Ateş Evirgen’in Köşesi

Rekabet kurumunun 3.5.2011 tarihinde yayımlanan 11-07/126-38 sayılı kararı, sualtı dünyamızdaki tüm dalıcı ve eğitmenleri çok yakından ilgilendiren ve gözden kaçırılmaması nitelik taşıyor. Bu karar tüm detayları ile www. rekabet.gov.tr sitesinden görülebilir.

İnceleme konusu olan dosyanın konusu; Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu (TSFF)’nun, Dünya Sualtı Faaliyetleri Konfederasyonu (CMAS) dışındaki sistemlere ait sertifikaları bulunan dalıcılar için izin belgesi yahut denklik belgesi adı altında ek belge alma ve ilave ücret ödeme zorunluluğu getirerek, diğer eğitim sistemlerinin pazardaki faaliyetlerini zorlaştırdığı ve rekabeti kısıtladığı iddiasıydı.

Kararın detaylarına girmeyelim ama, düzenlenen rapora ve incelenen dosya kapsamına göre sonuç şu şekilde açıklandı:

1- Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu’nun Dünya Sualtı Faaliyetleri Konfederasyonu/

CMAS Türkiye temsilcisi olarak yürüttüğü faaliyetler bakımından 4054 sayılı Kanun’un 3.

maddesi uyarınca “teşebbüs” niteliğini 440 haiz olduğuna,

2- Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu’nun sualtı aktivitelerine yönelik dalıcı ve eğitmen

eğitimi ve sertifikalandırması hizmeti pazarında hâkim durumda olduğuna,

3- Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu tarafından çıkarılan ikincil mevzuat hükümleri

uyarınca TSSF/CMAS sistemi dışındaki eğitim sistemlerine yönelik öngörülen

uygulamaların 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesi kapsamında hâkim durumun kötüye

kullanılması sonucunu doğurduğuna,

4- Bununla birlikte, ön araştırma konusu eylemlerin 10.09.2008 tarih ve 26993 sayılı Resmi

Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu tarafından

hazırlanan Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu Donanımlı Dalış Yönetmeliği hükümlerine

450 dayanılarak icra edilmesi sebebiyle, bahse konu hükümlerin kaldırılmasına ilişkin olarak

4054 sayılı Kanun’un 9. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca Türkiye Sualtı Sporları

Federasyonuna ve ayrıca Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne görüş bildirilmesini teminen Başkanlığın görevlendirilmesine OYBİRLİĞİ ile karar verilmiştir. ”

Yıllarca bu köşede ve hatta her sorulduğunda bu konudaki fikrimi yukarıdaki karara paralel olarak yazmış, söylemiştim. Sadece ben değil , TSSF ile göbek bağı olmayan ama sualtı dünyamızın endüstriyel ve sportif yapısını çok iyi bilen arkadaşlarımız yıllardan beri dillendirdiler. O nedenle , TSSF ‘nin çalışmalarına taş koymakla, yapılan iyi şeyleri baltalamakla suçlandım, suçlandılar. Her defasında da kurum ile hiçbir sorunumuzun olamayacağı , ancak amaçlara uygun yönetilemediğini vurguladık. Sonuçta bunu teyid eden devletin bir başka kurumu oldu. Olan da boşa geçen onca yıla oldu.

Ama zararın neresinden dönülse kârdır.

Yeter ki, endüstrinin gerçeklerine uygun bir yönetim şekli uygulansın veya oluşturulsun. Ama bu ya mevcut yönetimle olur, ya da yeni bir yönetim ile…

Esen kalın…

Ateş Evirgen
www.sualtidunyasi.com.tr

Bizi Sosyal Medyada Takip Edin !