Maldivler, Hint Okyanusu’nda 1.200 adadan oluşan bir devlet. Hindistan’ın güneyinde… En yakın komşuları Hindistan ve Sri Lanka. Ülkenin en yüksek noktası 2,4 metre… Tam da bu nedenle, küresel ısınmanın yarattığı su yükselmesi bu ülkeyi ciddi şekilde tehdit ediyor. Maldivler’in 50-100 yıl içinde tamamen sular altında kalması öngörülüyor. Avustralya, bu ülkenin vatandaşlarına sığınma hakkı verdi ve toprak tahsis etti.
FIRAT’TA YÜZEN, HER YERDE YÜZER
Bu ansiklopedik girizgâhtan sonra, spotta bahsettiğimiz Urfalı Memo’nun Maldiv macerasına gelelim… Kaderi suyla yazılmış olan Maldiv, ekonomik olarak da ‘su’ya yani deniz turizmine göbekten bağlı. Ülkeye gelen turistlerin büyük çoğunluğu ‘dalış’ için geliyor. Dolayısıyla dalgıçlar için iş olanağı çok fazla. Ülkenin en lüks resortlarından Fourseasons Landaa Giraavaru’da dalış merkezi müdürü olarak çalışan Mehmet Veysi Dağ, burada Memo olarak tanınıyor. Hikâyesi Urfa’da başlayan Mehmet ile ilk karşılaştığımızda gruptaki arkadaşlarımdan biri “Çok uzun süredir buradasınız galiba, Türkçeniz biraz bozulmuş” deyince, yüzünden eksiltmediği gülümsemesi büyüdü… “Yok! Benim Türkçe hep biraz bozuktu, ana dilim Kürtçe.” Bildiği dilleri saydı sonra, “Kürtçe’nin yanı sıra Arapça da ana dilim; İngilizce ve Rusçam çok iyi. Fransızca, Almanca konusunda birkaç ay daha çalışırsam onlar da anadil seviyesine gelir.”
16 yaşına kadar, Urfa’da sıradan bir hayatı varken, her şey babasının karar alıp evleneceğini bildirmesiyle altüst olmuş. “O yaşta evlenmek beni çok ürküttü. Lise öğrencisiydim. Etrafımda herkes böyle evleniyordu ve çok mutsuzdu. İtiraz ettim. Faydası olmayınca, bir gece yanıma hiçbir şey almadan kaçtım. Önce etrafımdan iş bulunabildiğini duyduğum Kuşadası’na gittim. Garsonluk, tekstil, satış, ne bulursam çalıştım. Liseyi de dışarıdan tamamladım. Sonra askerlik vakti geldi” diyor Memo…
Ve ne olduysa askerde olmuş; hayatı değişmiş… “Acemi birliğinde, yüzme bilenleri ayırdılar. Ben yüzmeyi Fırat’ta öğrendim. Tatlı suda yüzen, hele Fırat’ta yüzen her yerde yüzer. Bizi denediler ve ‘Dalgıç olmak isteyen var mı?’ diye sordular. İstedim; zorlu eğitimlerden geçtik. Çok başarılı oldum ama sağlık raporu sırasında bir pürüz çıktı ve SAT olamadım. İçimde ukde kaldı…”
Askerlik bitip Kuşadası’na dönünce hemen bir dalış merkezine gidip ilk brövesini almış. Sonra da dalış merkezlerinde hoca olarak çalışmaya başlamış. Antalya’ya Rus turist akını başlayınca Kemer’e geçmiş. Dalış brövesi veren iki kuruluş var. CMAS ve PADI. Kuşadası’nda CMAS daha yaygınken Kemer’de hem PADI brövesi almış hem de Rusça’yı öğrenmiş. Bu arada, eğitimler almaya devam ederek dalış hocası yetiştiren hocaları da yetiştiren –benim deyimimle ordinaryüs dalgıç- seviyeye gelmiş işinde…
Hayatını ikinci kez değiştiren de bunlar olmuş. “PADI’nin internet üzerinde bir CV paylaşım ağı var. İş arayanlar da, dalgıç arayanlar da oradan haberleşiyor. Maldivler’de Rusça bilen Padi hocası aranıyordu. Başvurdum, kabul edildim. 7 yıldır buradayım. Bu yaz Kuşadası’na bir arkadaşımla okul açıyoruz. Üç ay Türkiye’ye geleceğim. Kışın tekrar buraya döneceğim” diyor.
7 yıl boyunca dünyayı gezmiş; örneğin geçen hafta Nepal’de Everest’e tırmanmış. Ufku bu kadar genişlemiş ama ailesiyle sorunları bir türlü aşamamış. Annesi hariç kimseyle görüşmüyormuş. “Kaç kardeşin var? Onlarla da mı görüşmüyorsun?” diye sorunca, “Beş kardeşiz, bir de kız var” yanıtına şaşırıyorum… Kızları kardeşten-evlattan saymamak Memo’nun da hâlâ zihninde… Ben tepkimi gösterince, biraz duruyor; “Haklısınız, alışkanlık işte. Onu da evlendirdiler küçük yaşta, Allah’tan eşini sevdi” diyerek geçiştiriyor bu meseleyi…
Bölgeye çok sayıda Türk turist de geliyor. “Bütün ünlü aileler, işadamları, politikacılar –elbette isimlerini veremem- burada ve özellikle benimle dalmak isterler. Benden başka iki Türk garson vardı ama dayanamadılar, 5-6 ay kalıp döndüler. Onlardan biri mutfakta çalışıyordu, arada bir lahmacun yapıp çağırırdı, birlikte yerdik” diye anlatıyor.
Son olarak çalışma şartlarını soruyorum: “Fourseasons çalışan mutluluğuna çok önem veriyor. Sonuçta eni boyu 500 metre bir ada burası. Lojmanlarımız var, kendi aramızda maçlar yaptığımız sosyal tesislerimiz, maaşın yanı sıra ‘çalıştığın pozisyona göre’ yılda birkaç kez memlekete ya da dünyanın herhangi bir yerine uçak bileti gibi avantajları var. Ben artık buranın müdürüyüm, özel konuklar dışında pek dalmıyorum ama her dalgıç günde en fazla 3 kere ve en fazla 3 kişilik grupla dalar. Türkiye’de en az 10 kişilik grubu daldırırsınız ve kaç kez olduğunu Allah bilir, kimi gün 10 kere dalarsınız…”
35 yaşına, bunca başarıyı ve birçok kişinin hayal bile etmeyeceği şeyleri sığdıran Memo’yu bırakıp mantalarla yüzmek üzere tekneye biniyoruz. Maldiv seyahatinin diğer ayrıntıları ‘kutularda’…
MALDİV SADECE BALAYI ADASI DEĞİLDİR!
Türkiye’de genellikle ‘balayı adaları’ olarak bilinen Maldivler, romantik bir ülke ve bu sıfatını fazlasıyla hak ediyor. Ancak, ille de balayı tatili planlamak zorunda değilsiniz, dalış ya da şnorkel ilginizi çekiyorsa mutlaka görmeniz gereken yerlerden. Ayrıca gerçek anlamda ‘sakinlik’ arayanlara da önemli bir seçenek… Çünkü en fazla yüz odalı ada otellerde sahiller öyle büyük ve güzel ki her turist kendini ‘özel plajında’ sanabilir…
Oda fiyatları, kampanya ve ‘düşük sezon’ takip ederseniz 150 dolara kadar düşebiliyor.
Ama kral dairesi derseniz seçenek çok. Fourseasons Landaa Giraavaru’nun 10 kişilik, çok odalı, gerçekten özel plajlı lüks süitinin geceliği 15 bin dolar. Otel müdüründen Rus ve Türk turistlerin bu oda için sıra beklediğini öğreniyoruz…
Türkiye’den genellikle aktarmalı uçulan Maldivler’e yaklaşık altı aydır THY direkt uçuş koydu. Saatleri çok iyi planlanmış; gece yapılan yolculuk 7,5 saat sürse de uykuda geçtiği için gün kaybetmiyorsunuz. Setur, Maldivler’e önemli sayıda Türk turist gönderen firmalardan biri. Fourseasons’un ülkedeki iki otelini ve uçuş dahil ettikleri 12 Temmuz’a kadar sürecek kampanyalı fiyatları şöyle:
Kuda Huraa
Kişi başı 2 bin 800 euro yerine 2.400 euro.
Fiyata dahil hizmetler:
THY ile ekonomi sınıf gidiş-dönüş uçak bileti
4 gece oda+kahvaltı konaklama
Sürat teknesiyle transferler…
Kuda Huraa + Landaa Giraavaru
Kişi başı 4 bin 700 euro yerine 3 bin 800 euro.
Fiyata dahil hizmetler:
THY ile ekonomi sınıf gidiş-dönüş uçak bileti
4 gece Kuda Huraa, 3 gece Landaa Giraavaru’da oda+kahvaltı konaklama
Sürat teknesi ve deniz uçağıyla transferler…
50 YIL SONRA YOK ALACAK AMA YİNE DE DOĞAYA SAYGILI
Maldivler, bir atoller topluluğu, yani mercan adaları grubu. Binden fazla adadan sadece 300’ünde insan yaşıyor. Yükselen sular buranın en büyük problemi…
Tropik iklimin hüküm sürdüğü Maldivler’de şu sıra ‘kış’ yaşansa da su sıcaklığı ortalama 30 derece diyelim, siz gerisini tahmin edin. Balıkçılık ve turizm tek gelir kaynakları. Sınırlı süreleri kalmasına rağmen, ‘vahşi turizm’ yapılmıyor. Tüm tesisler doğaya olağanüstü saygılı. Örneğin, sürekli nemli bu coğrafyada hiç sinek yok. Kimyasal ilaçlama yapılmıyor, önlem olarak açıkta tatlı su bırakmıyorlar. Yağmurdan hemen sonra biriken sular ya toprakla kapatılıyor ya da içine tuz atılıyor. Sinekler sadece tatlı sularda üreyebiliyormuş… Devletin doğanın korunmasına dair sıkı kuralları var. Ülke, şeriat kanunlarıyla yönetiliyor; havaalanında ‘içki ve domuz eti sokmak yasak’ tabelasıyla karşılandığınızdan, zaten anlıyorsunuz… Turizm yapılan adalar tamamen otellere ayrılmış, buralarda içki de, domuz eti de serbest.
Fourseasons Kuda Huraa’nın müdürüyle sohbetimiz sırasında, Devlet Başkanı Muhammed Naşid ile direkt telefonla görüşebildiğini öğreniyoruz. Oda fiyatlarından kişi başı gecelik 8-10 dolar doğrudan devlete vergi olarak gidiyormuş. Fourseasons Landaa Giraavaru’da tüm odalarda İbni Batuta’nın Maldivler ve Hindistan’ı anlattığı bir kitabı var.
Batuta’nın yazdığına göre, 1300’lerin başında da Maldiv halkı Müslüman; ancak yerel âdetlerini sürdürüyorlar. Kadınlar geleneksel kıyafetlerini giyiyor. Bugünse şeriat ile yönetildikleri için kadınlar pek ortada görünmüyor. Yine de herkes hayatından memnun, çünkü ülkede okuma-yazma oranı yüzde 100; eğitim, sağlık, barınma ücretsiz.
Halkın büyük çoğunluğu turizm sektöründe çalışıyor. Ortalama en düşük ücret aylık 500 dolar, buna bahşişleri de eklediğinizde 1000 doların üzerine çıkıyor. Balıkçılık ve tarım da yapılıyor. Yerel adalar muz tarımı için kullanılıyor.
Fakat üretim olmadığı için hemen hemen tüm ihtiyaçlarını ithal ediyorlar, dolayısıyla yaşam biraz pahalı…
GÜLAY ALTAN
gulay.barbaros@aksam.com.tr