Türkiye’nin dalış başkenti olarak bilinen Antalya’nın Kaş ilçesi her yıl 50 binden fazla sualtı tutkununu ağırlarken tarih ve doğanın muhteşem uyumunun da en güzel örneğini sergiliyor. Bölge ekonomisi içinde vazgeçilmez olan dalış turizminin merkezi Kaş’taki dalış merkezleri; Besmi adası açıklarındaki batık üzerinde çalışma yapan sualtı arkeoloji ekibinin büyük bir süngeri batığın üzerinden kaldırmasından tedirgin oldu. Besmi batığının karakteristiği olan çok büyük boyutlu bir Pitos amforasının üzerindeki süngerin yerinden alınmasının, arkeoloji ekibi tarafından batığın yıllardır sualtı doğası ile bütünleşmiş konumuna zarar verdiğini söyleyen dalış merkezleri, tepki gösteriyor.
DÜNYAYA SUALTI ARKEOLOJİSİNİ HEDİYE EDEN KIYILAR: KAŞ
Akdeniz çanağında uluslararası düzeyde bir sualtı cenneti olan Kaş kıyıları ülkemizdeki dalış turizminin de adeta başkenti. 20’den fazla teknesi, çeşitli derinliklerde hemen her dalış seviyesine hitap eden 40 dalış noktasına sualtı severleri götürürken ülke ve bölge ekonomisi içinde büyük fayda sağlıyor. Yılda 20 binden fazla kişi sadece dalış amacıyla Kaş’a gelirken 100-150 bin yıllık dalış rakamıyla Kaş Kızıldeniz’e en yakın seviyeye ulaşıyor. Besmi adası ve batığı ise Kaş’ın sualtındaki tarihi mirasının en çok beğenilen, doğal güzellikleri tarihsel zenginliklerle harmanlamayı başaran, resmi olarak ilen edilmiş bir rekreasyonel dalış turizmi parkuru. Dünyaya sualtı arkeolojisi bilimini de hediye eden Kaş kıyılarındaki çalışmalar sürerken, Besmi adası açıklarındaki batık üzerinde uygulanan yöntem dalış merkezlerini ve sualtı tutkunlarını tedirgin etti. Besmi batığı olarak bilinen ve 10-11. Yüzyıla tarihlenen geminin karakteristik bir öğesi olan bir pitos amforalarından birinin üzerinde uzun yıllar boyunca büyümüş bir dev süngerin, yapışık olduğu pitos’un üzerinden alınması, batığın bütünlüğünün bozulmayacağa söz verilmesine rağmen bölgedeki önemli eserlerin Kemer’de açılması planlanan sualtı mirası müzesine götürülmek üzere toplanacağı kaygısını yarattı.
ESERLER OLDUĞU YERDE KORUNMALI
Kaş ve çevresinin dalış turizmiyle kalkındığını, sualtındaki doğal ve tarihi yapının olduğu gibi korunması yerine doğallığının değiştirilmesi veya eserlerin alınması yöntemiyle büyük zarar göreceğini söyleyen dalış merkezleri bir açıklama yaptı. www.denizkartali.com’a konuşan Kaş Sualtı Derneği (KASAD) Başkanı Yusuf Şülekoğlu, ilçenin kıyılarındaki doğal ve tarihi güzelliklerin olduğu yerde korunarak tarihin zaman tünelinde kalması gerektiğini belirtirken, Kemer’de kurulması planlanan müzeye eser toplama amacının sualtı turizmine büyük zarar vereceğini söyledi.
Dalış merkezleri batığın yerinde korunması ve izinli dalış merkezleri tarafından icra edilen rekreasyonel dalışlara açık kalmasını istiyor: batık 35-45 metre derinlikler arasında olduğundan sadece çok ileri seviyede brövelere sahip olan bilinçli dalıcılar tarafından görülebiliyor ve dalış merkezleri tarafından titizlikle korunuyor.
Kaş Sualtı Derneği (KASAD) açıklaması:
KASAD tüm bileşenleri ile bu projenin takipçisidir.
Tüm Kaş paydaşlarının durumdan haberdar olmasını ve desteklerini bekler ve umarız.
Bölge insanı tarafından keşfedilen bu batığın yapısını ve öğelerini, yıllara yayılan rekreasyonel dalışlarımızla, bakanlıkların izinleri ile yapılan doktora çalışmalarına desteğimizle ve kendi video/fotograflarımızla görsel olarak çok iyi tanıyoruz.
Söz konusu proje kültürel mirasın korunması, çalışılması (kazı) ve kazıda çıkartılan bazı parçaların ve bazı amforaların Kemer’de kurulacak Sualtı Arkeoloji Müzesi’ne götürülmesi şeklinde…
Projenin bakanlıktan gelen yazısında gerekçe olarak ”rekreasyonel dalışlarda tahrip olma” şeklinde açık bir suçlama/bilgi olmadığını düşünüyoruz, yalnız batığın ”tahribata açık” olduğunun öne sürülmüş olduğu anlaşıldı (yazı elimizde yok). Bölgemizdeki sualtı mirasını korumak konusunda tüm dalış merkezlerimizin ve bireysel olarak tüm KASAD üyelerinin devamlı teyakkuzda olduğu, en basit müdaheleye bile tepki verildiği ve bilgilendirme yapıldığı, bölgede dalış yapan tanınmayan her teknenin kontrol ve ihbar konusu olduğunu herkes burada açıkça bilir. Bu projenin varlığı da maalesef bu şekilde anlaşılmıştır. Bu hassasiyeti proje ekibi de görmüş oldu, ve yıllardır bilhassa Besmi adası gibi hassas bir sınır bölgesine kimlerin sahip çıktığı, yurtdışından kalıcı olabilecek tecavüzlerin nasıl engellendiği herhalde anlaşılmıştır.
Güncel turizm yönetmeliği ve uygulanması açısından Besmi adasının valilik tarafından onaylı rekreasyonel dalış parkuru olarak tanımlı olduğu konusunda kazı ekibine bilgi verdik. Rekreasyonel dalışa açık ve bu amaçla tarafımızdan hassasiyetle korunan bu alanda haberimiz olmadan bir çalışma yapılmasını yadırgadığımızı anlattık. Eskiden ”yasak olmayan her yerde dalınabildiği”, ama güncel uygulamada turizm amaçlı dalışlarda artık sadece valilik tarafından onaylanan belirli parkurlarda dalış yapıldığı ve Besmi adasının ve batığının da bu parkurlardan biri olduğu konusunda bilgi verdik. Bu parkur konusu kazı ekibince bilinmiyordu. Bölgenin rekreasyonel dalışa açık kalacağı, bu konuda çok hassas oldukları, ayrıca dalışa kapalı alanların daraltılacağı kazı başkanı tarafından belirtildi. Dalışa kapalı alanlardaki benzer mirasımızın bizlerin gözlerinden uzak ve denetimsiz olarak nasıl yok edildiği konusunda yılların gözlemlerine sahip olan bizlerle aynı ifadeleri kullandıklarını izledik.
Rahatsız olunan asıl konular:
- Proje başlamadan bölge STK’larına ve bilhassa KASAD’a bilgilendirme yapılmaması, danışılmaması (bu aylarca önceden yapılabilirdi, son dakika belirsizlik mazeretlerini inanmak isteyerek dinledik: resmi olarak bizden izin alma gibi bir durum yok, ama bölgedeki kültürel-doğal-tarihi mirasın sahibi ve takipçisi olmak bizlerin vatandaş ve paydaş olarak görevimiz)
- Proje başkanı tarafından ”batığın bütünlüğü bozulmayacak, kazı çalışmaları daha derinde kumluk alanda teknenin ahşap yapısı üzerinde ve etrafında gerçekleştirilecek, rekreasyonel dalış aşısından bakıldığında teknenin bütünlüğüne dokunulmayacak” şeklinde açıklamaları oldu. Buna rağmen ilk günlerdeki çalışmalarının proje başkanının kendi ifadesi ile batığın en karakteristik, özel ve önemli görsel unsurlarından olan pitoslardan birinin üzerinde gerçekleşmiş olması, pitosun üzerindeki 30 yıllık süngerin temizlenmesi vb. açıkçası bizde ciddi tereddütler yarattı: Söz konusu pitosun çıkartılması planlanmış, sonra kırık olduğu anlaşılınca bundan vazgeçilmiş. KASAD olarak, batıktan kazı kapsamında götürülecek parçaların resmi denetiminin ve akıbetlerinin takipçisi olmamızın gerekliliği konusunda aramızda bir fikir birliği var.
- Müze depolarında çürüyen yüzlerce amfora varken, güncel ileri teknolojilere sahip olan proje ekibine önerilerimiz; batığın karakteristik görsel elemanlarının sualtından çıkartılması yerine bunların kopyalarının müzeye konulması, sanal müze ve sanal dalış kavramları ve uygulamaları gerçekleştirilmesi oldu. Bu şekilde pahalı ve uzun olan tuzdan arındırma çalışmaları ortadan kalkacak ve müze güncel teknolojiler ile de donatılabilecektir.
Elbette ki arkeolojik olarak önemli olduğu düşünülen bir batığın üzerinde kazı çalışmaları yapılmasına, batık hakkında daha doyurucu bilgiler edinilmesine ve yayınlanmasına karşı olamayız. İstenirse tüm birikimimizle destek oluruz. Ama doğal ve kültürel mirasımıza yapılacak her müdahalenin bilimsel gerekçelerinin olduğunun ve etik kurallarına uyulduğunun takipçisi olmamız gerekir. Bizlerin de gözetimi altında tüm dünyaya ve vatandaşlarımıza açık bir sualtı kültürel mirasının hasar görmesi, belirgin şekilde eksilmesi, veya Kaş’tan, sürdürülebilir turizm prensipleriyle sahip çıktığımız zenginliklerimizden koparılması karşı çıkacağımız konulardır. Gerek Kaş STK’larına gerekse konuya hassasiyeti olan vatandaşlarımıza gelişmeleri sosyal medya üzerinden iletmeye devam edeceğiz. Verilen sözlerin tutulacağını umarak projenin takipçisiyiz.
Kazı, kum zeminden küçük tarih/sanat eserlerini çıkartmak etabıyla başladı. Umudumuz önerilerimizin dinlenerek batıktan amphoraların çıkartılmaması, zamanın teknolojilerine hakim olan ekibin 3D modelleme teknikleri ile (ve Dr. Güzden Varinlioğlu’nun yıllar önce bakanlığa teslim etmiş olduğu modelleri de kullanarak) kopyalarının sergilenmesi. Kazının batık hakkında bilgi edinmek üzere bu aktivite ve kum altındaki ahşap yapı ile sınırlı kalması ısrarıyla resmi görüşmelerimiz, başvurularımız devam ediyor. Sizlerin desteğiyle de, yazdığınız şekilde ve hızlı olarak, sosyal medya üzerinden geniş kitlelere ulaşılmasında yarar olacak.
Şimdiden destekleriniz için teşekkürler.
KAŞ SUALTI DERNEĞİ
The post TÜRKİYE’NİN DALIŞ BAŞKENTİ TEDİRGİN… BESMİ ADASI BATIĞI OLDUĞU YERDE KORUNMALI first appeared on Deniz Kartalı.
https://denizkartali.com/turkiyenin-dalis-baskenti-tedirgin-besmi-adasi-batigi-oldugu-yerde-korunmali/