ATMOSFERDEKİ GENEL SİRKÜLASYONLAR

Havanın ısı kaynağı doğrudan güneş enerjisidir. Güneşten gelen ısı enerjisinin %29’u atmosferden yansıyarak geri döner, %19’u atmosfer tarafından geri kalan %52’si yer yüzeyi tarafından emilir. Fakat bu enerjinin büyük bir kısmı ‘’radyasyon’’ yoluyla tekrar uzaya geri döner. Bu radyasyon güneşten gelen radyasyonla kıyaslandığında ‘’daha uzun dalgalı’’ radyasyon tipi görünümündedir ve bu uzun dalgalı radyasyon hava içindeki su buharı tarafından emilerek muhafaza edilir.

Bu atmosferin yer yüzüne yakın kısımlarının daha sıcak olmasının en başta gelen sebebi olduğunu daha önce belirtmiştik. Atmosfer bir seranın damının görmüş olduğu işe benzer şekilde iş görür. Gelen güneş radyasyonunun bir kısmının yer yüzeyine gitmesine izin verir ve dönüş radyasyonunun etkisiyle ısınır.

Giren enrji ile geri dönen enerji eşit miktarlarda olursa sıcaklık sabit kalır. Eşitsizlik meydana geldiğinde bunun sonucu olarak dünya ve atmosfer sıcaklıkları azalır veya artar. Böylece şeşitli bölgelerdeki yıllık, mevsimlik ve günlük değişiklikler ortaya çıkar. Yapılan fiziki ölçümlerin de gösterdiği gibi, tropikal bölgeler geri gönderdikleri enerjiden daha fazla enerji alırlar. Bunun tersi kutup bölgeleri için geçerlidir. Fakat meteorolojik olaylar sonucu, tropikal bölgelerin bir kısım enerjisi kutupsal bölgelere aktarılır. Bu transfer olmasa idi tropikal bölgeler bugünkinden daha sıcak olacaktı. Ayrıca okyanuslar da bu enerji aktarmasından bir pay alır. Yanlız bu miktar kutup bölgelerine düşen paydan çok daha azdır.

Şayet dünya tek düze yapıda bir yer yüzüne sahip olsa idi ve ekseni etrafında dönmeseydi basit hava siürkilasyonu görülecekti. Fakat dünyanın tek düze olmayan yüzeyi çeşitli yüksekliklerdeki bir kara tabakası, denizler, göller v.s. ile kaplıdır.

Ve dünya ekseni çevresinde yaklaşık 24 saatlik bir sürede dönmektedir. Böylece güneşten gelen enerjinin dağılımı devamlı değişir. Dünya ekseninin eğik olması ve güneş çevresindeki yörüngesi üzerindeki hareketin neticesinde, bölgeler üzerinde isabet eden güneş ışığı miktarına bağlı olarak, bölgelerde ısı dengesi değişiklikleri ve mevsimsel değ,ş,klikler meydana gelir. Bu faktörler başka faktörlerle birlikte devamlı ve büyük sahalara yayılan hava hareketlerini oluştururlar.

Mesela dünyanın ekseni çevresindeki dönüş hareketinden dolayı ortaya çıkan ‘’coriolis force’’ olarak isimlendirilen görünür kuvvet, yüksek ve alçak basınç sahaları arasında havanın hareket etmesini sağlar. Havanın bu yönlenmiş hareketi kuzey yarı kürede SAĞA, güney yarıkürede SOLA doğrudurç Yer yüzeyinin hemen yukarılarında rüzgarlar, izobarlara paralel olarak esme eğilimindedir. İzobarlar düz hat şeklinde ise (büyük daire-great circle) bu rüzgarlara ‘’geostrophic wind’’ izobarlar kavisli ise ‘’gradient wind’’ olarak isimlendirilirler.

Yer yüzeyine yakın kısımlarda rüzgarlae izobarlardan alçak basınç merkezine doğru meylederek eserler. Denizlerde bu yön değiştirme çok daha az olur. Rüzgarlar izobarlara paralele çok yakın eserler.

Basıncın yatay mesafeye göre değişmesine ‘’pressure gradient’’ denir. Bu etkinin doğurduğu kuvvet ‘’pressure gradient forse’’ olarak isimlendirilir. bu kuvvetin yönü daima yüksek basınçtan alçak basıca doğrudur.

Bizi Sosyal Medyada Takip Edin !