YESİLBURC NİGDE’NİN TURİZM MARKASİ OLMAYA ADAY

22 Nisan 2015 Çarşamba

NİLGÜN ATAR- turizmhaberleri.com
NİĞDE KÜLTÜR VE TURİZM DOSYASI-1
YEŞİLBURÇ HELVA ŞENLİĞİ İZLENİMLERİ

Öyle bir köy düşünün ki; ilk kez gördüğünüz köy halkı 40 yıldır sizi bekliyormuş gibi karşılasın.. Hiç tanımadığınız insanlarla sarmaş dolaş olun bir anda.. Öyle bir köy halkı düşünün ki; o küçücük köy meydanında en güçlü kardeşlik, sevgi, dostluk köprüleri kurulsun yüreğinize daha ilk adımda… Büyük şehirlerin beton yığınları arasında yorulan ruhunuzun samimiyet, sadelik ve güleryüzü ne kadar özlediğini hatırlatsın size.. Öyle bir köy düşünün ki; ” burada ölene kadar çok güzel yaşlanabilirim ” diye sevinç çığlıklar atsın içinizdeki yaramaz çocuk..


Doğası, tarihi, kültürü ile hayal ettiğiniz böyle bir köy var mı?… Niğde’ye 5 km uzaklıkta bir mübadil köyü olan Yeşilburç’u keşfederek bu sorunun yanıtını öğrenebilirsiniz…

Niğde’nin önde gelen seyahat acentalarından Samistal Travel’ın sahibi Cevdet Eroğlu her sohbetimizde mutlaka görmelisin, ” burası bir başka ” diyordu. Günümüze kadar gelen asırlık gelenek Yeşilburç Helva Şenliği’ne katılmak üzere üç günlüğüne Antalya’dan Adana’ya oradan da Niğde’ye uzandım.


SİYASİLERDEN ÖRNEK VE ÖZLENEN TABLO….
Tarihi evleri, muhteşem doğası, güleryüzlü konuksever insanları ile Niğde’nin mutlaka görülmesi gereken köylerinden olan Yeşilburç; 19 Nisan 2015 tarihinde gerçekleştirilen Helva Şenliği’nde yerel dinamikler, politikacılar, farklı illerden gelen konukları buluşturdu. Yunanistan’ın Grenebe-Krifçe köyünden Yeşilburç’a gelen mübadillerin yaşadığı bu güzel köyün meydanından tüm Türkiye ve dünyaya barış ve kardeşlik mesajları verildi. Siyasi parti temsilcileri ve milletvekili adaylarını bu köy meydanında kol kola görmek, özlediğimiz bir tablo idi. Keyifle izledik bu örnek tabloyu..

Renkli balonlarla süslenen köy meydanı bayram yeri gibi cıvıl cıvıldı. Beyaz plastik sandalyelerde oturanlar arasında Ayşe teyzeyi görüyor ve yanına gidiyorum. 90 yaşın üzerinde.. elini öpüyorum.. Her sene şenliğe katılırmış ama bu sene biraz zor gelmiş..Yorgun gibi… Elini hiç bırakmadan konuşuyorum, canlı tarih Ayşe teyze ile .. ” Burada insanlar uzun yaşıyor ” diyorlar; hiç şaşırmıyorum, bu köy ve bu güzel köy halkı elbette insanın ömrünü uzatır.

Sonra ” Bir Mübadele Öyküsü ” kitabının Yazarı Aycan Yılmaz ve annesi Melike Hanım ile tanışıyorum. Aycan Yılmaz’ın kitabı Yunanca’ya çevrilmiş ve Haziran ayında resmi bir törende kendisine verilecek ödül ile Yunanistan’da tanıtılacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın aynı ilgi ve duyarlılığı yazarımıza ve kitabına göstereceğini umuyorum.

BU HELVANIN TADI ÖMÜR BOYU DAMAKTA KALIR…
Dev kazanlardan mis gibi helva kokusu yükseliyor. Kazan başında çalışanların yanına giderek tahta kürekle helvayı karıştırmak istiyorum. Ne kadar büyük bir güç istiyor, bu muhteşem helvanın tadı harcanan emekten geliyor. Hayatımda yediğim en güzel helvaydı..Türk kahvesinin hatırı 40 yıl ise Yeşilburç Helva Şenliğinde yenen helvanın tadı ömür boyu damaklarda kalır.. Önerim ise şu: Yeşilburç’a ait bir helva markasının yaratılması ve gelen turistlere sunulması.. Kapış kapış satılacağına garanti veririm.


İŞTE YEŞİLBURÇ’UN TARİHÇESİ
Köy meydanında asılı panoda Yeşilburç Köyü’nün tarihçesi 3 dilde şöyle anlatılıyor:
” Yeşilburç Köyü 1925 yılına kadar Anadolu’da bulunan Rumların yaşadığı 300 haneli bir köydür ve adı Tenei olarak bilinmektedir. Türk kurtuluş savasıdan sonra TBMM Hükümeti ile İtilaf devletleri ( İngiltere, Fransa, İtalya) ve Yunanistan arasında 24 Temmuz 1923 yılında yapılan Lozan Antlaşması sonucunda Tenis Köyünde yaşayan Rumlar 1924 yılında Yunanistan’a göç ettiler. Şu anda Yeşilburç Köyünde yaşayan köy sakinleri ise Yunanistan’ın Grenebe Kazası Krifçe Köyünde yaşamaktaydı. Lozan Antlaşması ile 1924 yılında Yunanistan Selanik Limanından hareket ederek deiz yoluyla Anadolu’ya 300 hane olarak göç ettiler. Anadolu’da ilk İzmir’e çıktılar. Oradan Isparta’ya gittiler. 1924 yılını Isparta’da geçirdiler. 1925 yaz aylarında Niğde Uluağaç ve taşlıca köylerine geldiler ve yerleştiler.Ulusağaçköyüne yerleşenlerin büyük bir çoğunluğu 1926 yılında Yeşilburç köyüne göç ederek yerleştiler. Bir kısmı Uluağaç köyünde kaldı. Günümüzde Yeşilburç Köyü sakinleri Türk Yunan dostluğunun birer temsilcisi olarak görev yapmaktadırlar. ”

Helva Şenliği Geleneği nasıl başladı?
1850 li yılların ilk yarısında Krifçi Köyü ve civarında salgın hastalıklar nedeniyle toplu ölümler yaşanıyormuş. Köye gelen bir yabancının imece usulüyle yapılan toplu helvanın Cuma günü dağıtılmasının hastalıklardan koruyacağını söylemesi ile başlatılan gelenek Krifçi köyünde günümüze kadar yaşatılarak gelmiş. Yeşilburç Helva Şenliği’de 1960’lı yılların başına kadar sürdürülmüş, daha sonra ara verilerek 2003 yılında tekrar yapılmaya başlanmış.

Yeşilburç Helva Şenliği’ne Niğde Valisi Necmeddin Kılıç, İl Kültür ve Turizm Müdürü Tansel Tokmak, siyasi temsilciler, milletvekili adayları, Bir Mübadele Öyküsü kitabının yazarı Aycan Yılmaz, Ankara Lozan Mübadilleri Derneği Üyeleri, farklı şehirlerden gelen konuklar ve basın katıldı. Şenlikte konuşan Ankara Lozan Mübadilleri Derneği üyesi Rafet Güçer; helva şenliğini ilk günlerinden günümüze kadar nasıl geldiğini anlatarak birlik ve beraberlik duygusunun yarattığı sinerjiye dikkat çekti.

SEVGİ VE KARDEŞLİK İKLİMİ MESAJI…
Niğde Valisi Necmeddin Kılıç ise konuşmasında ” Helva Şenliğini nesiller boyu yaşatmaya çalışanlar bugün de bu geleneğin bir örneğini bize sunuyorlar. Bu birlikteliği, gönül dostluğu ve kardeşliği ortaya koyan insanlarımızla birlikte olabilmek için aranıza geldik. Bizleri davet ettiğiniz için teşekkür ediyoruz. Umuyorum yarınlarımız bugünlerden güzel olur. Umuyorum sevgi ve kardeşlik iklimi ülkemize ve dünyaya hakim olur. ” dedi.

Konuşmaların ardından yöresel kıyafetli öğrencilerden oluşan halk oyunları ekibinin gösterisi balonlarla süslenen şenlik meydanında renk cümbüsü ve bayram coşkusu yarattı. Helva duasının ardından dev kazanlarda pişirilen helvalar konuklara dağıtıldı. Farklı illerden gelen konuklar tarihi ve doğal güzelliklerini keşfetmek, anılarını tazelemek için Yeşilburç’u keşfe çıktılar. Biz de Samistal Travel’ın sahibi Cevdet Eroğlu’nun rehberliğinde adım adım Yeşilburç’u gezdik. Tarihi evleri, kilisesi, camisi, muhteşem vadisi, tarihi hamamını gördük. Yeşilburç yakın gelecekte Niğde’nın en önemli turizm markalarından biri olmaya aday..

YEŞİLBURÇ’TA RANT KORKUSU…
Ancak herkesin korkusu tarihi ve doğal dokunun en büyük tehdidi rant.. Bir Mübadele Öyküsü yazarı Aycan Yılmaz’a göre köyden arazi alıp ev yaptıranlar çoğalmış. Kontrolsüz yapılaşma ile birlikte Yeşilburç’un rant kurbanı olması köyde yaşayanların en büyük endişesi. Dolayısıyla Yeşilburç köyünün acilen doğal ve tarihi sit alanı ilan edilmesi, kültür ve turizm projesinin yapılması, tarihi taş evlerinin restore edilerek turizme açılması gerekiyor. Yeşilburç Kültür ve Turizm Derneği kurulmalı ilk adımda. Kültür ve turizmde ortak akıl oluşturulmalı. Köyde tanıştığım Nuran Kartal ile taş evlerin restore edilmesi ve butik otel olarak işletilmesini konuştuk. Herkes çok ileri görüşlü ve girişimci. Nuran Kartal’da böyle bir projenin içinde olabileceğini ifade etti. Köyün kadınlarının turizm girişiminde en önemli rolü üstleneceklerini ve bunu da başaracaklarını söyleyebilirim.


TARİHİ DEĞERLER YOK OLUYOR…
Yeşilburç’ta yaptığımız incelemelerde hayranlık ve üzüntüyü aynı anda yaşamanın duygu karmaşası en çok yüreğimi yordu. Mübadele öncesinde köyde çan kulesi ile birlikte büyük bir kilise, hamam, okul, hastane, manastır, 2 küçük kilise, 320 adet geniş avlulu iki katlı taş evler ve çeşmeler varmış. Bu yapıların hepsi 1800 lü yıllarda inşaa edilmiş. Ancak mübadele sürecinde köye gelen aileler köyü boş bulmuşlar. Niğdeli bazı kişiler köyün evlerini talan etmişler, evler, hastane, manastır ve hamamı oymalı taşlarını, kapı ve pencerelerini, kilisenin çan kulesindeki çanı alarak kendi gösterişli evlerinde kullanmışlar. Askeriye ise yıkılan binaların taşlarıyla kışla binası yaptırmış. Böylece tarih talan edilmiş.Şu anda köyde 50 civarında tarihi taş ev bulunuyor. 1805 tarihli muhteşem bir kilise-çan kulesi ile bir hamam var. Hamamın durumu içler acısı.. Acilen restore edilmesi gerekiyor. 1953 yılına kadar askeri depo olarak kullanılan Kilise ise camiye dönüştürülmüş.

Yeşilburç köyü sahip olduğu değerleri koruyarak işe başlarsa; Niğde kültür ve turizminde önemli bir cazibe merkezi olabilir. Bir Şirince, bir Alaçatı’dan çok fazlası var, eksiği yok. Üstelik insanları da turizme açılmaya çok hazır. Hepsi bilinçli, yapılaşmaya karşı, tarihi ve kültürel değerlerine sonuna kadar sahip çıkan bir duruş içindeler…Çok doğru bir strateji ve yol haritasıyla hareket edilirse turizmde yıldızı parlayabilir Yeşilburç’un..

NİĞDE KÜLTÜR VE TURİZM DOSYASINI AÇIYORUZ..
Yeşilburç Helva Şenliği için geldiğim Niğde’de çok örnek ve öncü bir çalışma yaptık. 12 yıldır pek çok şehirde gerçekleştirdiğimiz bu özel dosya çalışmasının bir ” turizmhaberleri.com ekolü ” olduğunu söylemeliyim. Niğde Valisi Necmeddin Kılıç ile yaptığımız görüşmede bu çalışmanın Niğde için bir ilk olduğunu belirtti. İki gün içerisinde gerçekleştirdiğimiz röportajlarda kentin nabzını tuttuk, yapılan çalışmaları ve projeleri dinledik. Kişi, kurum ve kuruluşlar arasındaki uyum ve dinamizmi anlamaya çalıştık. Başta bu organizasyonu düzenleyen değerli turizmci Cevdet Eroğlu’na, Sayın Valimize, İl Kültür ve Turizm Müdürümüze ve bizlere zaman ayıran herkese dosyamızın hazırlanmasındaki katkılarından, konukseverliğinden dolayı sonsuz teşekkürler ediyorum.

Niğde Kültür ve Turizm Dosyası’nın ilk konuğu Niğde Valisi Necmeddin Kılıç.. Kendisi ile hem Tyana Antik Kentinde incelemelerde bulunduk, hem de makamında çok özel bir röportaj gerçekleştirdik. İkinci bölümde yayında olacak.



Kaynak: turİzmhaberlerİ.com

Bizi Sosyal Medyada Takip Edin !