Malzemenin büyük bir kısmının yurtdışından temin edildiği için dışa bağımlılığımızın çok fazla olduğuna değinen Ege Yat Genel Müdürü Sinan Özer, “Teslim terminlerinin yanı sıra gümrük işlemleri ve malzemenin Türkiye’ye girişindeki bürokratik işlemler ve masraflar yat üreticisinin belini büküyor. Bu engellere rağmen özellikle süperyat imalatı konusunda işçilik ve imalat kalitesi olarak dünyada Türkiye’nin adını daha fazla duyuyoruz. Türkiye bir krizler ülkesi. Ekonomik olarak inişler ve çıkışların olduğu gibi maalesef hayatında bir yat yaptırmış armatörler imalatçı sıfatıyla tersaneler kuruyorlar. Bu tarz işletmelerin de ayakta kalması mümkün olmuyor” diyor.
Süperyat endüstrisinde Almanya ve Hollanda öncü
Süperyat endüstrisinde dünyada Almanya ve Hollanda’nın öncü olduğuna dikkat çeken Sinan Özer şöyle devam ediyor; “İtalyanlar da özellikle tasarımlarıyla ön plana çıkıyorlar. Tasarım yönümüzü geliştirebilirsek gerek işçilik gerekse kalite açısından İtalyanların önüne geçmememiz için hiçbir sebep yok. Ayrıca tersanelerimizi daha temiz ve yaşanabilir yerler haline getirmemiz gerekli. Özellikle büyük tonajlı yatlar Tuzla bölgesindeki büyük gemilerin arasına girmek istemiyorlar. Demir tozu, is, pas bu teknelerin en büyük düşmanı. Biz yakın geçmişte Turhan Soyaslan ile birlikte 50 metre bir motoryatın refitini yaptık İstanbul’da. Tabiri caizse emdiğimiz süt burnumuzdan geldi. Zor bir yer Tuzla! Yabancı tekne mürettebatı da hiç memnun kalmadı. Sert ve neşesiz bir bölge. İnsanlar bedbin ve yorgun bu da genel havayı ağırlaştırıyor. Bodrum gibi yerler yabancılara nasıl davranılması gerektiğini biliyor, en azından turizm bizleri biraz yontmuş diyeyim ama Tuzla’da çok zor günler geçirdi bizim yabancı mürettebat.”
Kaynak: 7DENİZ