Bilal Karataş – Derya Can Pamuk Röportajı

O kadar olabileceğini tahmin edemedim. Annemin deyimi ile “melekler suyun altında yakaladılar ve götürdüler”.

Derya Hanım bize açıklarmısınız, bu serbest dalış tutkusu siz de nasıl başladı?

8–9 yaşlarında spora atletizmle başladım. Lise yıllarında tekvando yaptım siyah kuşak aldım atletizmde ve tekvandoda dereceler elde ettikten sonra dalış hayatım ben 15 yaşında iken ablam ile ikimiz tüplü dalış kursuna kayıt olmamız ile başladı.

2001 yılında üniversiteden mezun olduktan sonra tekrar dalışa dönmem 2002 yılında tüplü dalış kursuna dönüşüm ile başladı. Ben 2 yıldız dalış brevemi almak için kurs başladığımda Çanakkale’de serbest dalış takımı olduğunu öğrendim birkaç kez antrenmanlarını izledim. O sıralar kuzenim serbest dalış yaptığından beni daldırmasını istedim. O gün 15 metreye dalabilmiştim. Çok zordu ama başarmıştım. 1 ay sonra ise katıldığım serbest dalış Türkiye şampiyonasında 35 metreye dalarak büyük başarı elde ettim. 2003 yıllardan itibaren ise rekorlar gelmeye başladı.

Antrenmanlarınız hakkında bize biraz bilgi verebilirmisiniz? Bir yarışma için ne kadar önceden başlıyorsunuz çalışmalara ve bu çalışmaların içeriği nedir?

Serbest dalış yarışmaşları yılda bir kez yapıldığından antrenman programımı bir yıla yayarak yapmaktayım. 12 ayın 11 ayı antrenmanla geçmekte. Bu antrenmanların en önemli kısmı kondisyon antrenmanlarıdır. Kendinizi geliştirmek için vücudunuzu maksimum seviyede sakatlamadan zorlamak zorundasınız.

Bu nedenle her antrenman ayrı bir zorlukta geçmekte. İçeriği ise kısaca koşu bisiklet yüzme ve küçük kas guruplarını geliştirici hafif ağırlık antrenmanlarıdır. Yarışma dönemine yakınlaştıkça apnea antrenmanlarını arttırıp kara antrenmanlarını azaltırım.
Dönemin başında 3 saat olan antrenmanlar yarışma tarihine yaklaştıkça günde 6-7 saati hatta meditasyon ile beraber 8 saati geçebilmektedir.

Uluslararası alanda ve Türkiye’de bu kadar çok başarı elde etmiş bir milli değer olarak, bu sporun bir futbol kadar tanınır olmayışı sizi üzüyor mu? Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?

Türk basını için genelde, sporun veya sporcunun ne kadar başarı elde ettiği değil sansasyonel olduğu önemli. Bazı gazetelerde haberlerimiz çıkıyor ama gözden kaçacak kadar küçük oluyor.

Hatta şöyle birde yaşanmış olayı anlatayım. Ben gene bir rekor kırdığım zaman bir gazetede küçük bir haberim çıktı yan sayfada ise bir futbolcunun eşinden boşandığı haberi koskocaman başlıklarla verilmiş ve tam sayfa haber olmuştu. Ben genelde dikkat etmem ama bu durumu kız kardeşim fark etmişti ve çok üzülmüştük. Basına haber olabilmek için ne yapmamız gerek bilmiyorum. Televizyonlarda ve gazetelerde spor haberleri adı altında sadece futbol haberi yapılmakta. Artık Türk halkı başarıya aç ve bu tarz sporlarda başarıları duyunca çok seviniyorlar. Bende artık kendi çapımda bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Örneğin bir web sayfası hazırladık www.deryacanpamuk.com adresinde. Facebook’ta bir hayran sayfası açtım sırf insanlar bu sporu tanısınlar diye. Sporcular yetiştirebilmek için kendim bir spor kulübü kurdum. Ben elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Bugün Büyük kanallarda TV ye çıkmak için bir tanıdığın olması şart. Hele ki bir canlı yayın imkânsız gibi birşey…

Türkiye’de bu sporun güçlükleri nelerdir?

Türkiye de bu sporu yapmak gerçekten çok güç. Çünkü malzemeleri epey pahalı bir spor ve bunu kendim karşılayamıyorum… Sponsor bulamadığın takdirde ise işim çok güç. Bir palet 450 Euro elbise 350 Euro maskesi vs si maliyet git gide artmakta. Minimum şartlarda maksimum performans sergileyen bir sporcuyum. Ben ve benim gibi bu işle uğraşan çoğu arkadaşımda aynı dertten muzdarip. Ama gönül verdik bir kere. Ay yıldızlı formayı taşımak herkese nasip olmaz. Bizde milletimizi en iyi şekilde temsil etmeye çabalıyoruz.

Bir diğer zorluğu ise antrenmanların denizde geçen kısmı. Çoğu zaman güvenlik olmadan antrenman yapmakta ve performansımı maksimuma attıramamaktayım. Çünkü benim hayatım her şeyden önemli. Aşırı derecede sergilediğim bir performansta bilinç kaybı yaşarsam kötü sonuçlar olabilir. Denizin akıntılı oluşu ve benim daha berrak ve temiz olan ege Akdeniz gibi yerlerde antrenman yapma olanağım olmaması.

Örneğin 1 kasım 2009 tarihinde “71 metreye sabit ağırlıkla dikey dalış” rekor denemesi planlamaktayım ama sponsor bulamadığımdan iptal etme olasılığımız var. Yapılacak bir şey yok maalesef.

Derece elde ettiğiniz zaman ki duygularınız ne oluyor?

Her madalya çok önemli benim için ama 2007 yılında dünya şampiyonasın da dinamik apnea (HAVUZDA TEK NEFES İLE MESAFE KAT ETME)’de dünya 2.si olduğumdaki derecem ve aldığım madalyam beni çok mutlu etti. Hayatımın o ana kadar en güzel olayıydı. Çocukluğum dan beri hayal ettiğim bir şey gerçek olmuştu. Hayatta çok nadir insanların başarabileceği bir başarı insana neler hissettirirse bende onları hissettim.

SUALTI Gazetesi okurlarına başınızdan geçen ilginç bir anınızı anlatırmısınız?

2007 yılında 184,22 metrelik dünya 2.liği olduğum an benim en mutlu anlarımdandır. Yarışma kurallarına göre ilk gün eleme 2.gün ise ilk 8’e giren sporcular final yarışır. Bende en iyi 2. dereceyi yaptığımda kurallara göre sondan 2. girdim. Yani diğer 6 rakibimin derecelerini görerek dalacak ve gerekli taktiği uygulayabildim. Derecemi yapmadan benden önceki rakiplerim müthiş dereceler yaparak çıktılar en kötüsü 150 metre yapıyordu. Yavaş yavaş sıra bana geliyordu ama benim aklımın bir yerinde rakiplerimin müthiş dereceleri vardı. Sıra bana gelmişti benden sonra bir kişi daha vardı ve benim ilk 3 e girebilmem için 170 metere yi geçmem gerekliydi. İşin enteresan yanı İtalyan yemeklerinden midem bozulmuş müthiş karın ağrıları yaşıyordum. Bir gün önceki küp apnea yarışında da bu sebepten tam performansımı yapamamış ve 1 metre ile dünya 3.lüğünü kaçırmıştım. Müthiş moralim bozuktu.

Suya adım attığımda vücudum o an için hiçbir ağrı hissetmemişti. Tüm olumsuzlukları unutup rakipleriminde derecelerini kafamdan sildim. Sonra derin bir nefes ile dalışıma geçtim. 150 metreye geldiğimde halen çok iyiydim iyi motive olmuştum “işte derya” dedim “artık madalya ya bir kaç metre kaldı az daha dayan, bitecek” dedim. Riske atmadan “bu kadar yeterli bu metre ilk 3 e girerim 170 metre olmuştur” deyip yavaş yavaş kenara yaklaştım ve sudan çıktım. Okeyimi verdim derecem hakemler tarafından onaylandı ve geçerli sayıldı.

Yarışma sualtı oyunları olduğundan birçok ülke milli takımlar oradaydı. Ve en son finaller bizim finaller olduğundan tüm ülkelerin sporcuları bizim finalleri izliyordu. Türk milli takımı sevinç çığlıkları atıyordu. Ben halen yaptığım derecemin 184 metre olduğunu idrak edemedim çünkü hayatımın en rahat performansıydı. O kadar olabileceğini tahmin edemedim. Annemin deyimi ile “melekler suyun altında yakaladılar ve götürdüler”. Yapabildiğimin en iyisini yaptım.1. olamadığım için hiç üzülmedim çünkü müthiş bir metre ile 2. olmuştum. Erkeklerin dünya 2.si bile benim derecemden düşüktü. Türkiye’de erkekler 2 sene rekorumu geçemediler.

Geleceğe dönük çalışmalarınız ve planlarınız nelerdir?

En büyük hedefim 2011 dünya sualtı oyunlarında deniz ve havuz yarışmalarında 2 dünya rekoru kırmak.

Bu sporla ilgilenmeyi düşünen geçlerimize tavsiyeleriniz ne olur?

Benim en büyük tavsiyem hiçbir zaman tek antrenman yapmasınlar. Gözetmen eşliğinde çalışsınlar. Çünkü insan hayatı her şeyden değerlidir. İyi dalışlar.

Derya Hanım, bize zaman ayırdığınız için size çok teşekkür ederiz. Çalışmalarınız da ve yarışmalarda başarılar dileriz.

Bilal Karatas
bilalkaratas@sualtigazetesi.com

 

 

 

Derya Can Pamuk’un Başarıları

 

2003 yılında Dinamik Apnea TÜRKİYE REKORU 84m (BODRUM)
2003 yılında Dinamik Apnea TÜRKİYE ŞAMPİYONU (BODRUM)
2003 yılında Küp Apnea TÜRKİYE REKORU 75m (BODRUM)
2003 yılında Küp Apnea TÜRKİYE ŞAMPİYONLUĞU(BODRUM)
2004 yılında Dinamik apnea TÜRKİYE REKORU 94,13m (FETHİYE)
2004 yılında Dinamik Apnea TÜRKİYE ŞAMPİYONU
2004 yılında Küp apnea TÜRKİYE REKORU ve DÜNYA’NIN EN İYİ 2. derecesi 95,50m (FETHİYE)
2004 yılında Küp Apnea da DÜNYA 7.liği 95,50m (HIRVATİSTAN )
2005 yılında Dinamik Apneada uluslar arası yarışta CMAS DÜNYA REKORU 131m(ALMANYA)
2005 yılında Statik Apnea (hareketsiz nefes tutma)uluslararası yarışta 2.lik ve TÜRKİYE REKORU4dk58sn (gayrı resmi)(ALMANYA)
2005 yılında uluslararası yarışta 2.lik KUPASI (ALMANYA)
2005 yılında Bilfen meslek yüksek okulu tarafından TÜRKİYE DE YILIN SPORCUSU ÖDÜLÜ(İSTANBUL)
2006 yılında Küp Apnea TÜRKİYE REKORU 85m (FETHİYE)
2006 yılında Küp Apnea TÜRKİYE ŞAMPİYONLUĞU(FETHİYE)
2007 yılında Küp apnea DÜNYA REKORUNU egale ettim126,50m (FETHİYE)
2007 yılında Küp Apnea dalında DÜNYA 4.sü oldum 118,25m(İTALYA)
2007 yılında Dinamik Apnea DÜNYA 2.liği ve TÜRKİYE’nin bayan ve erkeklerde resmi en iyi derecesini elde ettim.184,22m (İTALYA)
2008 yılında Dinamik Apneada TÜRKİYE ŞAMPİYONLUĞU 143,58m (ODTÜ-ANKARA)
2008 yılında Küp Apnea TÜRKİYE ŞAMPİYONLUĞU(KEMER)
2008 yılında Küp Apnea dalında DÜNYA REKORU 128,49m (rekorun onayı için federasyonumuzca başvuruldu) (KEMER)

Bizi Sosyal Medyada Takip Edin !