Deniz Kuvvetleri Kupası’nda ilgimizi çeken bazı olaylar da yaşandı… Hava kararırken telsizden gelen bir çağrı herkesi tedirgin etti…
Çanakkale Boğazı’nın yarış nedeniyle iki yönlü olarak gemi trafiğine kapatılması ise hoş bir sürpriz oldu… Sığacık’ta yardım isteyen bir tekneye, “Biraz bekle, şu finişi yapalım, geleceğiz” denildi…
TAYK tarafından düzenlenen Deniz Kuvvetleri Kupası son yılların en sakin ve en olaysız mücadelesi oldu. Sadece birkaç balon parçalandı ki, rüzgarın sert tokatlarında bunun lafı bile olmaz…
Sahil Güvenlik de bu yıl yarışa sanki daha fazla önem vermişti. Sahil Güvenlik Arama Kurtarma Gemisi “Güven” rota boyunca adeta “karargah” olurken kardeş gemiler “Umut” ve “Dost” da uzaklarda alesta durumdaydı. Bir SG botu öncü, diğeri artçı olduken bir bot da acil durumlara müdahale konusunda filoyu yakın takipteydi…
Güvenlik tam, belki istikrarsız rüzgar yüzünden ekiplerde stres seviyesi biraz yüksek ama genel anlamda ortam sakin iken, teknelerden birinden yapılan çağrı genel seyri değiştirdi…
İlk gün hava kararırken teknelerden biri (ismi bizde saklı) Yarış Komitesi’ne çağrı yaptı… Hakemler bu çağrıya cevap verdi ama karşı tarafta ses yoktu. Çağrı defalarca tekrarlandı, sonuç değişmedi…
Ardından çağrı yapan teknenin konumu hem Tekne Takip Sistemi’nden hem de radarlarda belirlendikten sonra bu kez bölgeye daha yakın bir SG botu çağrıyı tekrarladı, buna yakındaki bazı yatlar da katılırken, sinirler gerilmeye ve endişe düzeyi artmaya başladı…
Mutlaka teknede bir şey olmuştu ve ekiptekiler telsizdeki çağrıya cevap veremiyordu…
Derken, dakikalar boyu çağrı yapılan tekneden sonunda cevap geldi: ”Cihaz kontrol…”
Yükselen adrenalin seviyesi bir anda düştü ve gerilen sinirler boşaldı. Kayda değer bir durum yoktu… Oysa “cihaz kontrol” başta söylenmiş olsa bu denli gereksiz bir muhabereye de gerek kalmayacak ve acil durum senaryoları üretilmeyecekti.
Şimdi gelelim bir diğerine…
Öncü tekneler sabahın ilk ışıkları ile Çanakkale Boğazı’na girmeye başladıklarında, Sektör Gelibolu defalarca tekrarlayacağı uyarının ilk anonsunu yaptı:
“Kanarya Burnu önlerinde köprü çalışmaları yapılmaktadır. Şamandıraların dışından (doğusundan) geçilmesi, sahanın iç tarafının kesinlikle kullanılmaması gerekmektedir…”
Rotanın, bir tarafta çalışma sahası şamandıraları, diğer tarafta gemi trafik hattını belirleyen sanal şamandıralar arasında sınırlandırılması aklımıza “ortada sandık” benzetmesini geltirdi… Neyse ki gün ışımış, görüş şartları iyileşmişti… Gece karanlığında bu geçişin daha zor olacağını tahmin etmek güç değildi…
Ama açık görüş şartları bir başka şeyi daha “gösterdi”… Çanakkale Boğazı’nda tek bir gemi dahi yoktu…
Deniz Kuvvetleri Kupası nedeniyle Çanakkale Boğazı’ndaki gemi trafiğinin iki yönlü olarak askıya alındığını öğrenmemiz uzun sürmedi…
Bazı zamanlar tek taraflı olarak trafiğin durdurulmasına tanık olmuştuk ama tekmilinin birden askıya alınması bir “ilk” idi
“Çok şık” bir hareket olduğunu hemen belirtelim. Ama nedense bu uygulama için talebin kimden ve ne şekilde geldiğini bir türlü öğrenemedik.
Yarıştaki son teknenin de boğaz çıkışını yapmasının ardından kısıtlama kaldırılınca, Bozcaada’nın güneyinde ve Kapıdağ Yarımadası’nın güneybatısında bekletilen gemiler boğaza yönlendirildi.
Böyle bir şey bir daha yaşanır mı? Bilemiyoruz.
Sığacık’ta 14 Temmuz Cumartesi günü akşam saatlerinden itibaren başlayan finişler devam ederken, ikinci gün hatta yaklaşan Columbia Alize-Keyfim 3.5 yatı bir yardım talebi ile karşılaştı.
Kıyıdan yaklaşık 2-3 mil açıkta, içinde 4 kişi olan motorsuz bir kayık vardı. Columbia Alize-Keyfim 3.5 yanlarından geçerken hareket imkanlarının olmadığını belirterek kendilerini marinaya kadar çekmelerini istediler. Çok korktukları her hallerinden belli oluyordu.
Selim Yazıcı, “Biraz bekleyin ve sakin olun. Finişe gidiyoruz. İşimizi bitirelim, hemen geri geleceğiz” dedi. Dediğini de yaptı.
Ama motorsuz kayığı marinaya çekmelerine olanak yoktu. Durumu Sahil Güvenlik ekiplerine bildirdiler ve yardım gelene kadar yanlarından ayrılmadılar.
Kaynak: TurkSail