Avrupa’nın en uzun süren siyasi sorunlarından biri olan Kıbrıs sorununun çözümü için adadaki Türk ve Rum liderler bu ay başında yeniden müzakere masasına otururken, bu kez görüşmelerin başarıyla sonuçlanacağı konusunda iyimserlik var. Bunun sebebi de hem ABD’nin aktif olarak müzakere sürecine katılması hem de Kıbrıs’ın etrafında son birkaç yıl içinde bulunan zengin enerji kaynaklarının dünyaya pazarlanabilmesi için çözümün şart olması. Kıbrıs Rum yönetimi lideri Nikos Anastasiades de uluslararası basına verdiği mülakatlarda bu konuya değinerek Türkiye’ye mesaj veriyor. Anastasiades, dün İngiliz Guardian gazetesinde yayınlanan açıklamasında ada açıklarında bulunan doğalgaz ve petrol yataklarının, Kıbrıs sorununun çözümünü bugüne kadar hiç olmadığı kadar gerekli hale getirdiğini belirtti.
Petrol şirketlerinin de Doğu Akdeniz’e büyük yatırımlar yapmak için Kıbrıs sorununun çözümünü istediklerinin işaretlerini verdiklerini vurguladı. Rum lider, adadaki taraflar arasındaki işbirliğinin de ekonomik krizin aşılmasına katkı sağlayacağını ifade etti. Anastasiades, “Birleşmiş bir ülkenin gücü farklıdır. Kıbrıslı Türklerle daha büyük işbirliği daha hızlı (ekonomik) büyümeye katkı yapacaktır. Çözüm, ekonomik krizle daha iyi başa çıkmamıza yardımcı olacak.” ifadelerini kullandı. Anastasiades geçen hafta Amerikan Associated Press haber ajansına verdiği mülakatta da Kıbrıs’ta 40 yılı aşkın süredir devam eden bölünmüşlüğü sona erdirecek anlaşmanın, hem Türkiye’nin zengin gaz kaynaklarına erişimini sağlayacağını hem de İsrail ile ilişkilerini geliştirmesine katkı yapacağını dile getirmişti.
Kıbrıs açıklarındaki Afrodit sahasının 12. parselinde bulunan yatakta 200 milyar metreküp doğalgaz olduğu tahmin ediliyor. Bu bölgede 3,7 milyar varil petrol olduğu da kaydediliyor. İsrail açıklarında da Tamar ve Leviathan sahalarında doğalgaz yatakları bulmuştu. Rumların ada çevresindeki petrol ve gaz rezervlerini uluslararası şirketlerle birlikte aramaya başlaması üzerine, KKTC de Türkiye ile birlikte münhasır ekonomik bölgelerinde arama çalışmaları başlatmıştı. Rumlar gaz ve petrolün çıkarılması için Amerikan enerji şirketi Noble Energy ile anlaşırken, gazın 2015 civarında ihracata hazır hale gelmesi öngörülüyor. Bir-iki yıl içinde Kıbrıs ve İsrail sularındaki doğalgazın dünya piyasalarına girmesiyle birlikte Doğu Akdeniz’in jeopolitik ehemmiyeti daha da artacak. ABD, hem Kıbrıs hem de İsrail gazının Doğu Akdeniz’de yeni bir istikrar ortamı doğurmasının mümkün olduğuna inanıyor ve gazın Türkiye-Kıbrıs-İsrail’in anlaşmasıyla kurulacak boru hatları vasıtasıyla dünya piyasalarına sunulmasının en uygun yol olduğunu düşünüyor. Uzmanlar, Washington’ın son müzakere sürecinde aktif rol almasının arkasında da bu enerji hesaplarının yattığını savunuyor.
Enerji dengeleri Kıbrıs’ta çözüm için umutları artırsa da adada güç paylaşımı, sınırların belirlenmesi ve yerlerinden olan binlerce kişinin mülkiyet sorunlarının giderilmesi gibi temel sorunların aşılması gerekiyor. Varılacak mutabakatın iki kesim tarafından da referandumda onaylanması gerekiyor. 2004 yılında üzerinde anlaşılan Annan planı, Rum tarafında reddedilmişti.