ANKARA Gemisi

1950’li ve 60’lı yıllara Denizyolları’nın Batı Akdeniz sularında tarfeli seferler yapan Ankara, işletmenin en çok rağbet gören yolcu gemisi olarak hafızalarda yer etti Özellikle turistik seferlerde kullanılmak üzere yapılmıştı.

O zamanlar yurt dışına gidecek olanların hep Ankara’yı tercih etmeleri sebepsiz değildi. Rahttı, hızlıydı ama daha da önemlisi, süvarisi Şefik Kaptan’la bütünleşmiş bir gemi idi. Şefik Kaptan demek, disiplin demekti, titizlik demekti, zevkli ve düzenli bir yolculuğun garantisi demekti.

1927’de, Birleşik Amerika’da inşa edilmişti Ankara. 6.179 gros tonluktu. Boyu 124,7m genişliği de 18,9m idi. İki adet buhar tribünü vardi. Çift pervanesiyle satte 19 mile yakın bir hıza erişebiliyordu.

Başlangıçta bir Kızılderili kabilesinin adı olan IROQUOİS adıyla yıllarca Antiller de zengin Amerikalılar’ı gezdirdi. İkinci Dünya Savaşı sırasında pek çok gemi gibi o da Donanmanın emrine alındı ve hemen hastane gemisi haline getirildi. Bu arada adı da SOLACE olarak değiştirildi. Artık Pasifik sularında görev yapacaktı.

Pearl Harbour limanını bir anda baştan sona gerçek bir cehenneme çeviren Japon baskını sırasında o da limanda bağlı bulunuyordu. Ama hastane gemisi olduğu için, bombalanarak sığ sularda dibe oturmaktan kurtuldu. Çok modern bir ameliyathanesi olmuştu. Savaş boyunca kamaralarında paralı turitleri misafir etmek yerine, hastaneye yetiştirilmeyi bekleyen yaralı askerlere hizmet verdi. Savaşta yaralananları San Francisco’ya yetiştirecek 25 bine yakın Amerikalı gencin kurtulmasını sağladı.

Savaş sona erice pek çok gemi gibi onuda hizmetten alıp bir kenara bağladılar. O sıra da filosunu eski gemilerle de olsa yenilemek için harekete geçen Denizyolları İdaresi tarafından satın alınarak yurda getirildi. Baştan sona yenilendi, yeniden lüks bir yolcu gemisi haline getirildi. Böylece bu güzel geminin 30 yıla yakın sürecek Akdeniz yılları başlamış oldu. Yıllarca Batı Akdeniz’e düzenli seferler yaptı, durdu Şefik Kaptan.

Ne var ki artık iyice yorulmuştu Ankara…. Sık sık büük masraflara mal olacak onarımlar hasıl oluyordu.

Bir sürede iç hatlarda çalıştırıldıktan sonra 1977 Yılı Ekim’inde önce kadro dışı bırakıldı. Sonra da 1981’de sökülmek üzere satıldı.

Aliağa’daki Kalıç koyunda parçalanmaya başlandığı zaman 54 yıllık bir gemiydi.

Geriye, hiç, ama hiçbir şeyi kalmadı….. Onunla yolculuk yapanların anılardaki benzersiz güzellikteki beyaz bir geminin hayalinden başka…..

Kaynak: İstanbul’un Unutulmayan Gemileri Eser Tutel

Bizi Sosyal Medyada Takip Edin !