İMEAK Deniz Ticaret Odası Mart 2016 Olağan Meclis Toplantısını bugün gerçekleştirdi. Toplantıda söz alan Gemi yakıt İkmalcileri Derneği Başkanı Ali Deniz Eraydın 2016 yılı Bunker satışları konusunda istatistiki bilgiler verdi.
Ülkemizin bunker satışlarında krize rağmen yükselme olduğundan bahseden Eraydın konuşmasında şunları söyledi: “Bugün bunker sektörü ile ilgili son üç yıllık rakamları sizlerle paylaşmak isterim. Ortaya ilginç rakamlar çıktı. 2013’te Boğazlarımızdan 46 bin civarında gemi geçmiş. Bunların 15 binine 1,4 milyon ton yakıt ikmali yapmışız. 2014’te yine 46 bin civarında gemi geçmiş. Bunların 17 bin tanesine 1,8 milyon ton yakıt ikmali yapmışız. 2015’te rakamda neredeyse yüzde 10 civarında düşüş olmuş. 43 bin gemi geçmiş ve fakat biz yakıt ikmali yaptığımız gemi sayısını 20 bine, yaptığımız yakıt ikmalini de 2,2 milyon tona çıkarmışız. Görünen o ki dünya piyasaları daralırken bizler İstanbul’un piyasa payını artırmışız. Bu bir tesadüf değil planlı çalışmanın sonucudur diyebilirim.”
“Kriz döneminde küçülmeyi değil risk alıp yatırım yapmayı seçtik”
Kriz döneminde küçülmeyi değil yatırım yaparak risk almayı seçtiklerini anlatan Eraydın, bunun için öncelikle gemi adamı kalitesini artırmaya çalışıp seminerler düzenlediklerini söyledi. Deniz Eraydın ayrıca alternatif finans kaynakları konusunda DTO’da toplantılar yaptıklarını, diğer limanlarla rekabet edebilmek için stratejiler geliştirdiklerini anlattı. Eraydın konuşmasına devamla; “Sonuç uluslararası rekabet koşullarında ticaretine devam edebilen gemilere çok çok düşük marjlarla satış yapıyoruz. Rakibimiz olan limanlardan pay alabilmek için kılı kırk sayıyoruz ve elimize geçen nakitin tamamına yakınını yatırıma dönüştürüyoruz. Son 7 yıldır piyasa koşulları daha iyiye gitmiyor. Hayatta kalma mücadelesi veren denizcilik sektörüne hizmet vermeye çalışırken kendimizi hayatta kalmaya çalışan ciddi nakit sıkıntılarıyla karşılaşan petrol sorunun içinde bulduk aslında…
“KOSDER İndirim talep etti.”
Ben bunları neden söylüyorum? Geçen hafta, KOSDER’in bunker ikmalcilerinden barc üzerinden indirime gidilmesi konusunda bir talebi oldu. Ben de KOSDER üyesiyim. Bu talebin eleştirilecek bir tarafı yok, saygı duyulmalı sonuçta aksine sektörün sıkıntılarına bir çıkış yolu aranıyor. Sonuçta gemi ticari hayatına devam edemezse ikmalcilerin ticaretine devam etmesine mümkün olmadığını hepimiz biliyoruz. İkmalcilerin yapacakları indirimler yaraya merhem olur mu bilmiyorum ama soruna çözüm olmayacağını çok rahat söyleyebilirim.
“İstanbul’un dünya piyasasındaki payını artırdık.”
Bunkerciler olarak talep edilenin çok üstünde indirimler, düzeltmeler yaptık. Rekabetçi bir ortam yarattık. Daralan piyasada İstanbul’un dünya piyasası payını arttırdık. Ticarete devam edebilen dünya armatörleri İstanbul’u boşuna tercih etmiyorlar. Rekabetçi fiyatla dünyanın en kaliteli ürününü en iyi fiyata sunuyoruz. Bu koşullarda verilecek en büyük destek KOSDER üyeleri de mevcut koşullarda ikmale devam etmektir düşüncesindeyiz. İlave hesapsız indirimler sistemin işleyişine ve yatırımlara zarar verebilir diyorum.
“Sorun kazanılamayan paradır.”
Sorun kazanılamayan paradır. Sorun her gün büyüyen açıktır. Sorun çok acil ve yüklü miktarda ihtiyaç duyulan nakittir. Bu nakit piyasada yok. Devlette yok. Yakında bankalarda da şimdikinden çok daha pahalı ve az olacakmış gibi gözüküyor.
“Denizcilik sektörü olarak yalnız kalmışız gibi…”
Sorunlarla ilgili devletimizden fazla bir destek alamayacakmışız gibi duruyor.’ Deniz’ dediğiniz zaman altından da üstünden de devasa projelerle geçilebilecek kadar bir engel gibi gözüküyor olabilir. Denizcilik sektörü olarak yalnız kalmışız gibi. Biz şu anda devletimizin önceliği değiliz. Bölgemizde yüzyıllık hesaplar görülüyor. Ülkemiz haklı mücadelesinde düşmanları tarafından sarılmış, dostları tarafından yalnız bırakılmış. Anlaşılan o ki yalnız ülkenin yalnız sektörüyüz. Bu gemiyi yüzdürmemizin tek yolunun birlik beraberlik olduğunu düşünüyoruz. Her sektör kendini kurtarma peşine düşerse birbirimizi aşağıya çekebiliriz. Bu kriz için yapacağımız bir şey kalmadı gibi gözüküyor. Aldığımız derslerle bir sonraki krize hazırlanmamızın daha doğru olduğu düşüncesindeyiz. Dikkatinizi çekerim; piyasaların iyi olduğu dönemde, uluslararası rekabet koşullarında düşük marjlarla ticaret yapma alışkanlığı olan sektörler direnmeye devam ediyorlar. Ama mevcut mevzuatla bunun da çok sürdürülebilir olduğunu düşünmüyoruz.
“İsteğimiz sektörümüzün uluslararası standartlarda dinamik mevzuatla beslenmesidir.”
“Kendi sektörüm ve ikmalciler adına konuşuyorum. Boğazlarımızdan geçen yabancı gemilere uluslararası rekabet koşullarında kaliteli hizmet verip ihracatımızı artırıyoruz. Döviz kazandırıyoruz. Nitelikli istihdam sağlıyoruz. Ne hibe istiyoruz, ne ilave teşvik, ne kredi ne de nakit… Tek istediğimiz uluslararası piyasalarda rekabet edebilmemiz için denizcilik sektörümüzün uluslararası standartlarda dinamik mevzuatla beslenmesidir. Söyleyecek bir sözümüz dinleneceğimiz bir platformumuz varsa sektör olarak öne çıkartmamız gereken en önemli söylemin bu olduğu görüşündeyiz.” dedi.
Kaynak: 7DENİZ