Dün akşam hep beraber ‘Derin Tutku’ sergisinin açılış gecesindeydik. Ayşegül Dinçkök’ün ilk su altı kişisel sergisinin açılışında cemiyet dünyasından birçok tanınmış ismi görmek mümkündü. Ayrıca, Ayşegül Hanım’ın yakın arkadaşları, ailesi ve dalış-severler de sergideydi.
Ayşegül Dinçkök’ün Endonezya’nın Sulawesi adasında çektiği fotoğraflardan oluşan kişisel sergisi 28 Nisan tarihine kadar Tophane-i Amire Tek Kubbe Binası’nda denizi, dalışı, su altı yaşamını ve fotoğraf sevenlerle buluşmaya devam edecek.
Aralık 2011’de ön tanıtımı Nişantaşı Godiva’da yapılan tanıtıma katıldığımdan beri, serginin açılışını ben de heyecanla bekliyorum.
Ayşegül Hanım ile geçtiğim yaz bir kaç kez beraber dalma fırsatımız oldu. Çok az bir süre önce dalışa başlamış olmasına rağmen, kısa zamanda çok sayıda dalış yaptı. Her fırsat bulduğunda dalıp, fotoğraf çekmeye devam etti. Bu süre içinde de, dalış sertifikasını ileri seviyeye yükseltti.
Yakından tanıyanlar sanırım bilirler. Çok hoş ve nazik bir hanım. Bu hanımefendi edasını suyun altında devam ettirdiğini gözlemlemiştim. Su altında grubun düzenine uyar. Dalış liderini ve dalış eşini her zaman göz ucuyla takip eder. Şartlara uyum sağlar. Dalış ekibini güzel sözlerle destekleyerek moral verir. Su altında ise müziğe uyum sağlayan bir balerin gibi, suyla bütünleşir.
Sergide, Sulawesi bölgesinin kara üzerindeki aşırı sakin yapısına karşın zengin su altı dünyasını gözler önüne seriliyor. Ayşegül Hanım’ın, ayrıca Raja Ampat adasında çektiği fotoğrafları da sergide yer alıyor. Nadir rastlanan, hippocampus, şeytan balığı, saçaklı wobbegong köpekbalığı ve kum müreni gibi bir çok su altı harikası sergide canlı renkleriyle bizi seyrediyor.
Deniz tutkusunu, su altını bilen bilmeyen herkesle cömertce paylaşması, duyduğu heyecanı, renkli balıklarının fotoğraflarına yansıtması, sevindirici ve umut verici. Umarım, su altı ve çevre bilinci ve sevgisi gençlere ilham kaynağı olur. İlk olarak sergiyi gezdirdiği Avusturya Lisesi’nin gençleri gibi daha niceleri, bu sevdaya ortak olur.
Yakın zamana kadar resiflerin çoğu, insan kullanımı ve avcılık baskısı yüzünden hızla zarar görürken, son yıllarda yaşanan küresel ısınma kaynaklı sıcak su akıntıları da mercan resiflerini kitlesel boyutta yok edilmeye başladı. Bir de atmosferde artan karbondioksit miktarının okyanus suyunda mercanların büyümesine engel olmaya başlaması da eklenince, mercan resiflerinin uzun ömürlerinin olmadığı görülüyor. Umarım, bu güzellikler fotoğraflarda kalmaz da, yeni nesil Ayşegül Dinçkök’den aldıkları feyz ile, doğal değerlere sahip çıkarlar. Bu büyülü dünyayı bozmadan, güzelliklerini paylaşırlar.
Godiva’nın katkılarıyla, gerçekleştirilen sergi, Eylül ve Ekim aylarında Mardin, Gaziantep, Kars ve Diyarbakır’da henüz deniz ile tanışmamış olan çocuklarla buluşacak.
Godiva’nın serginin açılışından bir hafta önce serginin adını taşıyan özel bir seri üretmiş olması, biz çikolata-severleri yakından ilgilendiriyor. Sergilenen fotoğrafların satışından elde edilecek gelirin ise, 31’i Ege’li dul ‘Kadın Balıkçılar’a destek için kullanılacak olması, heyecanı artırıyor. Serginin, güzel bir sosyal sorumluluk projesine dönüşmesi, hepimizi sevindiriyor.
Açılış gecesinde kalabalıktan yeterince keyfine varamadığım fotoğraflarını tekrar görmek üzere, sergiyi tekrar ziyaret etmeye, kendi kendime söz veriyorum. Ayşegül Dinçkök ile tekrar dalma fırsatımızın olmasını diliyorum.
Esra Tunalıgil