçirilip sağlık durumlarına bakılıyor, tüm bunlar onların bakış açılarını genişletiyor, hedeflerini büyütüyor. Adalı çocuklar için bunlar çok önemli.Çocuklarımıza bu hizmeti veriyor olmak bizi onurlandırıyor.
Ekonomik durumunuz nasıl? Bu eğitimleri verebilmek için desteğe ihtiyacınız vardır değil mi?
Biz bir derneğiz, kar amacı gütmeyen bir kuruluşuz. Gelirleri ile giderleri daima eksi bakiye veriyor. Biz muhtelif sponsorluklarla açıklarımızı kapatmaya çalışıyoruz, hem tesislerimizi daha nitelikli yaşanır bir hale getirmeye çalışıyoruz, hemde sportif faaliyetlerimize kaynak ayırmaya çalışıyoruz. Kolay bir hadise değil.
Yapmış olduğunuz işler çok önemli, burada kendi imkanlarınızla sporcu yetiştiriyorsunuz, gençlere eğitim veriyorsunuz, yetiştirdiğiniz sporcular ülkeyi temsil ediyorlar tüm bu hizmetleriniz için devlet desteği alıyor musunuz?
Devletimiz malesef destek olmuyor. Burası hazineden kiralanan bir alan yılda 100 milyon liraya yakın kira ödüyoruz, oysa devletimizin bu paraya ihtiyacı yok, En basitinden bizden bu kirayı almasa biz o parayı öğrencilerimize spor faaliyetlerine harcarız başarımızı arttırırız. Ama bunu anlatamıyorsunuz. Mesela adadaki tüm öğrencilerimize ücretsiz beden eğitimi dersi yaptırma işi Türkiye’de bir ilk.. Bizim tüzüğümüzün değişmez bir maddesi vardır; Büyükada ilköğretim okulu öğrencileri derneğin üyesidirler ve tüm imkanlardan yararlanabilirler diye. Biz burada onların beden eğitimi dersini yüzme dalında uzman hocalar tarafından almalarını sağlamaya çalışıyoruz. Yaptığımız bu uygulamayı bizden başka yapan bir yer yok. Ama bu kimsenin umurunda değil, bu bizi çok üzüyor.

Adalı aileler çalışmalarınızdan son derece memnundurlar herhalde, çocuklarının eğitimleriyle, gelişimleriyle böylesine ilgilenen, onların sağlığını düşünen böyle bir derneğe sahip oldukları için. Böyle çalışmalar içinde olan bir derneğin var olması ada için gerçekten büyük bir kazanç.
Bu gün İstanbul’da bir çocuğun yüzme sporunu yapabilmesi için velisinin ayda en azından 500 lira harcaması gerekir, kulüp aidatı, yol parası havuz parası vs. Burası o açıdan çok ideal, burası Hollanda gibi, çocuklar bisikletleriyle geliyorlar, arkalarında sırt çantaları.. yüzüyorlar ve gidiyorlar ve bir lira harcamaları olmuyor.
Tabi yüzme sporunda ailenin eğitimi de çok önemli. Aile eğitimli oldukça çocuğunu da bu sporu yapması için yönlendiriyor motive ediyor. Adada böyle bir sıkıntımız da var. Biz yalvarıyoruz ailelere n’olur çocuklarınız yollayın diye. Her ortamda bunun önemini anlatmaya çalışıyoruz, aileleri çocuklarının eğitimlerinin önemi konusunda bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Bunda da muvaffak olduk. Bazı başarılı çocuklarımıza burs veriyoruz. Adadaki kamu kurum ve kuruluşlarının ihtiyaçlarına katkıda bulunmaya çalışıyoruz, yani adanın sosyal yaşamında dernek olarak önemli bir yerinmizin olduğunu söyleyebiliriz.

Kamu kurumlarıyla iş birliği halinde olduğunuzun en yeni tarihli göstergesi, tesisinizin mutfağını belediyenin açmış olduğu aşçılık kursu öğrencilerinin kullanımına sunmanız. Adalar belediyesi adalı gençlere mesleki eğitim vererek iş imkanlarını genişletmek adına Kadıköy belediyesinin de desteğiyle aşçılık kursu açtı, (gençlerin yanında ben ve bir kaç meraklı arkadaş da bu kursa yazılmış durumdayız ve son derece memnunuz aldığımız eğitimden) sizde mutfak derslerinde kullanmamız için mutfağınızı açtınız. İşte bu bir dayanışma örneğidir. Bende hazır fırsatını bulmuşken bu organizasyonda emeği ve desteği olan herkese teşekkür etmek istiyorum. Kurs dolayısıyla iki haftadır her gün geldim buraya, öğrendiğime göre günün belli saatlerinde öğrenciler geliyormuş, onun dışında ortalık sessiz sakin. Ama sanırım bu kış dönemi ve tesisin kapalı olması sebebiyle böyle. Yazın nasıl burası ? oldukça koşuşturmaca vardır sanıyorum.
Evet dediğiniz gibi sezonu kapatmış olmamızdan dolayı böyle.Yaz aylarında burada çok yoğun bir tempo oluyor. 1000 e yakın üyemiz var. Üyelerimiz aileleri ile birlikte tesislerden yararlanıyorlar, restaurantlarımız, oyun salonlarımız, tenis ve basketbol sahalarımız üyelerimizin ve öğrencilerimizin hizmetinde oluyor. Çocuklar yaz okullarımızda eğitimlerini yaparken anne babaları da denizden ve havuzdan yararlanıyorlar. Denizimiz çok güzel, açık havuzumuzda da deniz suyu kullanıyoruz.
Yaz okullarımızda 350 ye yakın öğrencimiz oluyor. Bu öğrenciler adalı gençlerden ve üyelerimizin çocuklarından oluşuyorlar. Burası 12 bin metrekare alan üzerine inşa edilmiş bir yer ve yazın burası izci kampı gibi oluyor cıvıl cıvıl oluyor her köşesi..
Derneğinize nasıl üye olunabiliyor?
Bizim üç çeşit üyemiz var; Bir tanesi Asil Üye dediğimiz, derneğin masraflarının bir bölümünü ödeyip, ailesi birlikte üye olanlar. Bunun için bir katkı payı ödemeleri gerekiyor ayrıca yönetim kurulunun belirlediği yıllık aidatı ödüyorlar. Kulüp bu gelirlerle yaşıyor. Bir diğer üyeliğimiz Fahri Üyelik; bu da bulundukları görev itibariyle katkıda bulunanlar, belediye başkanları , valiler kaymakamlar, gibi.. Bir de Sporcu Üyelerimiz var, sporcu üyelerimiz hiç bir ücret ödemeden imkanlarımızdan yararlanabiliyorlar. Konuşmamızın başında da ifade ettiğim gibi Büyükada ilköğretim okulu öğrencileri bizim üyemizdirler ve tüzüğün bu maddesi değiştirilemez, çünkü biz onlar yaptık tüm bunları. Bu öğrencilerin arasından başarılı olanlar, Avrupa’da derece alanlar, milli takıma seçilenler 18 yaşını doldurduklarında asil üye olabiliyorlar. Böyle bir yapımız var.
Aslında bu yapının tüm Türkiye’ye örnek olması lazım. Bakın , bir yörede bir avuç genç çıkıp “biz böyle bir şey yapacağız yörenin çocukları bundan yararlanacak ve bunun ekonomisini kuracağız” diyorlar ve yapıyorlar. Bu gün bu tesis 20 – 25 milyon dolara yapılamaz.
Burası çok kötü bir alandı, fotoğraflardan da göreceklerdir okuyucularınız, döküm sahasıydı, kimse buraya böyle bir yapılabileceğine ihtimal vermiyordu. Biz insanları ikna ettik, cebimizde beş kuruş para yoktu, derneği kurduk, kaymakama belediye başkanına hediyelerimizi götürdük, cep harçlıklarımızla almıştık hediyelik çukulatarımızı..
5 kuruş paramız yoktu ama öyle bir inancımız vardı ki, öyle bir iyi niyetimiz, mücadele azmimiz vardı ki dağları delecek gibiydik.
Sene 1985 lerden bahsediyorum, o zaman bizim yaşımız 25 – 26 böyle bir iş yapmaya soyunmuşuz, bazı federasyonlardan beden terbiyesinden yüzme havuzu standartlarını alamıyoruz. Şimdi tabi Türkiye çok gelişti, imkanlar fazlalaştı. Ve bakın planımızdan hiç şaşmadık. O gün ne planladıysak ne tasarladıysak bu gün aynısını yaptık. Planlarımızda projelerimizde hiç şaşma, sapma yok.
Türkiye gelişti, imkanlar fazlalaştı ama sizin yaptıklarınız yapacak gençler azaldı.
Bu yapının bu noktada örnek olması lazım, yöredeki gençler bir araya gelip ne yapabileceklerini düşünmeli, projelerini ortaya koymalı ve bunu gerçekleştirmek için çalışmalılar. Bu projeye etraflarındaki büyüklerini ve mahalli yönetimleri inandırmaları gerek, eğer niyetiniz iyiyse, mücadele azminiz varsa, menfaat düşünmüyorlarsa, projelerini gerçekleştirmemeleri için hiç bir sebep yok. İnsanlar sizi izliyorlar, eğer bir yanlışınız yoksa, yanlış yapmaya niyetiniz yoksa, doğru işlerin peşindeyseniz onlar size destek olmaya çalışıyorlar. O desteği yakaladığınız anda yapmamanız için hiç bir sebep yok.
Bu tür işler yapmaya çalışanların karşısında olan, engellemeye çalışan, yada moralini bozan birileri mutlaka vardır, sizde de olmuştur herhalde.
Tabi engeller oluyor, o engelleri de aşmak gerek, kıskançlıklar oluyor, çekemeyenler sizle mücadele etmeye başlıyorlar, “yapamazlar” deniliyor, “ne amaçları” var diyenler.. yüzlerce engel çıkabiliyor… Ben çok kere yargılandım, yanlış suçlamalarla. Ama mücadelemizde kazandık, tesislerimizin %90 ını bitirdik. Tamamlamaya çalıştığımız bir yer daha var, kapalı yüzme havuzumuzun üst tarafındaki motel inşaatımız tamamlandığında, yurt dışı takımlarını burada misafir edebileceğiz, öğrenci değişim programlarımız daha kapsamlı şekillerde yapılabilecek, yüzme müsabakalarını burada yapabilecek, rakip takımları ağırlayabileceğiz. Ve tüm bu emeklerin sonunda çocuklar yetiştikçe, onlar başarılı oldukça, onları yüzerken gördükçe, sosyal hayatlarındaki başarılarını gördükçe inanılmaz mutlu oluyoruz. İşte bu her şeye değiyor.

Tesislerinizden yararlanmak için üye olmak şart mı? Dışarıdan ücret ödeyerek havuzdan ya da diğer imkanlardan yararlanılabilir mi? Havuzları gördüğüm zaman ilk aklıma dalış eğitimi geldi benim. Biliyorsunuz dalış eğitimlerinde öğrencilerin hem havuz dalışı hem açık deniz dalışı yapmaları gerekiyor, böyle bir yer dalış okulları için bulunmaz bir eğitim alanı. Havuz dalışını da yaptırabilirler hemen kıyıdan deniz girip 20 25 metre açılıp 6 8 metreye inebilirler. Ama siz havuzun özelliklerini anlattıktan sonra bu eğitimin burada bu havuzda yapılması pek uygun olmaz diye düşünüyorum, ağırlık kemerleri tüpler vs, dalış malzemeleri zemine zarar verebilir, çok çok dikkatli olmak gerek ama öğrencilerin bu dikkati göstermesi çok zor. Açık havuzda yapılabilir eğitim ama kapalı havuzda yazık olur. Size, kış döneminde İstanbul’da ki dalış okullarını eğitimlerini vermek için buraya davet edelim diyecektim ama vazgeçtim.
Bizim tesislerimizden sadece üyelerimiz yararlanabiliyor, dışarıdan ücret ödeyerek giriş yapılamıyor. Öyle bir uygulamamız yok, ama üye beraberinde misafirini getirebiliyor.
Aslında bir dönem kulüp üyelerimizden Ateş bey, Ateş Evirgen burada PADI’ nin eğitimlerini verdi. Ama şu an bu eğitim verilmiyor. Eğitim verdiği dönemde Ateş hoca ve öğrencileri çok dikkat ettiler bu konuya.
Dediğiniz gibi dalış malzemeleri çok ağır ve zarara verebilir ve dalış eğitimine yönelik yapılmış bir havuz değil. Ama etrafımız deniz ve denizimiz dalış eğitimi için çok uygun. Dalış okulları adaya gelip eğitimlerini yapabilirler.
Kapalı havuzunuz olmasa bile açık havuzunuzu kullanabilirler aslında eğitim için, hem de deniz suyu ile dolduruyormuşsunuz tatlı su – tuzlu su denge ayarına da gerek kalmaz. Bu konuyla ilgilenebilecek dalış okulları sizinle temasa geçebilirler mi?
Gayet tabi, şartları konuşup, uygun bir çalışma yapabiliriz.
Biliyorsunuz Adalar Belediye Başkan Yardımcımız Sayın Ercan Akpolat da bir dalgıç, hem de çevreci bir dalgıç, sualtı kirliliği ile mücadele eden, bizzat dalıp ağları çıkaran bir başkan yardımcısı ve trollerin ada çevresinde avlanmalarını yasaklayacak kadar çevreye, denize duyarlı bir belediye başkanı varken, ayrıca Serço bey gibi hayatını sualtına adamış, Ateş hoca gibi profesyonel anlamda bu işle uğraşan değerler varken adada sualtıyla, dalışla ilgili çok güzel gelişmelerin olacağına inanıyorum ben. Ercan başkanla konuştuk zaten biz açacağız belediye bünyesinde bir dalış okulu, yerimizi de bulduk, burası güzel 🙂
🙂 Neden olmasın, gayet de güzel olur. Size katılıyorum, Adalar Belediye Başkanımız Mustafa Farsakoğlu, kaymakamlığı döneminde de yasaklamıştı trollerin ada etrafında avlanmalarını, çok duyarlı bir başkanımız var, ayrıca Ercan bey de gerçekten çok emek vermiştir sualtı temizliğine. Ağların sualtında yaşam alanlarını yok etmesi, balık yuvalarının üstünü örtmesi çok acı.
Adada sadece dalış değil, binicilik sporu da yapılabilir. Binicilik dersleri verilebilir, İstanbul üniversitesi veterinerlik fakültesine bağlı atçılık, at antrenörlüğü ve nalbantlık gibi bölümler var. Bu bölümden mezun olan gençler adada çalışabilir, Faytonlar kontrol altına alınabilir, hatta veterinerlik fakültesi öğrencileri stajlarını yapmaları için adalara davet edilebilir, hem gençler stajlarını yaparlar hem de atları kontrol ederler, hem de üniversiteli gençlerin adaya gelmesi adayı hareketlendirir. Ancak her şeyden önce bu fayton probleminin çözülmesi önemli diye düşünüyorum.
Evet kesinlikle ciddi bir sorun bence faytonlar sorunu. Bu yıllardır adanın kanayan yarası. Adada ciddi bir at varlığı var ama bakım yok, kontrol yok, hayvanların durumu ortada, faytoncuların durumu ortada. Ben Viyana’da Roma’da Londra’da gördüm faytonları ama hiç biri şu an bizdekiler gibi değil. Ama bundan 40 sene önce bizdeki , adadaki faytonlar da Viyana’daki Roma’ daki faytonlar gibiydi, arabalar düzgün, temiz, bakımlıydı, fayton sürücüleri çok özenli giyinirlerdi, kibar konuşurlardı, o insanlar her biri birer esnaftı, şimdi maalesef hiç hoş olmayan yeni bir yapı geldi. Bu konuda ben geçmiş belediye yönetimlerinde suç buluyorum, bu konunun üzerine gitmediler, kurallar işletilmedi. Ben de şunu arzu ederim; .Çok nitelikli bakımlı atlar, çok bakımlı koşum takımları, çok bakımlı arabalar ve bu arabaları kullanan, içinde at sevgisi hayvan sevgisi olan üniversiteli gençler..
Bunun mutlaka yapılması lazım, kimse iğrenerek arabaya binmemeli, kimse arabayı süren kişiden eziyet görmemeli. Atlar son derece bakımlı ve sağlıklı olmalı, çok düzgün beslenmeli. Yaşam ve çalışma koşulları belirli standartlara oturtulmalı. Atların kimlikleri pasaportları olmalı. Bu konu çok önemli bir konu. Adanın ilk çözülmesi gereken sorunu bence bu. Bir kooperatif oluşturulması lazım, zanaatkarlar yetiştirilmeli, koşum takımları ustaları yok artık adada, eskiden nal yapılırdı, nal ustaları vardı, yok şimdi, bu meslekler yeniden canlandırılabilir, bu bir sektör. Atların seyisleri, veterinerleri, bakıcıları olmalı, at sürmekle at bakmak ayrı işlerdir, atlar uzmanlar tarafından bakılmalı hangi aşıları olması lazım, ne yem yemesi lazım, ne kadar su içmesi lazım bunlar hep uzmanlar tarafından yapılmalı. Yıkanmalı temizlenmeli tımar edilmeli hayvanlar. Barınaklar çok temiz olmalı. Sürücüler eğitimli olmalı, davranış şekilleri açısından eğitimli olmaları lazım. Adalar bilgisi yönünden bilgili olmaları lazım, bir bakıma adaların kültür elçileri olmaları lazım, bu yüzden belirli bir kültürü olmayanların sürücü yapılmaması lazım.
Bakın benim çocukluğumda Rum arabacılar vardı. Tertemiz giyinirlerdi bir kollarında kollukları olurdu. Bir hanımefendi arabaya bineceği zaman kolluklu kolunu uzatır, hanımefendinin tutup binmesini beklerdi. Ben çocukluğumda hiç arabacı müşteri münakaşası izlememişimdir ama şu anda özellikle yazın her gün bir olayla karşılaşıyoruz. Bunun mutlaka düzelmesi gerek.Ben düzeleceğine inanıyorum.
Ben aynı zamanda HAYTAP Hayvan hakları Federasyonu’nun adalar temsilciyim. Haytap’ın benim çok beğendiğim bir çalışması var size bundan söz etmek ve sizi bu çalışmaya dahil etmek istiyorum. HAYVAN DOSTU İŞLETMELER çalışması. Biz Haytap olarak hayvan dostu olan işletmelere “Bu işletme hayvan dostudur” yazılı bir stekr veriyoruz, bunu işletmenize yapıştırıyoruz, sonra sizin adınızı web sitemizde hayvan dostu işletmeler bölümünde yayınlıyoruz. Sizin yeriniz çok müsait imkanlarınız çok elverişli , barınaktan bir hatta iki köpek sahiplenebilirsiniz. Girişteki kocaman boş alan köpek kulubeleri konulursa çok şık olacaktır. Barınaktan iki can kurtarmış olacaksınız ve artık sizde bir hayvan dostu işletme olacaksınız. Ne dersiniz?
Olur, ama bunu yönetim ile görüşmem gerek. Eğer yönetim kurulu bunu onaylarsa bizde hayvan dostu işletme olabiliriz.
O halde ben sizden bu konuyla ilgili haber bekliyorum. Adnan Bey çok teşekkür ediyorum bize zaman ayırdığınız için. Son olarak sizin eklemek istedikleriniz var mı?
Sizin Sualtı Gazetesi olarak internetten yapmış olduğunuz yayınlarınızla tüm dünyada adaların tanıtımında ciddi rol oynayabileceğinizi düşünüyorum. Gazeteniz kanalıyla insanlara şu mesajı vermek istiyorum; Gelin adaları görün, sulatı ekipleri adalar etrafındaki florayı keşfedin, burada dalış yapmanın keyfini yaşayın… Ege Sakin
egesakin@sualtigazetesi.com
Bizi Sosyal Medyada Takip Edin !
