22 Ocak 2015 Perşembe
– Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Ocak Ayı Meclis Toplantısında konuşan ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Osman Budak, ” 2014’te Rusya ile ilgili pazarda son 3 ayda ciddi düşüş yaşandı. Rusya pazarının Türkiye’deki düşüşü dönemsel olarak Antalya ile paralel olarak ilerlemiş ancak oransal olarak daha azdır. Zaten Türkiye’ye gelen Rusların dörtte üçü Antalya’ya geliyor. Rusya’ya dayalı turizmdeki durum budur. ” dedi.
ÖNÜMÜZDE 2 AYLIK SÜRE VAR…
Mısır’ın şu anda en yüksek sezonu yaşadığını belirten Başkan Budak şu değerlendirmelerde bulundu: ” Rusların bizden sonra en çok tercih ettiği destinasyon Mısır. Burada düşüş yüzde 50 civarında. Bunun yanında bu dönemde tercih ettikleri ikinci bir destinasyon olan Tayland’da da düşüş aynı. Bugünkü şartlar böyle devam ederse bizim de bu düşüşlere hazırlıklı olmamız lazım. Önümüzde 2 aylık bir süre var. Bu süre içerisinde bizim Antalya Tanıtım A.Ş. ve Turizmci arkadaşlarım can hıraş bir biçimde çalışıyorlar. Tanıtım ve pazar bulma ile ilgili büyük bir gayretle çalışıyorlar. Aynı gayretin Turizm Bakanlığı ve hükümetimiz tarafından da fazlasıyla yapılması gerekiyor. ” dedi.
TURİZMCİLER PANİK YAPMASIN
Bu çalışmaların en hızlı şekilde yapılması gerektiğini belirten Budak; ” Rusya’da yeni etkinlikler yapılmalı. Ruslar yine seyahat edeceklerdir. Bir başka tehdit var. Sayıda bir düşme olabilir. Ancak bu fiyatların aşağıya çekilmesiyle ilgili büyük bir pazarlık unsuru da olabilir. Turizmciler için paniğe gerek yok. Çünkü çok güzel otelleriniz, hizmetiniz, ikramınız ve misafirperverliğiniz var. Başka pazarları zorlayarak bu açığı kapatalım. Diğeri sayı düşmesinden daha tehlikeli. Olabilecekler bugünkü şartlarla sayısal bir düşüşün olması. ” ” şeklinde konuştu.
TÜRKİYE’NİN İMAJI ÇOK BOZULDU
Turist aldığımız ülkeler nezdinde imajımızın çok bozulduğuna dikkat çeken ATSO Başkanı Budak; acilen imaj düzeltme çalışması yapılması gereğinin altını çizerek şunları söyledi:
Son dönemlerde imajımız çok bozuldu.. Biz onların TV’lerini izlemiyoruz ama bizde bir olay olduğu zaman onların manşetlerinde. Bizim siyasilerimizin sert bir söylemi hemen basında yer alıyor. Bunlardan dolayı oradaki insanlar çok çabuk etkileniyor. Bu insanlar demokrasi ve özgürlükler konusunda çok hassaslar. Bunlarla ilgili olumsuz haberler duyduklarında kararlarını hemen değiştiriyorlar. O yüzden bu imaj çalışmasının bir an önce el birliğiyle başlatılması lazım. Çünkü turizm Antalya’da yapılan ticaretin yüzde 80’ini doğrudan ilgilendiriyor. Turizm lokomotif sektör. 2015 yılının ilk ayında bunları size söylemek ve hesaplarımızı buna göre yapmak zorundayız. 2015 biz gayret edersek hükümet ile bakanlarımız ile el ele verirsek bu yılı biz her zamankinden iyi geçirmemiz mümkün. Çok çalışırsak olur. Çok çalışmamız lazım. Riskler var mı var. Ancak çok çalışırsak atlatırız. ” şeklinde konuştu.
MADEN VE MERMER OCAKLARINDA DENETİM EN BÜYÜK EKSİKLİK..
Maden ve mermer ocakları gündemine de değinen Başkan Budak şu açıklamalarda bulundu:
Geçtiğimiz hafta Antalya ve Türkiye’nin gündeminde taş, maden ve mermer ocakları vardı. Bu ülkenin yer altındaki kaynaklarının yer üstüne çıkarılarak Türkiye’nin ve dünyanın hizmetine sunulması, yanında olmamız gereken kesin bir koşulumuz. Bu zenginlikle ülkeyi zenginleştirmemiz lazım. Buraya kadar tamam. Ancak eğer doğal kaynaklarımızı kullanırken eğer bunların kurallarına uymuyorsak birilerinin bununla ilgili bir şey söylemesi lazım. Denetim en büyük eksiklik.
Firmalar madeni çıkarıp o alanı pırıl pırıl bırakıyor mu? Hayır. Alanı 49 yıllığına kiralayıp 5 yıl maden çıkarıyorlar. 15 sene sonra tekrar çıkarmak isteyebilirler. Haklılar. O yüzden de orayı tekrar ağaçlandırmamış olabilirler. Burada herkes haklı. Ancak asıl iş bu kanunların hassasiyetleri göz önüne alması ve denetlemenin doğru yapılması gerekiyor. Yasamada bu konu bir şekilde çözülmeli.
HEPSİ ÇALIŞMAYA BAŞLASA TARIM VE TURİZM KALMAZ
Antalya’da binin üzerinde taş ve maden ocağı ruhsatı verildi. Bunun Antalya’ya katma değeri nedir? Ben bunu soruyorum. Antalya’daki taş ocağının ülke katma değerine ne kadar faydası vardır? Diğer taraftan bin tane taş ocağı aynı anda Antalya’da çalışmaya başlarsa ne olur. Çünkü herkesin ruhsatı var. Cebine ruhsatı alan herkes ocak açmıyor. Çantacılık yapanı da var. O ruhsatı başkasına parayla satıyor. Binin tamamı değil 250’si aynı anda o dağlarda dinamit patlatmaya başlasa, taşları kırsa. Burada bu tarım ve turizm kalır mı? .Antalya ile ilgili yer altı zenginliklerimizi çıkarmaya tamam ancak bunun koşullarını koyalım. Antalya ile ilgili bu konuda özel bir statü çıkarılmalı. ” dedi.
(kaynak: ATSO)
Kaynak: turİzmhaberlerİ.com