14 Eylül 2015 Pazartesi
–
Dursun YILDIZ
Su Politikaları Derneği Başkanı
İklim değişiminin etkileri artıyor.
Geçen sene HES’lerdeki enerji üretimini yüzde 35 oranında azaltan bir kurak yıldan sonra bu yıl yaz mevsiminin ne zaman geleceğini sorduran bir ilk yaz yaşadık. Sonra sağanak yağış geçişi bol günler geldi. Şimdi de Ağustos ayında can ve mal kaybına neden olan taşkınlar başladı. Aslında son yıllarda yaşanan iklimsel değişiklikler artık hayatımızın her alanında olumsuz etkiler yaratıyor. Bu değişikliklerin en temel ortak paydası uzun dönemdir görülmeyen meteorolojik olayların oluşması mevsimlerdeki kayma ve yağışların şiddetindeki artış.
Ülkemizde son yıllarda hortumlar ve fırtınalı günler arttı ve yağışlar kısa süreli ve çok şiddetli sağanaklar olarak düşmeye başladı. Sıcaklıklar mevsim normallerinin çok üstünde ve çok altında seyredebiliyor. Bu iklim değişikliklerinin olumsuz etkileri sadece ülkemizde değil dünyanın da gündeminde yer alıyor.
Türkiye’nin küresel iklim değişikliği nedeniyle artık “yarı tropik iklim ” sisteminde kabul edilmesi gerektiğini ileri süren bazı uzmanlar, bu sisteminde, mevsim değişimleri sırasında kısa süreli sağanağın normal olduğunu belirtiyor. Ancak bu yağışlar sadece mevsim değişimi sırasında değil değişen mevsimler süresinde etkili olmaya başladı.
Su politikaları Derneği Yöneticisi Prof. Dr. Hızır Önsoy da bu konuda Küresel İklim Değişimi”nde ”Hidroloji”nin önemini hala kavramış değiliz ” diyerek çok önemli bir eksikliğimizi ortaya koyuyor.
Bu gerçeği görüp iklimsel koşullardaki değişime adaptasyon için hızla önlem almalıyız. Ama bunun için önce doğru bilinen bazı yanlışları düzeltmeliyiz:
1. İklim değişiminin yavaş yavaş olacağı şeklindeki genel kabul doğru değildir. Uzmanlar arasında ani iklim değişimi beklentisi artmaktadır.
2. 500 yılda bir gelmesi muhtemel debi 500 yıl sonra değil yarın da gelebilir
3. 500 yılda bir tekerrür eden yağış geldikten sonra 400 yılda bir gelmesi muhtemel yağışın gelmesi ötelenmez.
4. Yağışların yıllar geçtikçe aniden, daha sık ve daha şiddetli görülmesi tesadüf değildir.
5. İklim değişimi önlemi sadece birçok havzadaki projelerin hidrolojilerinin gözden geçirilmesi değil ortaya çıkan yeni akım
değerlerine göre projelerin de revize edilmesidir.
6. Menfezler proje debisinin üstündeki debiyi geçiremez. Bunun için menfezin yeniden daha yüksek debiyi geçirecek şekilde inşa edilmesi gerekir.
7. Menfez ve diğer su yapılarının deşarj kapasiteleri hep sabit kalır ama düşecek olan yağışın değeri değişebilir. Değişken
olan yağış ,değiştirilmesi gereken ise menfezdir.
8. Taşkın debisi dikkate alınarak proje yapılmaz ama felakete neden olmayacak şekilde önlem alınabilir.
DOKAP’ın Kapsamı Genişletilmeli
Bu konuda alınacak önlemler için bugünlerde yapılan ve yapılacak olan birçok açıklama doğrudur. Ancak biz Su Politikaları Derneği olarak bu çalışmaların bir plan kapsamı içinde, koordineli ve sürekli bir şekilde yapılmasının daha önemli olduğunu düşünüyoruz.
Bu nedenle DOKAP’ın kapsamı Doğu Karadeniz’de taşkın ve heyelan güvenliğini sağlayacak proje ve uygulamaları da içerecek şekilde genişletilmesini öneriyoruz.
Ülkemizin bölgesel kalkınma planlarından biri olan Doğu Karadeniz Kalkınma Planı (DOKAP) iklim değişiminin sonuçları da dikkate alınarak revize edilmeli ve kapsamı genişletilmelidir.
İklim değişiminin etkilerinin hızla arttığını dikkate alarak suçlamak yerine anlayışımızı değiştirip en uygun çözümü hızla belirleyip uygulamamız gerektiği görüşündeyiz.
Su Politikaları Derneği olarak İklimdeki değişime adaptasyon konusunda günümüzün teknolojisinin sunduğu olanaklarla mühendislik çözümleri uygulanarak yapılacak çok işimizin olduğunu düşünüyoruz.
www.hidropolitikakademi.org
Kaynak: turizmhaberleri.com