1920 yılının sonuna gelindiğinde, Yunanistan’da Başbakan Venizelos seçimi kaybetmiş ve İngilizlerin teşviki ile Kral Kostantin iktidara gelmişti. Yeni yönetim, itilaf devletlerinin güvenini kazanmak için askeri bir başarı elde etmek istiyordu.
Diğer taraftan, milli mücadelenin ilk günlerinde hizmetleri görülmüş olan Çerkez Ethem ve kardeşlerinin daha sonra merkezi otoriteyi reddederek başlarına buyruk hareket etmeye başlamaları, Yunan Hükümetine Anadolu’da yeni bir harekata girişmek için cesaretlendirmişti.
Yunan ordusu, 06 Ocak 1921 sabahı Eskişehir yönünde iki kol halinde harekete geçti. Yunanlılar üç günlük yürüyüşün ardından 09 Ocak günü İnönü mevzilerinin önüne geldiler. Asıl muhabere, 10 Ocak sabahı Yunanlıların taruza geçmesi ile başladı. Türk birliklerini batı cephesi Komutanı Albay İsmet komuta ediyordu. Meydana gelen şiddetli çarpışmalar sonucunda Yunan ilerleyişi durduruldu gibi, Yunan birlikleri 11 Ocak’ta geri çekilmek zorunda bırakıldı.
Milli kuvvetlerin ilk askeri başarısı olan birinci İnönü muharebesi, içeride ve dışarıda büyük yankı uyandırdı. Bu zafer, Ankara Hükümeti’nin Anadolu’daki konumunu güçlendirdiği gibi, dış itibarını da arttırdı. Atatürk, bu savaştan sonra tuğgeneralliğe terfi ettiren İsmet beye gönderdiği tebrik telgrafına şöyle diyordu;
Bu muvaffakiyetin mukaddes topraklarımızı düşman istilasından tümüyle kurtaracak olan kesin zafere bir hayırlı başlangıç olmasını Allah’tan dilerim.