Bilal Karataş – Bilge Çingigiray Röportajı

Değerli SUALTI Gazetesi okurları, serbest dalışla ilgilenenlerin çok yakından tanıdıkları, Milli Takım sporcumuz, 2010 Serbest Dalış Türkiye şampiyonumuz, Serbest Dalış Avrupa ikincisi Bilge Çingigiray ile birlikteyiz… Doğrusunu isterseniz bugüne kadar sanal ortamdan tanıdığım Bilge hanımın yanında olmak benim için çok heyecan verici… Güler yüzü ve sempatik tavırları, alçak gönüllülüğü ve örnek spor ahlakı hemen, dikkatimi çeken özellikleri…

Bilge Hanım merhabalar, bize zaman ayırıp röportajı kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim… Merak ediyorum bu spora nasıl, ne zaman başladınız? Derinlikler sizi nasıl çekti…?

Serbest dalış sporuna 2006 yılında başladım, ilk defa 2007 yılında ulusal ve uluslar arası yarışmalara katıldım. Benim sualtı serüvenim tüplü dalışla başlar. Denizci bir asker emeklisi olan babam hep dalmamı isterdi. Bunun için gerekli zaman ve parayı ancak 2006 yılında ayırabilmiştim. Yine bir dalış hazırlığı sırasında birdenbire siyah giysili, üzerinde hiçbir ekipman olmadan sırayla dalan sporculara gözüm takıldı. Tam anlamıyla büyülenmiştim. Bu hayatımda gördüğüm en heyecan verici şeydi ; tek bir nefes alıyorlar ve sadece bir palet yardımıyla sualtında mesafe gidiyorlardı. O anda “bunu mutlaka denemeliyim” dedim, özgürlük bu olmalıydı.. Hissettiğim heyecan zamanla sonu gelmeyen bir aşka dönüştü.

Serbest dalıcılığın hangi branşlarında çalışmalarınızı sürdürüyorsunuz? Bu branşları biraz açıklayabilirmisiniz?

Halihazırda 2 branş üzerinde yoğunlaşmış durumdayım. Bunlardan biri “paletli dinamik apnea” ismini verdiğimiz, tek nefeste, havuzda, palet kullanarak, en uzun mesafe gitme esasına dayalı branştır. Diğer branş ise “küp apnea-jump blue” ismini verdiğimiz, tek nefeste, denizde, 10m. derinlikte bulunan, kenarları 15m. olan bir kare hattın dış etrafından dolanarak en uzun mesafe gitme işidir. Küp Apnea yarışmaları daha önceki yıllarda 15m. derinlikte yapılıyormuş, o zaman denizde kurulan hat tam bir küp olduğundan bizdeki ismi “küp apnea” olarak kalmış. Şimdi hat tam bir küp olmasa da halen aynı ismi kullanmayı sürdürüyoruz. Her iki branşı da çok severek yapıyorum ve her ikisinde de Milli Takım formasını giymiş olmak ve uluslar arası arenada Türk bayrağını dalgalandırmış olmak benim için onur kaynağıdır.

2011 yılı itibariyle potansiyelimi birkaç farklı branşa daha yaymayı planlamaktayım.

Sanırım serbest dalıcılıkta sürekli ve düzenli antremanlar çok önemli.. Antremanlarınızı nasıl nerde ve hangi sürelerde yaparsınız?

Yoğun iş ve okul yaşantımla beraber antrenman programımı hiç aksatmadan sürdürürüm. Hayatımdaki hiçbir şeyin antrenman sürecimi olumsuz şekilde etkilemesine izin vermem. Uzun antrenman sezonumu rahat edebileceğim bir ortamda devam ettirmem önemlidir. Havuz ve kara antrenmanlarımı daha evvel olduğu gibi bu yıl da, yaşadığım şehir olan Çanakkale’de bulunan Kolin Hotel sponsorluğunda sürdürmekteyim. Halen Türkiye Rekorunu elimde tuttuğum “küp apnea” branşı için zorlu deniz antrenmanlarımı Gökçeada’da antrenörüm ve tecrübeli serbest dalış sporcusu arkadaşım Sertan Aydın gözetiminde ve güvenlik amirliğinde sürdürmekteyim. Bu branşta antrenmanlarımın bir kısmını antrenman sponsorum Denizkızı&Denizkızı Royal Hotel ile beraber National Geograpfic- Nautilus Dalış Okulu direktörü Tevfik Camgöz gözetiminde ve güvenlik amirliğinde, berrak ve sıcak sularını çok sevdiğim Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde sürdürmekteyim.

Yarışmalardan önce bu antrenmanlar esnasında sizi en çok modifiye eden şey yada şeyler nelerdir? Elde ettiğiniz güzel derecelerden sonra ne hissedersiniz?

Benim için her antrenman yepyeni bir deneyimdir. Bir sonraki antrenmanda neler deneyimleyeceğimi görmek için sabırsızlanırım. Bu beni yeni antrenmana iyi bir şekilde hazırlar. Yarışmalarda güzel bir sonuç elde ettiğimde antrenmanlarımı taçlandırdığımı düşünürüm ve fazla oyalanmadan bir sonraki yarışmama odaklanırım. Ancak spor hayatında her zaman istediğimiz olumlu sonuçları elde edemeyebiliyoruz. Böyle zamanlarda kendimi asla yıpratmam ve hatalarımı belirleyerek bir sonraki hedefime daha güçlü bir şekilde yönelirim.

Bağlı bulunduğunuz kulüp var mı? Varsa bize biraz kulüp faaliyetlerinden bahsedebilirmisiniz?

Çanakkale Cankurtarma ve Sualtı İhtisas Spor Kulübüyle başladığım yarışmacılık yaşantıma, son iki yıldır ODTÜ-SAS Kulübü ile devam etmekteyim. Yoğun iş-okul-antenman yaşantım dolayısıyla kulübümün çok renkli faaliyetlerine katılma fırsatı bulamıyorum.

Serbest dalıcılıkta Türkiye’nin durumu nedir? Biz dışardan bakıldığında nasıl gözüküyoruz?

Türkiye, Serbest Dalış sporunda uluslar arası nizami yarışmalar düzenlenmeye başlandığından bu yana bu yarışmalara katılım gösteren bir ülkedir. Ulusal yarışmalarımızda katılımcı sayısı, bu sporla ilgilenen diğer ülkelere göre oldukça fazladır. Yıllar içinde uluslar arası yarışmalarda çok önemli başarılara imza atılmıştır. Diğer katılımcı ülkeler Türkiye’nin potansiyelinin farkındadır. Konu hakkında şahsi fikrim ise, serbest dalışta çok güçlü olduğumuz şeklindedir. Ancak iyi yarışma çıkarmak için sadece güç yeterli değildir. Daha iyi yarışmalar çıkarabilmek için iyi stratejilere ihtiyacımız olduğunu düşünmekteyim. Bu konu üzerinde devam eden çalışmalarımızı gücümüzle birleştirdiğimizde tam olarak hak ettiğimiz noktada olacağımıza inanıyorum. Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu Başkanımız Sayın İnkılap Obruk ve Serbest Dalış Teknik Kurulu Başkanımız Sayın Levent Ucuzal Türkiye’de serbest dalış sporunun ivme kazanmasında önemli rol oynamaktadırlar.

Çalışmalarınız esnasında sizi en çok zorlayan husus nedir? Karşılaştığınız sorunlar oluyor mu? Sponsor sıkıntısı yaşıyormusunuz mesela?

Antrenman sezonumda beni çok zorlayan bir husus fiziksel ve zihinsel aktiviteye dayalı olan iş yaşantımı antrenmanlarımla paralel sürdürmek zorunda oluşumdur. Bu bana iş kaybı ve/veya yorgun antrenman/yorgun yarışma olarak geri dönmektedir. Halen spor yaşantımı finanse edebilecek bir sponsor bulabilmiş değilim. Halihazırda 2 branşta kafamı suya soktuğum anda dünya rekorunu Türkiye’ye getirebilecek durumdayken, rekor organizasyonunu üstlenecek bir sponsorum olmadığından yarışmaları beklememiz gerekecek.

Basının, sizin gibi yurt dışında önemli başarılar elde etmiş sporcularımıza bakışı nasıl? Sizce, serbest dalışa gereken önemi veriyorlar mı?

Belki de doğası gereği, popüler kültüre prim vermekte olan ulusal basın bazen başarı öykülerine ilgisiz kalmaktadır. Örneğin, 2008 yılında 2 branşta Avrupa 2.ciliği kazandığımda, 4 gün üst üste maksimum performans göstermiş ve o yarışma içinde 2 madalya birden kazanan tek bayan sporcu olmuştum. Konu ulusal görsel basında altyazı olarak, ulusal yazılı basında da ufak bir haber küpürü olarak yer bulurken aynı yıl İtalyan basınından gelen bir röportaj teklifini kabul etmiştim. Röportaj İtalyan basılı medyasında yer aldı ve bir İtalyan gazetecinin yaptığı, “gelecek yıllar için bu Türk kızını dikkatle izleyin” yorumu çok hoşuma gitmişti. Esasen popülariteden çok hedeflerime odaklı olduğumdan bu konuda bir sıkıntım yok, üzerinde fazla da durmuyorum.

Sizin aynı zaman da rehberlik yaptığınızı biliyorum.. Bu kadar aktif olmayı nasıl başarıyorsunuz? Bize yaptığınız işten biraz bahsedermisiniz?

İlginç bir şekilde hayat beni aktif olmaya çağırıyor. Kendimi genellikle bir yerden bir yere koşuştururken buluyorum. Mesleğim “turist rehberliği”ne ilk başladığım günden beri işimi “dünyanın en güzel işi” olarak tanımlarım. Bir rehberin hiçbir zaman uykusu gelmez, susamaz, acıkmaz, yorulmaz, hep gülümser ve her zaman kendisine sorulacak sorulara verecek mantıklı bir cevabı; gezdirdiği destinasyon hakkında engin bilgisi olmalıdır. Yaptığım her işi mükemmel yapmak isterim; dolayısıyla gezdirdiğim gruptaki her bireyin benim turumdan mutlu ayrılması için çabalarım. İşim gereği çok fazla farklı insan modeliyle karşı karşıya geldim. Bu bana sosyal yaşantımda iletişim kurduğum insanların özünü daha rahat fark edebilmemi sağlamaktadır. Bir de hayatım boyunca karşılaştığım en ilginç insanlar hep çalıştığım gruplardan çıkmıştır, bu benim işime olan ilgimi canlı tutar.

Geleceğe yönelik hedefleriniz nelerdir?

Yaşadığım günden memnun bir kişi olarak geleceğe dönük çok fazla planlar yapmasam da ileride sporculuk yaşantımda başarılı yarışmalar çıkarmak isterim. Bunun yanı sıra halen keyif alarak ve ilgiyle devam ettirdiğim spor öğretmenliği bölümünden mezun olduğumda, diğer bir branşım olan tarih öğretmenliği ile beraber çift dallı bir öğretmen olarak iş yaşantımı sürdürmeyi isterim.

Bize bir anınızı anlatırmısınız?

Çocukken her yere koşarak giderdim; bakkala, okula, parka… ve koşmayı çok severdim. İçine dönük bir çocuk olduğumdan spor öğretmenim bu yönümü bilmezdi. Ortaokul 3. sınıftaydım, 15 yaş civarı… Öğretmenimiz 3 kız öğrenci seçti ve onları ortaokullar arası koşu yarışına götüreceğini söyledi. Seçtiği kızlar arasında ben yoktum ve bahsi geçen mevzu, koşudan başka bir şey olsaydı, eminim ki oracıkta sesim soluğum çıkmazdı. Ancak dayanamadım ve “”öğretmenim ben de yarışmak istiyorum”, dedim. Biraz düşündü ve sonra “tamam, sen de gel”, dedi. Uzun mesafe koşu yarışını birinci olarak bitirdiğimde çok mutluydum. Bu anımı her hatırladığımda Forrest Gump filmi aklıma gelir…

Bu spora yeni başlıyacaklara tavsiyeleriniz nelerdir?

Bu ekstrem spor ilginç olduğu kadar güvenlik tedbirleri tam olarak alınmazsa tehlikeli de olabilir. Yeni başlayacak arkadaşlara tavsiyem işin uzmanlarından eğitim aldıktan sonra güvenlik tedbirlerini her şeyin üzerinde tutmaları olacaktır. Bundan sonra bu spora fiziksel yatkınlıkları da varsa başarılı olmak için ihtiyaçları olan şey düzenli ve bilinçli antrenmanlardır. Herkese sağlıklı dalışlar dilerim.

Sizin tatlı sevdiğinizi biliyorum… acaba en çok hangi tatlı?

Kesinlikle en zor sorunuz bu oldu, çünkü ben bütün tatlıları severim … Şu sıralar künefe diyebilirim ama yine de tüm tatlıları severim, bir de çikolatalı dondurmaya bayılırım.

Bilge hanım, size çalışmalarınızda başarılar dileriz !! tekrardan zaman ayırdığınız için çok teşekkürler !

Sevgili Bilal Karataş, uzun zamandır planladığımız bu buluşmayı gerçekleştirmek ve birbirinden güzel sorularınızı cevaplandırmak bana büyük keyif verdi, ilginizden ve nezaketinizden dolayı çok teşekkür ederim.

Bilal Karataş
bilalkaratas@sualtigazetesi.com

Bizi Sosyal Medyada Takip Edin !