Sayın Ticari Dalış Merkezleri profesyonelleri:
Geçtiğimiz hafta sonu Kemer’de yapılan ve TSSF “Dalış Merkezleri Kurumu” tarafından organize edilen “çalıştay”a katılan sektör üyeleri, umarız ki bu etkinlikten çıkarabilecekleri dersleri çıkarmışlardır.
Umarız ki şu anda bu konuda yetkili olan ve kararları alacak makamlar, kendi bünyelerindeki sektör üyelerine danışılmadan yazılan ve 3.09.2013 tarihli Talimatın aldığı tepkileri ve yarattığı problemleri göz önüne alarak, acele düzelterek tekrar yayınlamak durumunda oldukları yeni talimatta sektörün, iletebildikleri kadarıyla bile olsa, isteklerini azami şekilde dikkate alırlar.
Çalıştay öncesi yayınlanan Ticari Dalış Merkezleri Derneği bildirisinindeki istekler gündemdedir ve cevapsız kalamamalıdır. “Çalıştay” öncesinde, sektörün tecrübeli profesyonelleri ve bilim insanları tarafından yayınlanan yazılardaki eleştriler ve düzeltme istekleri, Türkiye’de sualtı etkinliklerini başlatan kurumun (TBK) itiraz ve istekleri görmemezlikten gelinemez. Sonuç aşikâr ortadadır: ilgili sektörün böyle bir talebi olmamıştır ve sektör artık “gölge etme başka ihsan istemez” durumundadır. Sektör mensupları, demokratik haklarını kullanarak, bu düşünceyi eyleme dönüştürecek girişimlere de başlamıştır.
İsterdik ki, tek gündem maddesi Talimat ve tamamladığı Yönetmelik olması gereken bu “çalıştay” planlanırken benimsenen gündem, kısıtlı zamanımızın azami olarak bu konuya odaklanmasını sağlasaydı… Bu istek yoktu.
İsterdik ki, bu toplantıda, geldikleri bölgelerin ortak sesini bile temsil etmeyen, iyi niyetli bir yorum ile seslerini kendi bölgelerinden TSSF’ye duyurma hakkını kullanma iddiası ile önümüze dizilen “TSSF bölge temsilcileri”, oluşturdukları “Dalış Merkezleri Kurulu”nun demokratik iradesini yansıtan bir metni bizlere “Çalıştay” öncesi vermiş olsalardı… Böyle bir metin yoktu.
İsterdik ki (TSSF kurulları dışında)sektörün itirazlarını not eden ve tartışmaya açan bir metin olsun. Bu da yoktu.
Kısacası, “Çalıştay “ortamı, bir “sesinize kuvvet” ortamıydı…
Kimsenin daha önce görmediği, menşei açıklanmayan (moderatör: “bize de yeni geldi”) ama nedense ana prensiplerinin kabul edilmiş olduğu varsayılan (!) yeni bir metni uzaktan seyrettik. Bu prensiplere girmeyi planlamamakla beraber, yine de detaylarını tartışmayı bekleyen ve sonrasında da, katılımcıların iradesini ifade edecekleri bir oylamanın olabileceği sanısı yaratan kötü bir film izledik hep beraber…
Toplantıyı idare edenler tarafından yetkili TSSF yönetim kuruluna biraz baskı yapabilecek herhangi bir oylamadan imtina edilmesine ragmen, “delege olmayıp (?)“ söz isteyen ziyaretçileri taciz eden güvenlik görevlilerinin, katılımcılardan tepki görmesi sonrası, oturum başkanı tarafından değil, ama Sn. TSSF başkanı tarafından dışarı davet edildiği bir ortamdı bu.
Ama yine de, bizlerin sektörün itirazlarını dolaysız olarak aktarmaya çalıştığımız bir ortamdı, imkanı veren Sn. TSSF Başkanlık makamına teşekkür ederiz.
“Çalıştay” gündeminin ve moderatörünün lütfettiği sınırlı zamanda, devamlı konumuza odaklama mücadelesi vererek, görüşlerimizi seslendirmeye çalıştık … Her zaman olduğu gibi, yine “not edildi” taleplerimiz… Not edilen bu kısmi listenin katılımcıları tatmin edip etmediği bile sorulmadan, bu liste teyit edilmeden ve yayınlanmadan, plaketler dağıtıldı ve görev tamamlandı…
“Not edilen” sorun-talep listesi elimizde olmadığından, “çalıştayda” not ettirdiğimizi sandığımız, ya da istemimize rağmen, not ettiremediğimiz, ya da ifade etmeye vakit bile bulamadığımız isteklerimizden bir demeti tekrar edelim:
- TSSF’ye bağlı dalış kuruluşlarına verilen tüm “hak mahrumiyeti” (şirket, kulüp aktivitelerini askıya alma, kapatma) cezaları kalkmalıdır.
- Uygulamalarda eksik, hata ve uyumsuzluklarda azami surette uyarı mekanizmaları ön planda olmalıdır.
- Katılımcıların “gaddarca” olarak nitelendirdiği tüm maddi cezalar kalkmalıdır.
- Uyarı ve hak mahrumiyeti cezaları ancak (TSSF’yi belirleyen) CMAS standartlarına uymama konusunda olabilir. Bunun dışındaki tüm kovuşturma, yargılama, cezalandırma Devletin adli kurumlarına bırakılmalıdır.
- Kazanılmış haklar, dayatılmaya çalışılan yeni koşullarla, kimsenin elinden alınmamalıdır.
- Yetişkin bir insanın doğal sorumluluklarından olan, yaptığı faaliyete uygun sağlık kontrollerini yaptırması gerekliliği, herhangi bir zorlayıcı (tetkik listesi), tekelci (hiperbarik tıp uzmanı, vb) anlayışla sınırlandırılmamalıdır.
- Sağlık durumunun dalışa elvermediği geçici ve kalıcı tüm durumlarda, eğitmenlik hakkı ve belgeleri iptal edilmemeli, teorik eğitimleri verecek şekilde, mesleki haklar devam etmelidir. Meslek ve yaşam hakkına müdahale söz konusu olamaz.
- Üzerinde hala tartışılan sağlık raporu gereksimini 2014 sonuna kadar ertelenmelidir.
- Bürokratik zorlamalardan başka hiçbir dayanağı olmayan “rehberlik” (illa da bröveli olması gerekiyorsa), bir yıldız bir eğitmenin verebileceği bir “uzmanlık brövesi” olmalı, TSSF sınavı olmadan, seçmeli olarak verilebilmelidir.
- Yıllardir TSSF’ye bağlı kişi ve kurumların talep ettiği , en acil durumlarda bile maddi cezalara sebep olan, “rehber dalıcıların acil durumlarda bildirilerek kayıtlı olduğu dalış merkezinden değişik bir merkezde geçici olarak çalışabilmesi” konusu, nihayet talimatta yer almıştır ; sigorta ve yükümlülükler konularının altı boş bırakılmamalıdır.
- Yıllardir talep edilen, “3 yıldız dalıcıların deneme dalışı yaptırabilmesi” konusu, nihayet talimatta yer almıştır . “Tüp dolumu”, “deneme dalışı”, vb uydurmaca uzmanlık bröveleri, doğal yeri olan üç yıldız dalıcı müfredatında kalmalıdır, yeni brövelere gerek yoktur.
- Üç yıldız dalıcı ve eğitmen dalıcılara dayatılmaya çalışılan “uzman dalıcı” bröve zorunluluğu derhal iptal edilmelidir. Uzman dalıcı ve uzman dalıcı eğitmenlik bröveleri hiçbir koşulda mecburi olmamalı, istek ve tercih üzerine alınmalıdır.
- Tüm uzmanlık brövelerinde uyulması gereken standartlar CMAS tarafından belirlenmiş ve yayınlanmış standartlar olmalıdır.
- Tüm uluslararası sistemlerin eğitmen ve dalıcılarının belge ve bröveleri, Türk karasularında eğitim verebilmek ve dalış yapabilmek için yeterli ve yetkili olarak benimsenmelidir.
- Talimat ve Yönetmelikten, “rencide edici” ve benzeri, sübjektif ve esnek kavramlar, kaldırılmalıdır.
- Çocuk dalışı, uluslar arası yayın ve uygulamalar kapsamında, 10 yaş alt sınırında deneme dalışı standartlarında (1 egitmen, 5 metre) yapılabilmelidir.
- Sektörün gelişmesini ve hareket alanını oluşturacak ,uluslararası rekabet koşullarında avantaj sağlayabileceğimiz tam bir ticari özgürlük alanı yaratılmalıdır.
- Bilimsel bir temele ve herhangi bir orijinal dökümantasyona dayanmayan,bir buçuk saatlik sohbet ile dağitilan ve ardından kötü bir ticaret haline dönüşen “uzmanlık”dağıtma anlayışı-tavrı derhal terk edilmelidir. Bu davranışın sektörün (özellikle CMAS’ın) değersizleştirilmesi sonucunu yarattığı görülmelidir.
Bu çalıştaya gelmeyen kişi ve kurumlara da hak vermemek elimizde değildir. Çalıştay öncesi bildirimimizde de belirttiğimiz gibi, TDMD olarak katılım sağlamamız da şu anda geçerli olan TSSF/dalış merkezleri hukukuna itirazımız olmadıgı anlamına gelmemelidir. Sektörümüzün bu uygulama ile mağdur olmaması prensibiyle ve tüm iyi niyetimizle,ticari dalış merkezleri’nin görüşlerin açıklamak ve uyarı görevimizi yapmak üzere toplantıya katılmayı görev bildik. Gördük ki neredeyse tüm katılımcılar ile ortak ruh ve anlayış birliği içindeyiz. Umarız TSSF yönetimi toplantıdaki bu ruhu ve anlayış birliğini dikkate alır.
Şimdi top TSSF yönetim kurulunda, ve umarız düdük TSSF Dalış Merkezleri Kurulundadır.
Kurul üyelerinden bizlere demokratik iradeleri talimata yansımazsa kurulda görev almaya devam etmeyeceklerini ifade edenler olmuştur.
Çalıştay sırasında da, katılımcıların çoğunluğunun oylama ile bariz şekilde ifade ettiği en önemli ve belirleyici koşullardan biri olan, yukarıdaki listedeki 12.ci maddenin talimata yansımaması, sektörümüzce Dalış Merkezleri Kurulunun varlığını sona erdirmesini gerektirecek bir durum olarak değerlendirilecektir.
Tüm meslektaşlarımızı haklarını bilmeleri ve sahip çıkmaları konusunda uyarmayı görev addediyoruz.
Saygılarımızla,
Ticari Dalış Merkezleri Derneği Yönetim Kurulu