Alpay AKHUN: Bahar, senin sağlam bir sportif geçmişin ve altyapın olduğunu biliyoruz. Geçtiğimiz günlerde katıldığın Ironman 70.3’ Provence Fransa’ da ve onun öncesinde yaşadıklarını bizlere anlatır mısın? Ardından, bizim Türk Ironman’ lerle yaptığımız röportajlarımızda sorduğumuz bazı sorularımız var, onlara da cevap verirsen konuya ilgi duyan arkadaşlarımız için çok değerli bir kaynak oluşturacağını düşünüyorum.
Bahar SAYGILI: Bu benim yaşamımda önceden planlanmış bir etkinlikti ve firsatını bulur bulmaz gerçekleştirdim. Son iki yıldır half ironman için hazırlanmaya başlamıştım fakat geçirdiğim talihsiz bir sağlık problemi bir yıl kadar spor yapmama engel oldu. Sonrasında, dediğim gibi ilk firsatta bu isteğimi gerçekleştirmek için çalışmalara başladım. İnsan bir daha 25 yaşında ve bu sağlıkta olmayabilir. Daha fazla ertelemek doğru olmazdı. Yoğun geçen yaşantıma rağmen disiplinli çalışarak ilk half ironman’ imi bitirdim.
A.A: Bizlere kendinden ve spor geçmişinden bahseder misin? Spora ne zaman, nerede başladın?
B.S.E: 25 yaşındayım ve evliyim. İstanbul’ da yaşıyorum. Spor, iş ve okul çemberinin etrafinda bir hayat sürdürmekteyim. Kuvvetle zapt edilemeyen bir çocukluk beni sporla tanıştırmış. Doktorumuzun aileme tavsiyesi üzerine hem hiperkatif halimi kontrol etmek hem de su fobimi yenmek için Yeşilyurt Spor Kulübü’ nde yüzme ile spor hayatıma başladım. (Yıl 1991 Bahar Yesilyurt Spor Kulübü yaz okulunda öğretmenlere kök söktürüyor ve çığlık çığlığa yüzme öğreniyor…)
A.A: Bugüne kadar hangi sporları yaptın? Yaptığın sporların ironman’ e faydası oldu mu?
B.S.: Yüzme, bale, buz pateni, su altı yüzme ve sualtı hokeyi derken antrenörüm Erdem Ağbaş’ ın yönlendirmesi ile 2001 Erdek Triatlonu ile triathlon sporuyla tanıştım ve gerisi geldi. Erasmus ögrencisi olarak Atina Üniversitesi’ nde okurken binicilik ile de tanışmış oldum. Fakat binicilik sadece hobi olarak kaldı. Şimdiye kadar yaptığım tüm bu sporlar elbette ki half ironman’ e katkısı oldu. Başta, çocuk yaşlarda yaptığım bale ve buz pateni bana esneklik kazandırdı. Bu da ilerleyen yıllarda sakatlanma riskimi minimum düzeye indirdi. Dilerim hep böyle devam eder. Diğer yandan psikolojik boyutta yaptığım tüm bu sporlar bana disipline olma ve rekabet etme yetileri kazandırarak beni olumlu yönde geliştirdi. Özellikle ergenlik çağında yapılan spor, kişisel gelişime çok katkı sağladığı kanısındayım.
A.A: Bu yıl ilk defa Fransa Ironman’e katıldın. Neden Ironman 70.3 ? Seni bu yarışa girmeye iten neydi ve yakın çevrendekiler katılacağını söylediğinde ne türden tepkiler verdiler?
B.S.: Bu bir anda aklıma gelip yaptığım bir etkinlik değildi. Lise yıllarında gelecekteki Bahar’ ı hayal ederken içinde ironman bitiren bir Bahar da vardı. 70.3 ise bunun başlangıcı. Ailem ve yakın dostlarım bu durumumu bildikleri için bu gayet normal karşılandı Fakat azmime hayran kalan bir annem var ki(!), 20 senedir aynı şekilde devam ediyorum tüm engellemelerine rağmen… Her zaman küçük bir çocuğum ben ona göre. Başıma başıma birşey gelmesinden korkuyor haklı olarak…
A.A: İlk kez bir yarı ironman yarışına katılmadan önce nasıl bir hazırlık sürecinden geçtin? Antrenörün kimdi, antrenman programının genel hatları nasıldı? ironman’ a ilk kez katılacak olanlar için yarış esnasında dikkat etmeleri gereken şeyler neler olabilir?
B.S.: Marmara Üniversitesi ve Atina Üniversitesi Spor Bölümü mezunuyum. Şu an Marmara Üniversitesi Sağlık Enstitüsü’ nde “Hareket ve Antrenman Bilimleri” nde master yapıyorum. Yıllardır yaptığım tüm antrenmanlarımı not ediyorum. Atina’ da okurken olimpiyatlara katılmış olan Vasilis Krommidas ile çalışma firsatım oldu ve antrenman programlarımı ondan aldım. Tüm bu bilgi birikimi ve tecrübelerimi birleştirerek online yardımlar da alarak antrenman programımı kendim hazırladım Tabii ki bu yarışmayı bitiren eşim, Mehmet Akif’ ten de bu konuda ben sorumluyum. Umarım derecesinden memnundur. ilk kez 70.3’e katılacak olanlara tavisyem amatör bir spor branşı için amatör bir ruhla da olsa profesyonel olarak hazırlanmalarıdır. Kısacası profesyonel bir destek şart!
A.A: İlk kez bir Türk Kadın Ironman olarak bu ünvana eriştiğinde Türk basınının, kendi çevrenin ilgi düzeyi ve yorumları nasıldı?
B.S.: Türk basının malum durumu ortada. Bunları değiştirmek için spor medyasının başındaki insanları değiştirmek lazım. Maalesef işin ehli kişiler yeterli sayıda değil. Topluma ne verirsen toplum onu alır. Medya bu konuda çok etkili ve maalesef etkili bir şekilde kullanılamıyor. Yine de beklenmedik yerlerden tebrik alarak takipte edilmiş olduğumu bilmek güzel. Cyclingtr ekibi ise camiamızda kitlelere ulaşabilmemiz için biçilmiş kaftan. İyi ki varsınız. Çevremdeki ilgi ise çok olumlu ve mutluluk verici. Bu da beni, bir sonraki yapacağım işler için motive ediyor…
A.A: Triatlon’ da ve ironman’ de asıl iddialı olduğun bölüm hangisi? Yüzme, bisiklet, koşu?
B.S.E: koşu !!!
A.A: Ironman yarış öncesi (off season, son 3 ay kala ve son hafta) beslenme planın nasıldı ve senden sonra katılacaklara neler tavsiye ediyorsun?
B.S.: Beslenme ve uyku antrenman içeriği kadar önemli! Bu süreçte, gündelik hayatta, antrenman yoğunluğuma göre protein ve karbonhidrat alımına çok dikkat ettim ve bu besleyicilerin kaliteli ve olması gereken miktarda olmasını sağladım. Bunu eşim de gerçekleştirdi. Bu kurala disiplinli bir şekilde uyduk. Enerji barlarımızı bile evde kendim pişiriyorum. Yarışma öncesi ekstradan uzun mesafe sporcularının uyguladığı üç gün protein, dört gün karbonhidrat yüklemesine dayalı olan karbonhidrat diyetini uyguladık. Amaç önce karbonhidrat rezervlerini boşaltmak ve sonra boşalan karbonhidrat rezervini daha iyi bir şekilde doldurmaktı. Gerçekten işe yarıyor…
A.A: Herhangi bir sponsorun var mı, varsa sana ne tür imkanlar sağladı?
B.S.: ADIDAS ve MAC bu projem için resmi sponsorlarım. Elbette ki hayat destekçim Mehmet Akif Ertürk’ ün de birçok katkısı oldu. Sponsorlarımdan malzeme ve mekan temini ile ulaşım imkanı sağladım. Bir de PR desteği…
A.A: Bundan sonra hangi yarışlara katılmayı katılmayı planlıyorsun? Mesala Kıbrıs’ta koşulacak özel yarış olan “Kasım Şakası” na katılacak mısın?
B.S.: Bu sezon bir sprint ve Alanya triatlonu ile sezonumu kapıyor olacağım. Gelecek yıl için de çalışmalarıma başlamak için sabırsızlanıyorum. 2012 yılı içersinde iki half ironman koşmayı planlıyorum. Zirvelerimi bu iki yarışa göre planlayacağım. Bu arada maraton, yarı maraton ve triatlon yarışları ile hazırlıklarımı destekleyeceğim.
A.A: Hangi yarışa katılacağını önceden nasıl ve neye göre belirledin?
B.S.: Yasam şartlarıma göre belirledim. Maalesef profesyonel sporcular degiliz. Bir yandan okul, bir yandan iş ve bir yandan da özel hayatım devam ediyor. Beni sıkmayacak şekilde bir hedef belirledim. “İlk yarıştan zevk almak, gelecek yarışlar için çok motive edici olacaktır .” diye düşündüm.
A.A: Tam olarak ne iş yapıyorsun? İş, aile ve antrenman üçgenini nasıl dengeye oturtuyorsun? Günde kaç saat antrenman yapıyorsun? Kaç saat uyuyorsun?
B.S.: “World Travel Channel” da “Hiperaktif” adlı amatör spor branşlarına yönelik bir spor programım var. Bunu hazırlayıp, sunuyorum. Yaptığım işin sağlıklı olması için federasyonlarla çalışıyorum. Yıllık antrenman antrenman programıma göre haftalık antrenman saatim değişiyor. Genellersek en az 9 en fazla 18 saat antrenman yapıyorum. 8 saat uyku kulağa fazla gelse de sporcu için gerekli diye düşünüyorum. Bu kurala her zaman uyumaya çalışsam da altı saatlik uyku ile geçtiğim günler de oluyor. Elbette bu şekilde yasayınca hayata karşı obsesif bir hal takınıyorum. Aile konusunda kendimi bir hayli şanslı hissediyorum. Sevgi ve desteğini eksik etmeyen ve benimle aynı sporu yapan bir hayat arkadaşım var. Bu bu paha biçilemez bir şey.
A.A: Nasıl recovery yapıyorsun? Buz küveti vb. sana özel bir dinlenme stratejin var mı?
B.S.E: Laktat’ ın yararlı olduğu son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalarda kanıtlanmış. Fakat asit dağıtımı için masaj şart diyorum ve kendimi masaj salonlarına atıyorum. Recovery için de masajdan yararlanıyorum.
A.A: Bu yıl veya öncesinde bir sakatlık geçirdin mi?
B.S.: Bu yıl ciddi bir sağlık problemimi ameliyat ile yendim. Kasımm 2010’ da geçirdiğim ameliyat sonrası bir müddet yüzmedim. Yüzmeye tekrar başladığımda ise omzumu yırttım. Neyse ki tüm bu problemler artık yok… Zorluklar bana sağlın önemini hatırlattı ve planlarımı ertelemek istemedim.
A.A: Bir ironman yarışı için ihtiyaç gösteren ortalama bütçe nedir?
B.S.: Uzun uzun hesapladım; eğer yarış bir Avrupa ülkesindeyse, malzemeler hariç, vizesinden, uçağından, kalacak yerine, yarış kaydından, beslenmene kadar ki toplam maliyet 2500 ile 4000 TL arası gibi azınsanmayacak bir para tutuyor…
A.A: En çok önemsediği veya katılmayı istediği olmazsa olmaz yarışlar hangileri? İlk defa katılanlar için hangi yarışı tavsiye edersin? Örnek olarak Ironman 70.3 Pays d’Aix Fransa’ yı önerir misin?
B.S.: Hayalim 30 yaşında “Kona Hawaii Ironman” i tamamlamak. Bunun dışında güzel doğası ve parkuru olan her türlü 70.3’ ü kabulüm. Ynei başlayanlar için daha düz parkuru olan Avrupa yarışlarını tavsiye ederim. Pays d’Aix sanırım başlangıç için hayli zorlu bir parkur. Bisiklet etabında 1200m tırmanma söz konusu. Koşu parkuru da düz değildi. Ama iklim, izleyici ve doğası yine de çok cazip.
A.A: Favori atletlerin kimler?
B.S.: İngiliz Paula Radcliff. Koşulan son Berlin maratonunda üçüncü olsa da hala dünya rekortmeni ve yaşam tarzıyla örnek bir sporcu kimliği taşıyor. Tek favorim…
A.A: Takip ettiğin favori internet siteleri hangileri?
B.S.: Spor medyası içinde bulunduğum için tüm spor sayfaları ilgi alanımda. Her güne gazeteler ve spor haberlerine ağırlık veren siteleri okuyarak başlıyorum. Cyclingtr ise yaptığım her spor dalındaki tüm haberleri almamı sağlıyor. Mutlaka ona da hergün bir göz gezdiriyorum. Sadece ülkemizden değil, dünyadan haberler vermesi sayesinde yabancı kaynaklarla yarışıyor. Bu harika bir şey…
A.A: Hobilerin var mı, varsa nelerdir?
B.S.: Çıkan tüm filmleri vizyona girdiği anda takip ederim. Bunun dışında mutfak ile çok ilgiliyim. Bulduğum yeni tarifleri denerim. Dışarıda da güzel ve farklı yemekler yemekten hoşlanırım.
A.A: Ironman olmayı isteyen ama tereddütleri olanlara ne tavsiye edersiniz, nereden başlamalılar?
B.S.: bunun sırlaması çok açık ortada. Bunu ilk kez gerçekleştirmek isteyen amatör, öncelikle sprint triatlonu ve ardından olimpik triatlonu denemeli. Vücudunu bu spora adapte etmeli. Sonrasında yarışmayı bitirirken kendisini bitirmemeyi öğrenmeli. Antrenman programını disiplinli bir şekilde uyguladıktan sonra yarışmaya kayıt olmalı. Önce kayıt, sonra az bir antrenman uzun vadede vücuda zarar verir.
A.A: Çok teşekkürler Bahar, bundan sonraki ilk yarış ve dereceni merakla bekliyor olacağız.
Evet, Bahar, geçtiğimiz haftasonunda Fransa’ da gerçekleşen Ironman 70.3 Pays d’Aix Franse katılarak ülkemizde sayıları neredeyse 20’yi bulan Türk Erkek Ironman’ ler kervanının arasına katılan ilk kadın sporcu ünvanına sahip oldu. Öncelikle kendisini bu alanda bir ilke imza atmış olması ve de diğer kadın sporcular için bir kapı açması sebebiyle kutluyoruz. Böyle bir girişimin hem triatlon sporuna hem de sporcularına yeni kazanımlar sağlamasını umuyoruz.
Son yıllarda ülkemizde ironman yarışlarına artan ilgi ve yaşanan bu türden olumlu gelişmeler Türk sporu ve sporseverleri adına çok güzel ve önemli olduğunu düşünüyorum. Dileğimiz o dur ki; en kısa zamanda ülkemizde de ironman müsabakaları düzenlensin. Bol sporlu günler…
Hazırlayan: Alpay Akhun
Kaynak: Kırmızı Türk