24 Şubat 2015 Salı
– CÜNEYT SADIÇ- turizmhaberleri.com/ İstanbul
FIJET ve ATURJET ÜYESİ
BEYRUT YOLLARINDA…
Zengin tarihin, üzüntülerin, leziz yemeklerin, karmaşanın ve güzel insanların şehri.
Karın şehri kuşatmaya hazırlandığı bir Şubat sabahı, doğan güneşle birlikte Istanbul’a veda ederken, Borajet’in Kaptan Pilotu Burçin Hanım’ın billur sesi doldurdu uçağı. İşte dedim ilk sinyal geldi, bu seyahat kesin güzel geçecek. Eğer bir işe kadınlar el attı ise, kötü olması mümkün değil. Adana’ya inince soluğu kokpitte aldık hepimiz. Kaptan pilotumuz Burçin Hanım yirmi yıldır göklerdeymiş. Hiçbirimizi kırmadı, tüm sorularımızı içtenlikle yanıtladı, ta ki haydi şimdi sıra fotoğraf çekiminde deyinceye kadar. Kadın her yerde kadındır sözünün kanıtı olarak, o zaman bana iki dakika müsaade saçımı başımı düzeltip, makyajımı bir tazelemem lazım deyiverdi.
Adana güler yüzü ile karşıladı bizi. Belediye otobüslerinin direksiyonlarındaki bayan şoförleri görünce, kadınların yükselişi önlenemez dedim yine içimden. Keşke Istanbul Belediyesi de şoför olarak kadınlara öncelik tanısa.. Bir ihtimal daha sakin ve huzurlu yolculuklar yapılır, bizim büyük köyde…
Ve Beyrut…
Arapça Bayrut, Latince Berytus, Fransızca Beyrouth, İngilizce Beirut.
Her daim küllerinden doğmayı başaran mağrur bir güzel.
Her şeye rağmen dimdik ayakta durmayı başaran kaosun içinde düzeni yakalamaya çalışan, standartlarından savaşta bile ödün vermeyen kent.
Romalılar, Araplar, Haçlı seferleri, Memlukler ve Osmanlılar. Sonrasında ise 1943’e kadar sürecek Fransız mandası. Son nüfus sayımı ve bugünkü Anayasası da o zamandan kalma Lübnan’ın. Lübnan’ın tahmini dört milyon nüfusunun nerede ise yarısı Beyrut’ta yaşamakta bugün.
Farklı dinlerden on sekiz mezhebin bir arada yaşadığı laik bir ülke Lübnan. Ama unutulmaması gereken on beş yıl boyunca sadece inanç farklılığı yüzünden binlerce insanın öldüğü nedeni ve sonucu olmayan bir kanlı iç savaş yaşandığı 1975-1990 arasında ve neredeyse her eve düşen bir acı. İşte tam da bu nedenden dolayı, yeni nesil eskiyi unutmasın diye savaşın izlerini taşıyan binaların bir kısmı bırakılmış öylesine şehrin farklı noktalarında, ibret-i alem olsun diye.
Tarih ve bugün, İslam ve Hristiyanlık, pahalı ve ucuz hepsi iç içe burada.
İç savaşta çok zarar görmesine rağman dokusunu koruyarak yenilenmiş şehir. Saat kulesinin olduğu Nejme Meydanı, meydana komşu St. Georges Rum-Ortodoks Kilisesi, mavi kubbesi ile dikkat çeken Mohammad Al-AminCamii, Parlamento Binası, Roma Hamamı kalıntıları, Samir Kassir Meydanı, Imam Ouzai Meydanı ve diğerleri hepsi burada.
Ve inanılmaz güzellikte butikler ve tasarım ürünler satan mağazalar… Vick Vanlian bunlardan sadece biri. İç mimari ve dekorasyon ürünlerine vurulup içeri dalınca bizi Rahsan karşıladı. Bize de onu dinlerken, deklanşöre basmak kaldı.
Dükkanları, eğlence mekanları ile Beyoğlu’nun eski halini hatırlatan Hamra’yı görmeden Beyrut gezilmiş olmaz. Hamra’nın eğlencedeki tek rakibi ise restoranları ve kulüpleri ile Gemmayzeh.
Beyrut’ta gezilecek yerler listesinde UNESCO Dünya mirası listesindeki antik Fenike limanı Biblos ile Hıristiyanlar için önemli bir hac merkezi olan ve muhteşem manzara eşliğinde yapılan teleferik yolculuğu ile ulaşılan Harissa’da vardı.
Öğle yemeği için konutuna davetli olduğumuz Büyükelçimiz İnan Özyıldız ile Lübnan’ın güvenilir olup olmadığından başlayıp, Türk dizilerine olan ilgiye, dizilere olan ilginin sonucu olarak Türkçe kurslarına artan talebe ve Lübnan’daki Osmanlı eserlerine uzanan bir sohbet yapma imkanı bulduk. Kadınların yükselişi önlenemez demiştik yazının başında. Bu kez örneğimiz Büyükelçilik Müşavirimiz Özge Hanım. Bilgisi ve hoşsohbeti ile bir kadının nasıl başarılı bir hariciyeci olacağının en güzel örneği idi kendisi.
Geceleri bir farklı güzel Beyrut…
Beyrut’un gece hayatı her daim dillere destan.
Onbeş yıl süren iç savaş bile engel olamamış Beyrutlulara.
B-018 savaşa rağmen eğlence diyerek başlamış. Bugün dünya şöhretlerini ağırlayan kulübü Wallpaper Dergisi üç yıl üst üste dünyanın en popüler gece kulüpleri arasında göstermişti.
Sky Bar, Pier 7, Le Gray tepesindeki Cherry on the Rooftop, Gemmayze’deki The Angry Monkey ise aklımda kalan diğerleri.
Dünyaca ünlü Lübnan Mutfağı…
İlk akşam durağımız Zaitunay Bay’daki Karam Al Bahr’dı. Mezeler ve balıklar ise gerçekten lezizdi. Eğer Intercontinental Phoenicia, Vendom ya da Four Seasons’da kalıyorsanız, bir akşamınızı mutlaka Zaitunay Bay için ayırın derim. İkinci akşam yemeğimiz Paris’ten sonra Beyrut’un elit semti Ashrafieh’de hizmet veren Liza’daydı. Yemekler muhteşem, ambians harika, sohbet koyu idi. Son gün ise Le Gray’deki Indigo on The Roof’taydık. Servis her zamanki gibi mükemmel, yemekler lezzetli, personel ilgili ve de bilgiliydi.
Hotel Phoenicia…
Beyrut’ta pek çok güzel otel var. Le Gray, Phoenicia, Le Vendome, Four Seasons, Rotana, Hilton, Moevenpick ve diğerleri. Ben tercihimi hep Phoenicia’dan yana kullandım. Intercontinental’in Beyrut’ta iki oteli var. Phoenicia ve Le Vendome. Phoenicia bence açık ara Beyrut’un en iyi oteli. Odalarının konforu, güler yüzlü personeli, mükemmel kahvaltısı ile gözüm kapalı herkese tavsiye ederim.
Ama araba kiralayacaksanız otel içinde yer alan AVIS’e dikkat. İki yıl önceki Beyrut seyahatimde AVIS adına güvenip Türkiye ofisi üzerinden yaptığım bir rezervasyon sonucu turizm hayatımın tek acı tecrübesini yaşadım. Üzücü olan ise rezervasyonu yapıp parayı tahsil eden AVIS Türkiye’nin konu şikayet olunca takındığı ilgisiz tavırdı. En son bu konu ile ilgili sizi arayacağız demişlerdi. Ben umutla hala bekliyorum.
Ve Borajet…
Adını çok duyduğum ama her seyahatimde alternatiflerim arasına dahi sokmadığım bir havayolu ile bu seyahatimde tanıştım ve önyargılarımıza nasıl teslim olduğumuzu gördüm. Borajet bu seyahatten sonra kesinlikle favorilerim arasında üst sıralara yerleşti. Filolarını İkili koltuklara sahip modern teknoloji ürünü Brezilya yapımı Embraer jetler ile yenilemişler ve koltuk sayını 98’e düşürmüşler. Sonuç, geniş ve rahat koltuk aralıkları. Yemeklerin tadı ve sunumu güzel, taze meyve suyu sunmaları ise muhteşem. Çok kısa pistlere inebilen ve hızlı yükselip alçalabilen bu uçakların en hoşuma giden yönü her 48 saate bir bakıma alınma zorunluluğu. Aksi takdirde sistemleri havalanmalarını engelliyormuş.
Tüm kabin ekibi güler yüzlü ve inanılmaz yardımcı olan Borajet’in uçuş ekibinde biri kaptan pilot olmak üzere dört bayan pilot bulunmaktaymış. Eğitimlerini tamamlamak üzere olan diğer dört bayan pilotta katılınca toplam sekiz bayan pilota sahip olacaklar. Beyrut Adana uçuşunda da yardımcı pilotumuz bir başka bayan pilot, Nihal Çevik’ti. En başta dediğim gibi kadınların önlenemez yükselişi!
Borajet, Beyrut’a Istanbul Sabiha Gökçen’den Adana aktarmalı olarak sabah ve akşam olmak üzere günde iki uçuş yapıyor. Yaz aylarında ise Gazipaşa ve Kuzey Kıbrıs’tan da Beyrut’a direkt uçuşları var.
Borajet ile uçmayı kısaca özetlemek gerekirse, kendi özel jetinize binmek gibi demem yeterli olacaktır sanırım…
Kaynak: turizmhaberleri.com