2017 DALIGIÇLAR EL ELE..

Balıkadamlar, Dalış merkezleri, Dalış kulüpleri, Profesyonel dalgıçlar, Federasyon, Dalış Malzemesi ithalatçıları, Eğitmen ve Dalış rehberleri hepinize Merhaba….

Aşşağıda okuyacaklarınız, 1983’de Bodrum’da açtığım ilk Türk dalış okulundan günümüze kadar edindiğim bilgi ve tecrübelerimin özetini kapsamaktadır. Bu görüş ve temennilerimden faydalanabilmek üstte belirttiğim, sektörün farklı kesimlerinde yer alan kişi ve kuruluşların nekadar faydalanmak istediklerine bağlıdır. Sektör içinde yer alan oyuncular, birlikte hareket ederlerse karşılaştığımız zorlukların aşılabileceğine eminim.

Dalış sporunu çok sevdiğimi söylememe gerek varmı bilmiyorum bu sene tam tamına aktif olarak dalış yaptığım 50. Sene! 1966’da balık vurarak başladım, tüplü dalış, federasyon çalışmaları, sualtı dünyasını tanıtım konferansları, yurt dışı dalışları, eğitmenlik, dalış okulu açma ve onca kitap ve film çalışması sonunda yok olmakla karşı karşıya olan sualtı dünyamızın kurtulacağıyla ilgili az da olsa bende bir ışık belirdi diyebilirim.

Yıllar içinde sporumzla ilgili en büyük şikayetin, bir birlik içinde hareket edememek olduğuna şahit oldum. Son yıllarda yapılan bazı birlikteliklerinde yetersiz kaldığını yine sizlerin mesajlarından gördüm. Topluluk içinde devamlı bir çekişme ve çekememezlik maalesef sürüp gitti. Paylaşılmayan neydi?

Masa başlarında eleştiri üzerine kurduğumuz aktiviteleri, çok sevdiğimiz sporumuz için harcasaydık inanıyorum şimdi farklı yer ve derinliklerde olabilirdik. Dünya genelinde bizde olduğu gibi başka coğrafyalarda’da sporda bir düşüş olduğu gerçek.

Bu yazıyı yazma fikri bende, bu sene sualtı film çalışması için gittiğim kaş’da oluştu. Uzun yıllar sonra kaş’a dalışa gidiyordum ve yapacağımız çalışmayı başarıp başaramayacağımın sıkıntısı içindeyken, orada gördüğüm değişim beni gerçekten çok şaşırttı. Evet belki inşaat çoğalmıştı ama Kaş tam benim hayallerimi süsleyen bir dalış merkezi haline gelmişti. Dalış organizasyonları ve sualtı canlı hayatını korumak için harcanan efor beni çok sevindirdi ve ümitlendirdi.

Yazının ilerleyen bölümlerinde, sektörün her kesimini ilgilendirecek açıklamalar bulacaksınız. Görüş ve önerilerimde spesifik konuları daha ayrıntılı açıklamamı isterseniz lütfen beni arayın,elimden geldiğince bilgilerimi paylaşırım.

Geçmişten gelen tecrübelerim dışında, son yıllarda yılda 60-80 arası tüplü dalış yapmaktayım. Kısaca, gözlemlerimin birkaç dalışla sınırlı olmadığını belirtmek isterim.

İsterseniz gelin Sporun mihenk taşı olan, dalış eğitiminle başlayalım.Dalış teknesinde karşılaştığım dalgıç arkadaşların iyi eğitim almadığını dehşetle gördüm. Bir çoğu, dalış öncesi sıkıntı yaşarken, bazılarının sualtında dalıştan maksimum verimliliği alamadıklarını defalarca gördüm. Halbuki bu sporun eğlenceli, öğretici ve neşeli olması gerekmiyor muydu? Sonuçta piyasada ben dalgıç’ım diyen ama bir maske palet sahibi olmamış, bröveli kişiler olduğunu görüyorsunuz.

Sporu sevdirmek, J. Cousteau’nun mirsının üzerine yatmakla olmaz. İyi eğitim, bireye sualtında hürriyetini kazandırır ve yer çekimsiz ortamdan zevk almasını sağlar.

Dalış kursu nasıl oluyorsa, iki güne bile sığdırılabiliyor evet bilgisayar çağındayız ama robot değiliz. İyi eğitim her şeyin başı. Bu işe özenen bireyi ürkütmeden sevdirerek verilen sualtı eğitim kursları hem eğitilen’e hemde sektöre büyük katkılar sağlar. Eğitim kalitesinin bir üst seviyeye çıkması demek, otomatik olarak sektörün her kesimini iyi yönde etkileler.

Federasyonun’da katkılarıyla, her dalış eğitimi almak isteyen öğrenciye, kurstan neler beklemesi gerektiğini gösteren basılı bir form verilmeli. Yani kurs almak isteyen kişi bu forma bakarak, kendisine kurs boyunca, neyin nasıl öğretileceği konusunu bu liste vasıtasıyla açıkça görebilmeli.

Eğitimi hakkı ile veren arkadaşlar için bu formun bir sakıncası olacağını sanmıyorum. Kursiyer eğitim sonunda, ‘’ Hocam dekomprasyon tablolarını öğretmediniz ama!!’’ diyebilmeli.

Eğitim alan dalıcıların büyük bir çoğunluğu, yaz sezonunun belli tarihlerinde, işlerinden aldıkları izin süresi içinde dalabilmekte veya seneler sonra bir fırsat bulup dalmak akıllarına gelmektedir.

Bu dalıcılarla ilgili olarak klüplere iş düşmektedir. Kış aylarında, klüpler bölgede bulunan kapalı havuzlar ile anlaşarak, eğitim antrenmanlar yaptırıp bröveli dalıcıların becerilerini geliştirmelerine ve hemde dalıştan kopmamalarını sağlamalıdırlar. Bu tip bir etkinlik, antrenman ve sosyalleşme adına iyi olmaz mı? Ayda iki kere yapılacak bu havuz çalışmalarından hepinizin fayda sağlayacağına emin olabilirsiniz.

Dalış Merkezleri konusuna girerken, eski bir dalış okulu işleteni olarak bu kesimle ilgili önerilerim uzun olabilir. Bu konuda geçmiş yıllarda yazmış olduğum sayısız makale bulunmaktadır.

İlk olarak, Ülkemiz sahillerinde yer alan dalış okulları, yabancı ülke dalış okullarınla kıyaslandıklarında kesinlikle fazlaları vardır eksikleri yoktur. Burada elinizi kalbinize koyup şöyle geri yaslanıp bir düşünün. Sabah 10:00 da adım attığınız dalış teknesinde koca bir gün harcayıp iki dalış yapıyorsunuz,en güzel koylarda yüzüp ailenizle yemek yiyiyor, güvertede yağlanıp güneşlenirken bazı larınız hocalarla tavla oynuyor. Sanki tekne sizin özel yatınız. Peki kaç para veriyorsunuz? Bir de özel tekne tutmuş olsaydınız bu dalış turunu kaça yapabileceğinizi hiç düşünmek zahmetinde bulundunuzmu?.

Dalış okulları, denetleniyor bu bizler için çok güzel ama, kestirmeden yol kat etmek isteyen okullarımız da yok değil. Üç para az vereceksiniz diye bu tarz işletmelerden uzak durmanızı tavsiye ederim. Kimse kimseye sebepsiz yere ucuz bir şey vermez, veriyorsa bunun ciddi bir sebebi vardır. Mesela, dalışta regülatörden gelen havanın kokuyor olması veya ihtiyaç duyulduğunda O2 tüpünün boş olması gibi. Bu misalleri çoğaltabiliriz. Pazarlık yaparken bunları aklınızda tutun derim.

Yıllardır, dalış merkezlerinden dalış için yeni noktalar keşfedecekler diye büyük bir umutla bekleyip durdum,çok olumlu bulduğum yapay resif çalışmaları dışında arzulanan yeni dalış noktası keşifleri maalesef hiç hayata geçirilemedi.

Dalış sektörünü daha canlı ve hareketli kılmak için ilk olarak; dalış teknelerinde yer alan eğitimli dalıcı ile discovery dalışı yapacaklar arasında dengenin çok iyi kurulması gerekmektedir. 9:30 da tekneye büyük ümitlerle ayak basan bröveli dalgıçları diğer discovery ve eğitim dalışları yapacak dalgıçlarla bir araya getirip onların dalışlarının bitmesini bekletirseniz bu eğlence ve tatil olmaktan çıkar bir işkence olur. İki güzel noktaya dalış yapmış dalgıç mutlu olarak güneş batmadan otelinde ve ailesinin yanında olmak ister ve bu isteği göz ardı edilmemeli! Dalış okulu, eğitimli müşterisine en iyi hizmeti vermekle yükümlüdür. Bu eğitilmiş kitle, yıllar geçtikçe büyük rakkamlara ulaştığından konu dahada önem kazanmaktadır. Bazı bölgelerde 1. Dalıştan sonra, öğlen yemeği için karaya dönüş çoğu dalgıçların beğenisini kazanmaktadır.

2016 sezonunun kamburunu taşıyan ve büyük ihtimalle 2018 sezonuna sarkacak olan turizm sektöründeki sıkıntıların, bizim sporumuzu’da etkileyeceğini tahmin etmek zor olmasa gerek.

Bu sıkıntıları bir nebze hafiletmek için, yurt dışı ve yurt içinde ki bröveli dalgıçlara yeni sualtı ürünleri ( farklı dalış ve noktaları) yaratmaksektörün başlıca hedefi olmalıdır.

Geçmiş yıllarda Bodrum’da BOSAD derneğinin yapay resif projeleri ve Kaş’ta KASAD ‘ın başarılı Arkeopark projesi ve diğer çalışmaları iyi örnekler olmuştur. Yeni ürün olarak düşüneceklerimiz arasında, tarihi olan bir batık veya uçak, nesli korunma altına alınan Orfozlar, Caretta’lar dalışları cazip kılmaktadır.

Doğal hayatı koruma ve yapay resif projelerine devam edilmeli ve resmi kuruluşların da bu projeleri desteklemeleri çok önemlidir. Kimden nasıl yardım alacağız derseniz, ilgili bakanlıklar ve federasyon bu çalışmalarda öncü olmalıdır.

Yıllardır, bir çok kimsenin üzerinde gözü olan ama bir türlü düşünce aşamasını geçemeyen kıymetli bir sulaltı ürünümüz de Bodrum Turgutreis açıklarında bulunan Yassı ada’dır. Biliyorum hemen orada dalmak yasak diyeceksiniz! Evet ama yasak olmasını gerektiren hiçbir sebeb yoktur. Ben farklı zamanlarda Yassı ada civarında dalış yapmış bir kişi olarak, buranın dalış için arzu edilen bir çok özelliği barındırdığına inanıyorum. Belki bir Raja Ampat veya kızıl deniz değil ama bu berrak suların dalınabilir derinliklerinde farklı periodlara ait antik batık kalıntıları yanında, 20. Yüzyıla ait bir gemi batığı bulunması burayı fazlasıyla farklı kılmaktadır.

Bölge ve Bodrum için bu noktanın dalış turizmine kazandırılması çok önemlidir. Akıldan çıkarılmaması gereken en önemli husus, buraya gelecek dalgıçlardan amfora ve batık görecekler diye, fahiş fiyatlar almamak olacaktır. Örnekleri , yabancı dalış destinasyonlarında bulunmaktadır.

Yıl 2016, Mars’ın haritası çıkarıldı ama bizde hala dalışa yasak bölgeler var. Bu bölgelerde antik batık vardı ise dalış yapılması yasaklanmıştı. Bana göre bütün bunlar çok saçma. kazı yapmaya değer bulunmuş batıklarda ya ilmi kazılar yapıldı yada bu batıklar soyuldu! Günümüze kadar kalabilmeyi başarmış olan antik kalıntıların soyulmayanları ise normal SCUBA dalış limitlerinin altında derin sularda yatmaktadırlar.

Dalış teknelerinde rehber mecburiyeti vardır, bu dalış okullarına ekstra bir yük getirmektedir. Dalış okulu sahibi, kaptanı ve diğer elemanlar tarihi eser kaçakçımısıdır’da bir de rehber alma zorunluluğu bulunmaktadır. Dalgıçların dipten kocaman bir amforayı kimseye göstermeden tekneye çıkarıp kaçıracaklarını düşünmüyoruzdur herhalde? Dalışa yasak bölgeler, askeri bir nedenle yasaklanmamışsa dalışa açılmalıdır. Rehberlik, polislik olarak değil sualtı rehberi olarak düşünülürse bundan herkes fayda sağlayabilir. Rehber, dil bilmez, arkeoloji bilmez, dalış yerlerini tanımaz ve işi öğrenmek üzereyken işi terkeder. Rehber kursunu bitirenlerin en az iki sene dalış okullarında staj yapmalarının faydalı olacağı ve bundan iki tarafında kazançlı çıkacağına inanıyorum.

Dikkat ederseniz, Bir çok dalış okulunun mevsim başlarken çalıştırmak zorunda oldukları rehber ilanlarını görmüşsünüzdür. Sezon sonunda çoğu rehber hakettiğini alamamaktan dalış okulu da hiçbir işe yaramadığından dert yanar.

Sualtı ürün geliştirmeye geçmeden önce, dalış esnasında belirecek olan dalış kazalarına anında müdahale edilebilmesi için bir önerimden söz etmek isterim. Bazı bölgelerde, dalış teknesi koya demirledikten sonra, dalgıçlar koyun içinden uzun bir mesafe yüzerek, dalış bölgesine ulaşmaktadırlar. Herhangi bir acil sebebten suyu yüzüne çıkma durumunda maalesef tekneyle olan bağlantılarının koptuğu görülür. Dalış tekneleri burnun arkasında ve demirlidir. Kaza anında, yaralıyı tekneye nasıl ulaştırabiliriz? Bu acil belirecek durumlar için sigorta amacıyla dalış gurubunu su üzerinden takip eden motorlu küçük bot çok önemlidir. Dalış merkezlerine ekstra bir masraf getirsede, buna değeceğini sizde kabul edersiniz.

Dalışa için parasını ödeyen dalgıçlara gelince; Dalış teknelerinde nasıl hareket etmeleri gerektiğini, emniyet kurallarını ve bir günlüğüne bindikleri o teknenin kendilerine ait olmadığını hatırlamalılar.

Ben dalmayı seviyorum benim için dalış noktasının, içi su dolmuş maden çukuru, nehir, göl veya tropikler olması fazla fark etmez. Bizim sularda kızıldeniz değil diyenlere söylüyorum, Türkiye mizi çeviren denizler göller ve akarsuların derinlikleri başlıca bir doğa hazinesidir.
Bu gün eskişehir den, hatay’a kadar dalış noktaları bulunmaktadır, yapacağınız bazı dalışlar, tropiklerle boy ölçüşecek normdadır. ‘’Dalış okulları da hep aynı yere daldırıyorlar!’’ diyorsunuz ama tekneye gelince!! Ses çıkartmadan gene aynı yerlere dalıyorsunuz.! Bir çok dalış yerimizi anlatan rehber kitaplar yazıldı, ben bir dalıcının gelip de ya kitap ta şöyle bir yer var havada süt liman hocam hadi oraya gidelim dendiğini henüz duymadım. Genellikle, dalış noktalarının en popüler olanlarından biri akvaryum olur ve en az balıkta oradadır
Birleşin, talepkar olun ve macera yaşamaktan korkmayın. Kış dalışları yapın yeni yerleri dalış okullarıyla keşfedin. Keşfetmek bu sprorun en heyecanlı ve mutluluk veren kısmıdır. En iyi Dalış destinasyonu, en iyi dalış okulu ve en iyi dalış hocasını siz seçmek üzere bir kampanya başlatın. Göreceksiniz nasıl herkes sizin oylarınızla en iyi seçilmek için çalışacak. Şu anda ben gönlümdeki en iyi dalış bölgesini, okulunu biliyorum ama henüz hocasını seçemedim, bakın bakalım siz seçebilecekmisiniz!

Şu an itibari ile yaşadığım datça’da operasyonel olarak iki dalış okulu var. Bodrum’da ve Kaş’ta bu rakkamlar eminim 20 lerin üzerinde.
Gelecek yıllarda, günün koşulları göz önüne alındığında, bu güzel rahat teknelere binip yağlanıp, güneşlenip güzel dalışlar ve yemekler yiyebilecekmiyiz diye bütün tarafların düşünmesi lazım. Yabancı para birimlerindeki korkunç artışlar, sektörün her kesimini çok ciddi bir şekilde etkilemektedir. ‘’ dün almayı palnladığınız dalış bilgisayarı bugün daha pahalanmış olacak’’
Yabancı denizlere yapılacak sualtı dalış turları da yukarda bahsettiğim nedenlerden bir çoğumuz için, hayalden öteye gitmeyecek ve sadece bir kesim faydalanma imkanı bulacak. Bizler ise kendi sularımızda yapacağımız dalışlara odaklanmalıyız. Bize bugüne kadar hizmet veren sektörün ayakta kalması için çareleri birlikte düşünmeliyiz.

Tek etkili çarenin adı BİRLEŞMEDİR evet dalış okulları, ortaklıklar kurarak bir başlık altında birleşebilirler. Daha az şirket, daha az tekne, daha az personel biz dalıcılara, kaliteli profesyonel hizmet sağlamış olurken dalış okulunun hak ettiğini almasını sağlamış olacak.
Bu bahsini ettiğim temennilerimin 2017 yılına yetişmesi mümkün olamayacağı için, şimdikten 2018 yıl için bu birleşmeler düşünülmelidir. Yıllardır oy hakkınız tanınmayan sualtı federasyonuna 20 dalış okulu yerine bir veya iki kuruluşun müracaat ettiğini düşünsenize!! Büyük tekneleri azaltıp, eğitimli dalıcıları küçük tekne veya botlarla dalışa götürürken, Discovery’leri onlara için ayırdığınız büyük teknelerle dalışa götürebilirsiniz. Eğitimler birliğin eğitmenleri tarafından bu iş için tahsis edilmiş bir yerde verilirken, Tanıtım faliyetlerini görev edinmiş bir ekipte fuarlar dahil olmak üzere gerekli tanıtımları, turizm bakanlığı ve Federasyon ikilisiyle hayata geçirebilir. Bu güne kadar gelmiş geçmiş bütün federasyon başkanlarının spor için çalışmalar yaptığına inanıyorum. Ama nedense, insanımız devamlı değişim arayışında. Bu arayışa harcıyacağı enerjiyi yapılmasını istediği konuları anlatsa çok daha verimli olurdu.

Federasyonumuzun adı ‘’Türkiye Sualtı sporları’’ ilgili olduğu spor dalları arasında 10 dal bulunmaktadır. ‘’sukayağı hala dallar arasında mı emin değilim) Dalış sporunun yarışmacı bir dal olmadığını hatırlayacak olursak, Federasyonun dallarının çoğunun sonucunun yarışma nitelikli olduğunu görürsünüz. Cankurtarma hariç çoğu dalların sonunda bir kupa ve ödül bulunmaktadır.

Federasyonun gelirinin büyük bir kısmının dalış okullarından geldiğini göz önüne aldığımızda, Federasyonun bu sektörün sorunlarıyla daha yakından ilgilenmesi gerekliliğine inanıyorum.

Teknik dalış bu günün koşullarında hızla popülerlik kazanan bir dalış dalıdır. Son yıllarda bu sporun emniyet içinde yapıldığını görüyoruz. Astronot, dağcı veya teknik dalgıç olsun hepsinin ortak yanı bilinmeyeni keşfetmektir. Ülkemiz’de doğru eğitim ve malzemeyle bu dalın popülaritesinin artacağına ve komşu ülkelerden, ülkemizin teknik dalış imkanlarından faydalanmak için dalgıçların geleceğine eminim. Bizim ülkemizde dalış sporları yaz aylarında yapılmaktadır. Coğrafya olarak bizden çok daha zor kış şartlarında yaşayan kardeş scuba cılar, o zor şartlarda dalışlar gerçekleştirmektedirler.

Ülkemizde, bi kaç merkez dışında kışın dalmak çok zordur. Bu sorunu çözmek için, Kış nöbetçi dalış merkezlerini hayata geçirmeli. Futbol takımlarının, kışın Antalya’yı kamp yeri olarak seçtikleri gibi, yabancı dalış klüpleri, eğitimlerini Türkiye’de rahatlıkla yapabilirler.
Bu tanıtım için, Federasyon+ Dış Temsilcilikler+ Dalış Okulları ve Turizm bakanlığının çalışması yeterli olacaktır. ( THY veya başka bir hava yolu ile fiyat düzenlemesi çok önemlidir)
*Sualtı ürünü Tanıtma ve Keşif dalışlarını ilgilenen arkadaşlar ekteki dosyaları okuyabilir.

** Bu metnin amacı, hiçbir suretle kurum veya kişilerle polemiğe girmek değildir. Sadece, geçmiş yıllarda ki tecrübe ve izlenimlerimi geniş bir kitleyle paylaşmak istedim.

Hepinize bol dalışlı bir 2017 dilerim.

Saygılarımla
Mahmut Suner
sunerscuba@gmail.com

Bizi Sosyal Medyada Takip Edin !