27 Haziran 2014 Cuma
– turizmhaberleri.com/ Haber Merkezi
Türkiye’nin Yaşlanmasına yönelik en kapsamlı araştırma; kurum, kuruluş, STK, Üniversiteler işbirliğinde Ankara’dan başladı. “Ankara da Yaşlanmanın Etkileri ile Yaşlı Bakımında Sürdürülebilir Politikalar ve Stratejiler Projesi ” başlıklı dev araştırmanın sonuçları Ankara Üniversitesi Rektörlüğü 100.Yıl Salonunda basın ve kamuoyu ile paylaşıldı.
Yaşlı nüfus hızı en fazla artan ilimiz olan Ankara da başlatılan araştırma projesi; Flavius Klinikleri ve Medikal Turizm Derneği öncülüğünde Uzman Dr.Sinan İBİŞ başkanlığında, Ankara Kalkınma Ajansı destekleri, Ankara Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitelerinin işbirlikleri, Ankara Valiliği Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü katkıları ile hayata geçirildi.
TÜRKİYE DÜNYA YAŞLILARINA ÇÖZÜM OLABİLİR AMA..!
Ülkemizde şu an için genç nüfus sayısı birçok ülkeye göre oldukça fazla olmasına karşın yakın gelecekte Türkiye dünyanın yaşlı nüfusu en yüksek ülkeleri arasında olacağını belirten Dr. Sinan İbiş; ” Birçok dünya ülkesinin ekonomisini alt üst eden yaşlanma sorununun doğurduğu ekonomik, iş gücü ve hizmet alanlarındaki sorunlar bu ülkelerde mutlu ve aktif yaşlanmanın sağlanması için ulusal politikaların geliştirilmesini sağlamıştır. Buna rağmen özellikle AB ülkeleri yaşlanmanın ihtiyaçlarının karşılanmasında Türkiye ‘nin bir çözüm ülkesi olduğunun farkında olmalarına rağmen ülkemizdeki yaşlı bakım hizmetlerinin uluslararası talepleri karşılar düzeyde olmaması nedeniyle Türkiye de bir işbirliği şansı oluşamamaktadır. ” diyor.
PROJE İÇİN KİMLERLE GÖRÜŞÜLDÜ
“Ankara da Yaşlanmanın Etkileri ile Yaşlı Bakımında Sürdürülebilir Politikalar ve Stratejiler Projesi “ kapsamında hastaneler, bakım ve huzur evleri, yaşam destek merkezleri, üniversiteler ve tedarikçiler gibi geniş kurumsal katılımlı çalışmada 557 ayrı detaylı görüşme gerçekleştirildi.. Sonuçlar 180 sayfalık bir kitapta toplandı. Çalışma kapsamında Ankara Üniversitesi, Ankara Valiliği, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Sosyal Hizmetleri İl Müdürlüğü ile işbirliği yapılarak 130 ilk öğretim öğretmeni ile 52 huzurevi yöneticisine seminer verildi.
Bu seminerler önümüzdeki aylarda da devam ettirilerek yaşlılar ile ilgili bakım süreçlerindeki hizmet sunucularının ve toplumsal duyarlılığın geliştirilerek daha güçlü bir yaşam elde edilmesi amaçlanıyor. Ayrıca Yaşlılar İçin Elele adı verilen bir broşürde 30.000 adet basılarak dağıtılacak ve yaşlılık konusundaki süreçlerle ilgili farkındalık geliştirilecek.
Dr. Sinan İbiş tarafından açıklanan araştırma sonuçları Türkiye’de yaşlılık ve sorunlarına ışık tutarken, geleceğe yönelik yol haritasının da hazırlamasına yardımcı oluyor. İşte Huzurevlerinde çalışmalar ve sonuçları :
Huzur evlerinde 60 yaş üzeri genç yaşlılarımızın yüzde 65 ‘inin eşini kaybetmiş olduğu, bu yaşlıların yüzde 15 ‘inin ise çocuğu olmadığı, yaşlıların yüzde 85 ‘nin ise çocuğunun olduğu, yaşlıların yüzde 87 sinin sosyal güvencesinin olduğu ve bu sosyal güvencenin yüzde 69 ‘unu ise emekli sandığının oluşturduğu, yaşlıların yüzde 45 ‘inin aylık gelirinin 1.000 – 2.000 TL arasında olduğu, yaşlıların eğitim düzeylerine bakıldığında yüzde 33 ‘ünün ilkokul, yüzde 27 ‘sinin ortaokul, yüzde 22 ‘sinin ise lise mezunu olduğu, yaşlıların yüzde 30 ‘unun baston, gözlük vs. gibi herhangi bir yardımcı araca ihtiyaç duymadığı, huzur evlerinde kalan yaşlıların yüzde 80 oranında ziyaretçi olduğu, ancak bu ziyaretçiler içerisinde çocuklarının ziyaretlerinin yüzde 38 düzeyinde olduğu, ziyaretlerin ise haftada bir kez olduğunu belirtenlerin oranı ise ziyaretler içerisinde yüzde 44 oranında görülmüş.
YAŞLILAR KENDİ EVLERİNDE YAŞAMAK İSTİYOR…
Dr.İbiş yaptıkları araştırmada huzurevlerinde yaşayan yaşlılara nerede yaşamak istersiniz sorusunu sorduklarında; yüzde 57 ‘si kendi evinde, yüzde 40 ‘ı huzurevinde, yüzde 2 ‘si ise çocuklarıyla yaşamak istediğini belirtmesinin oldukça dikkat çekici olduğunu; yaşlıların çocuklarıyla yaşamak istemek yerine hayallerinde kendi evlerinde yaşamak istediklerinin olduğunu, bunun içinde özellikle yaşlılar için akıllı evler ve bu evlerde uzaktan bakım hizmetleri ile mobil hizmetleri sunmak konusunda yerel yönetimlere büyük bir görev düştüğünü söyledi.
Huzurevlerinde yaşlılar ortalama 5.5 yıldır yaşıyor ve en uzun yaşam süresi ise 17 yıl olarak tespit edilmiş. Dr. İbiş Yaşlıların huzurevlerindeki yaşam ortamlarından genellikle yüzde 85 üzerinde memnun olduklarını, huzurevlerinde mahremiyetlerinin yüzde 68 oranında korunduğunu, sağlık hizmetlerinin verilişinin yüzde 49 oranında yeterli bulunduğunu, yaşlıların yüzde 58 ‘inin hiçbir hizmetten yararlanmadığını, yüzde 34 ‘ünün ise bakım hizmetlerinden yararlanmasını tespit edildiğini aktardı.
HUZUREVLERİNDE AKTİF VE MUTLU YAŞAM İSTENİYOR.
Huzurevlerinde kalan kişilerin genellikle kendi kendine yaşama yetisi olan kişilerden oluştuğunu belirten Dr.Sinan İbiş; bu kişilerin huzurevi imkanlarını daha çok barınma, yeme içme, kişisel ihtiyaçlar ve ilaç vs. gibi hususları karşılayan devlet çatısı olarak gördüğünü; buna karşın huzurevlerindeki hizmetlerden yüksek oranda memnun kalmalarının ise aktif ve mutlu yaşam konusunda gelişmiş ülkelerde sunulan birçok hizmet içeriğini huzurevlerinin sunmaması ve yaşlıların da bu hususları bilmemesi olarak ifade etti.
YAŞLILARIN BEKLENTİLERİ NEDİR?
Huzurevlerindeki yaşlılardan beklentileri sorulduğunda; yaşlıların yüzde 12 ‘sinin personelin güler yüzlü, anlayışlı ve problem çözme yeteneğiyle hizmet vermelerini; sosyal güvencesi olmayan yaşlılardan yaklaşık yüzde 14 ‘ünün ise kendilerinin fikir ve düşüncelerinin huzurevlerinde verilen hizmetlerde dikkate alınmasını söylemişler.
İLK ÜÇ: DİYABET, YÜKSEK TANSİYON VE KALP
Huzurevlerinde kalan yaşlıların yaklaşık yüzde 73 ‘ünün devamlı sağlık sorunlarını olduğunu belirten Dr. İbiş; bu sağlık sorunları içerisinde yüzde 50 ile diyabetin başta olduğunu, ikinci sırada yüzde 45,45 oranı ile yüksek tansiyon, üçüncü sırada yüzde 17,68 ile kalp hastalığı, dördüncü sırada yüzde 16,6 ile romatizmal hastalıkların olduğunu, beşinci sırada yüzde 11,62 oranında astım hastalıklarının yaşandığını gördüklerini söyledi.
Bu hastalıklar içerisinde özellikle diyabet, yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, romatizma gibi hastalıkların yaşlıların aktif yaşam imkanlarının geliştirilmesi ile büyük oranda önlenebileceğini belirten Dr. İbiş; bunun için de yaşlıların aktif ve uğraşılarla günlerini geçirecek yaşam imkanlarına sahip huzurevi modellerinin geliştirilmesine ihtiyaç duyulduğunu, bu modellerin evlerinde yaşayan yaşlılara da uygulanması gerektiğini, böylece hastalıktan uzak dinamik bir yaşlı yaşamının temin edilebileceğini ifade etti.
FİZİKSEL AKTİVİTELERDE YÜRÜYÜŞ 1.SIRADA
Huzurevlerinde kalan kişilerin yüzde 41,14 ünün tek başına ulaşım araçlarını kullanamadıklarını vurgulayan Dr. İbiş; yüzde 26,84 ‘ünün el becerisi isteyen işleri tek başına yapamadıklarını, yüzde 75 ‘inin ise diğer hususlarda bağımsız olarak yaşayabildiklerini; yüzde 45,49 yaşlının fiziksel aktiviteleri ara sıra yaptıklarını, yüzde 32,72 oranında yaşlının fiziksel aktivite yapmadıklarını, yapılan fiziksel aktiviteler içerisinde ilk sırayı yüzde 63,24 oranı ile yürüyüşün aldığını söyledi.
TELEVİZYON KARŞISINDA HAPSEDİLMİŞ BİR YAŞAM
Yaşlıların zamanlarını ne ile geçirdikleri sorgulandığında ise yüzde 66,18 ‘inin arkadaşları ile sohbet ederek, yüzde 46,69 oranında televizyon izleyerek zamanlarını geçirdiklerini gördüklerini ifade eden Dr.İbiş; huzurevlerinde yaşlıların aktif yaşatılmasıyla ilgili egzersiz imkanlarının ve egzersize yöneltecek personel ve yaklaşımların olmadığını, yaşlıların yaşamsal algılarını ve becerilerini geliştirecek aktivitelerin bulunmadığını adeta televizyonların karşısında hapsedildiğini, yaşlıların ve geleceğin bakımevleri modellerinde kişileri aktif ve zinde tutacak aktivitelerin huzurevlerinin olmazsa olmazları haline getirilmesinin gerektiğinin altını çizdi.
YAŞLILARIN HAYAT TECRÜBESİNDEN FAYDALANMAMAK BÜYÜK KAYIP..
Huzurevlerindeki yaşlıların geçmişteki tecrübelerini genç nesillere aktarmak isteyenleri yüzde 93,38 oranında bulunurken, genç nesilleri kendi gençliklerindeki kadar ilgili bulmayanların oranı yüzde 47,43 buluyor.
Dr. İbiş, yaşlıların tamamının geçmişlerinde belirli alanlarda çalıştıkları, tecrübeler edindikleri ve bu edinimlerin 60 yaş sonrası kullanılmamasının geçmişteki edinimler yönünden edinimlerin değerlendirilmeyip, yok sayılmasının büyük bir kayıp olduğuna dikkat çekti. Bu edinimleri genç nesillerle paylaşmalarının, üretim atölyelerinde realize etmenin yaşlıların yaşamlarını aktif tutacağını, mutlu yaşam ile hastalıkların büyük oranda önleneceğini, toplumsal olarak yaşlılık konusundaki farklılıkların geliştirileceğini, yaşlı bakımında daha iyi bir seviyeye geçilmesinin de bu şekilde sağlanabileceğini belirtti.
İbni-Sina Hastanesine Gelen Yaşlılar ve Sonuçlar…
İbni –Sina Hastanesine Geriatrik hizmet talepleri nedeniyle başvuran kişiler incelendiğinde; bu yaşlıların yüzde 59 ‘u kendi evlerinde yaşarken, yüzde 41 ‘lik kısmı ise çocuklarıyla yaşamaktadır. Bu yaşlıların yüzde 50 ‘si ulaşım araçlarını, yüzde 13,64 ‘ü ise ev işleri ve oda toplamak konusunda başka birisine bağımlı iken, bu hususlar dışında yüzde 95 oranında bağımsız olarak yaşam sürdürebilmektedirler.
Bu kişilerin yüzde 95 ‘i herhangi bir destek merkezinden faydalanmadıklarını, yüzde 82 ‘si ise bir kurumdan herhangi bir destek talebinde bulunmadıklarını, günlük hizmet merkezlerinin olmasını isteyenlerin oranı yüzde 50, günlük hizmet almak isteyenlerin oranı yüzde 45,5, ne tür destek alabileceğini bilmeyenlerin oranı yüzde 18,55, medyadaki bilgileri daha iyi takip etmek için yaşlılar için büyük puntolarla özel olarak hazırlanmış yayın isteyenlerin oranı yüzde 31,82 olarak bulunurken; yaşlıların günlük işleri dışında yüzde 86.36 ‘lık oranla televizyon seyrettikleri görülmüştür.
YAŞLILAR TOPLUMA DAHİL OLMAK İSTİYORLAR
Dr.İbiş yaşlıların aslında toplumdan uzaklaşmak yerine topluma daha fazla dahil olma isteklerinin olduğunu, geçmişlerini ülkelerine, milletlerine ve ailelerine adamış yaşlılarımızın ulusal politikalarda daha fazla dikkatlerde bulunulmasının gerektiğini, yaşlılara yönelik ulaşım, yaşamı kolaylaştırma, medya ve sosyal aktivitelerin ivedilikle yapılandırılmasının önemine işaret etti.
ARAŞTIRMA SONUÇ RAPORU 2.BÖLÜM İLE DEVAM EDECEK.
Kaynak: turizmhaberleri.com